Bu zenginler dışında bir çok çalışan ya ortalama bir hayat sürüyor ya da ortalamanın altında bir hayatı yaşamaya mahkum oluyor. Daha önce bir çok yazımda belirttiğim gibi kişilerin sosyal güvenlik ödemeleri zaten hak getire. Çoğu işçi asgari ücretle çalışmaya mahkum durumda.
İşverenler ucuz iş gücü kullanmak adına, bir çok Uşaklı ve üniversiteli genci kurdukları işlerde çalıştırıyorlar. Bu çalışanların bir çoğu hizmet sektöründe çalışıyor. Çalışa gençlerin aldıkları ücretler 15-20 TL’yi geçemiyor ve neredeyse tamamına yakınının sigortası yok. Çalışma saatlerine gelince 10-12 saatlik yoğun bir çalışma onları bekliyor. Bu işin çalışanlar kısmından gözüken tarafı.
Hizmet sektörü dışında çalışan Uşaklı işçilerin durumu da farklı değil aslında. Deri sektöründe, tekstil sektöründe çalışan bir çok işçi, bölgede ki en düşük ücretlere çalışmak zorunda kalıyorlar. Ulaşım servislerinin kalitesi yerlerde sürünüyor. Çalışma saatleri esnek! Yani bu ne demek, patron ne zaman derse o zaman işten çıkılıp eve gidiliyor.
Yaşam zaten pahalı. Kirada oturan birinin vay haline. Kira ücretleri, üniversite öğrencilerinin gelmesinden sonra aldı başını gitti zaten. 500 TL’ye doğru düzgün bir evde oturan şanslı hissediyor artık kendini. Eğer bir de eşin çalışmıyorsa, getir getirebilirsen ay sonunu. Pazar harcı, çocuğun masrafları derken ay sonunda elde kalan sıfır.
Uşak’ta bir çok insanın bankalara ya ödeyemedikleri kredi borcu var, ya da geleceğe dair hiçbir birikim yapamamış durumdalar.
Bu yazdıklarımın hepsi Uşak’ta çalışanların ne kadar zor şartlarda hayatlarını devam ettirdiklerinin en büyük göstergesi. Peki işverenlerin durumu nasıl? İşverenler rahat içinde paralarına para mı katıyor? Maalesef işverenler açısından da durum çok iç açıcı değil.
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi zaten işverenlerin istediği donanımlı bir personele ulaşma şansları neredeyse yok gibi. Bir çok işveren insan kaynakları açısından yeterli donanıma sahip olmayan bir çok personelle işlerini yürütmeye çalışıyorlar. İşverenlerin yaptıkları işlerde rekabet üst seviyede ve kar marjları artık eskisi gibi değil. Vergiler, sigorta primleri, denetlemeler işverenin boynunu bükmüş durumda. Tamam çalışan haklı olarak sigorta istiyor. Ancak 10 personel çalıştıran bir işverenin ay sonu geldiğinde bu çalışanlar için ödediği sigorta primi miktarı hiç de azımsanacak ölçüde değil.
TEB tarafından geçtiğimiz haftalarda organize edilen KOBİ eğitiminde bu konular konuşuldu. Uşaklı firmaların bir çoğunun sorunu AR-GE ye gereken bütçeyi ayıramamak. Ancak zor şartlarda yapılan bir çok yatırımın ardından bu yatırımın geri dönüşü kapital olarak hiç de kolay olmuyor.
Zaten şükürler olsun Uşaklı işverenin arkasında duran kimsede yok. İşverenler, sanayiciler kendileri bir şeyleri ortaya koyup başarılı olabiliyorlarsa olabiliyorlar. Yoksa Uşaklı işverene sanayiciye kimseden fayda yok. Devletin teşvik verdiği Uşak’ta kaç firma var acaba?
Biz kendimize sanayi şehriyiz diyoruz. Ama bu sanayi şehrine gelen giden ne bir Sanayi Bakanı var ne de bir devlet yetkilisi. Geçen Uşak’a gelen bir bakanımız gibi Uşak sessiz sedasız ilerliyor ve Bakan bunu rahatlıkla sıkılmadan söyleyebiliyor.
En son şehrimizde MÜSİAD’ın açılışı yapıldı. Her yerde boy boy ilanlar verildi. Egemen Bağış Uşak’ta diye. Sonuç ne oldu Egemen Bağış Uşak’a gelmedi ve kimse de bu durumdan rahatsız olmadı. Ankara’da, İstanbul’da, Kayseri’de bir restoran açılışına bile koşa koşa gelen bu devlet adamları, konu Uşak olunca nedense geri adım atıyorlar.
Sonuç olarak geldiğimiz nokta çok net. Bu şehre Uşak’lı dan başka kimsenin bir faydası olmadı, olmayacakta. Bize düşen işveren veya çalışan birbirimizi sevmek. Çalışanlar işlerini hakkaniyetle yaptığı sürece, işverenler çalışanın sosyal haklarını verdiği sürece bu şehrin gelişeceğine olan inancım benim çok yüksek seviyede.
Empati diye bir şey var biliyorsunuz, kapital dünyanın klişe sözlerinden biri. Kendini karşıdakinin yerine koymak anlamına geliyor kısacası. Çalışanlar olarak kendinizi işverenin yerine koyun, hangi işveren dertsiz bu şehirde. İşverenlerde çalışanların yerine koysun kendini, aldığı asgari ücretle çalışanlar ay sonunu nasıl getiriyor bunu düşünsünler, hayal etsinler. İnanın o zaman hırsı, düşmanlıkları bir kenara bıraktığımızda göreceksiniz hayat herkes açısından daha güzel olacak.
Saygılarımla Efendim…
Kerim ÇİBER
Uşak Son Nokta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü
cok haklısınız personel patronu anlamaz patron personeli