Uşak'lı Gazeteci, Uşak Haber Merkezi ve Son Nokta Gazetesi Haber Editörü ve Köşe Yazarı Nurullah Çavuşoğlu'na, özellikle şehit cenazelerinin gelmesi üzerine Uşak halkı ve Türk Milleti'nin refleksleri ve çıkış noktasının ne olduğuna ilişkin sorular sorduk. Sorularımıza şaşırtıcı ama samimi ve net cevaplar veren Nurullah Çavuşoğlu; kendisinin neden aday olmadığına da açıklık getirdiği kouşmasında izleyenleri hayrete düşürecek açıklamalarda bulundu. Ülke ve kent gündemine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çavuşoğlu'nu dinlerken zaman zaman kulaklarınıza inanmak istemeyeceksiniz ve doğrularla yüzleşmek size zor gelecek. Bu yüzden bu ufuk açan mülakatı mutlaka izlemenizi tavsiye ediyoruz.
Her seçimin bileni olma ünvanını taşıyan ve son beş-altı yıldır gerçekleşen bütün seçimlerde öngörleri ve tahminlerinde asla yanılmaması ile ünlenen, kamuoyu yoklaması, anket vb. çalışmalar, politik danışmanlık ve reklamcılık üzerine faaliyet gösteren Marka Ajans isimli firmanın sahibi ve köşe yazarı olan Gazeteci Mustafa Yüce'nin; geçtiğimiz dönem CHP'den aday adayı oldunuz ve tüm dikkatleri bir anda üzerinize toplamıştınız. Kendinize ısrarla oy istememeniz ise sizin ileriye dönük yatırım yapıyor olabileceğinize ilişkin bir intibayı insanlarda uyandırmıştı. Sizin ısrarla benim vekillik gibi bir derdim yok, asla kendime zemin hazırlama derdinde değilim, demenize rağmen açıkaçası kamuoyu sizin aday olacağınızı bekliyordu. Hele CHP'de 3. Sıra adayı Mustafa Aydın'ın müracat etmemesi ile boşalan 3. sıra adaylığına başka doğru dürüst, talipte olmayınca insanlar Çavuşoğlu işte şimdi aday adayı olur beklentisi içerisine girmişlerdi. Ancak siz size yapılan tüm baskı ve ısrarlara rağmen aday adayı olmadınız neden? sorusuna da yanıt veren Çavuşoğlu gerçekten zehir zemberek diyebileceğimiz açıklamalarda bulundu.
Bizim İnancımız Kültürümüz ve Yaşam Felsefemiz Hiç Bir Şeye Talip Olmamayı Bize Öğretti. Görev Verilirse Ya da Hak Ettiğimize İnanırsak Durum Değişebilir Elbette!
Mustafa Bey; Bizim edindiğimiz kültür, aldığımız terbiye, inançlarımız ve hayat felsefemiz gereği biz hiç bir şeye talip olmayız. Ömrümce sadece eşime talip oldum ben, başka da hiç bir şeye bu güne kadar talip olduğumu kimse iddia edemez. Yıllardır gazetecilik mesleği icra ediyoruz, bir sürü personel çalıştırıyoruz, günlük ve haftalık gazetemiz var, matbaamız var ama daha bir kez olsun kimseden ne reklam istedik ne de iş istedik. Bize reklam vermek isteyen olursa değerlendirip, prensipte anlaştığımız firma ya da kurumlarla reklam anlaşmaları yaptık. Bizim bir şeye talip olmamız için ancak o şeyin hakkımız olduğuna kesin kanaat etmemiz gerekir. Bir makamı ya da metayı bedelini ödemeden asla istemeyiz ve talip olmayız. Ancak büyüklerimiz bize görev verirlerse, o zaman durum değişebilir elbette. Tabi ki görev verilirse o zaman bir şeylere talip olmamız söz konusu olabilir. Bildiğiniz üzere bizim aday adaylığı serüvenimiz, kesinlikle aday oluruz umudu ile başlamadı. Zaten aday adaylığı başvurusunun son gününde başvurduk. Yani adaylık planlayan bir insan için çok geçti çıktığımız tarih. Zira partililer kararlarını nerede ise vermişlerdi ki, biz çıktık meydana. Partililerin kafasının karıştığını görünce de meramımızın aday olmak olmadığını, dolayısı ile bize oy istemediğimizi beyan ettik. Her gittiğimiz yerde ısrarla ön seçimde "bana oy vermeyin. Çünkü benim adaylık derdim yok ama adaylarınıza söyleyin benden mutlaka yararlansınlar, birikimimden medya gücümden faydalansınlar" dedim. "Bana arka olun, Uşak'ı ayağa kaldıralım, şu seçimleri 3-0 alalım" dedim; ki çok samimi konuşuyorum bu mümkündü, bugün de mümkün. Tabi bir de, yıllardır seçim kazanamadığı için demoralize olmuş, umudunu yitirmiş olduğunu gözlemlediğim CHP'li üyelere moral verdim, partilerine sahip çıkmalarını istedim. "Bu dönem değil ama bir sonraki döeneme CHP iktidara gelebilir, zira AKP yolun sonuna geldi" dedim.
CHP'nin Adayları Yalım, Akın ve Aydın; Üçü de Geçtiğimiz Seçimlerde Partilerine Verdikleri Sözü Tutmadıkları Gibi, Partilerine İhanet Etmişlerdir!
CHP üyelerinin takdiri ile ilk üç sıraya giren arkadaşların üçü de partilerine ihanet ettiler. Seçim çalışmalarını adeta askıya aldılar, aday adaylarının, örgütün enerjisini çaldılar ve çalışmalarının önüne geçmek için ne gerekirse yaptılar. Adeta itelediler, ötelediler, kaba davranışları adam yerine koymayan hareketleri ile zaten çalışmaya davet etmedikleri halde, zoraki gelen insanları da bir şekilde seçim sattı mahallinden uzak tuttular ve ne hikmetse çok az bir insan grubu ile kerhen çalışmayı yeğlediler. Hiç birisi nerede ise para harcamadığı gibi yaptıkları çalışmalar el sıkmanın ötesine gitmedi. Biz çalışmak istedik ama, malesef aday arkadaşlar engel oldular. Hatta benim kendilerinden para istediğim iftirasında bile bulundular malesef. Sonuç itibarı ile sırtımızdan vurulduğumuz yetmedi, izzetimiz, onurumuz da çiğnenme noktasına geldi. Her neyse geçtiğimiz seçimlerde ağzımız yandı yani, oysa çok iyi niyetlerle yola çıkmıştım ve gerçekten benden yararlanılsaydı, seçimlerin sonuçları çok daha farklı olabilirdi. Düşünün; CHP'li adaylar 50 kişinin izlemediği yerel televizyonlara, üstelik para vererek çıkmışlar, ama Uşak Haber Merkezi gibi günlük yaklaşık elli bin kişinin her gün girdiği bir internet sitesinden, üstelik beş kuıruş ödemeden faydalanma imkanları varken özellikle yararlanmamışlar. Son Nokta Gazetesi gibi saygın bir gazeteden yararlanmamışlar. Bizim hitabet sanatımızdan bilgi birikimimizden yararlanmamışlar, aday adaylarından yararlanmamışlar, o sırada Milletvekilimiz olan Dilek Yılmaz Hanımefendiden yararlanmamışlar, herkesi olduğu gibi O'nu da kırmayı başarmışlar ve seçim çalışmalarından bir şekilde uzak tutmuşlar. Özkan Yalım bey başta olmak üzere, üç aday da verdikleri sözleri tutmamışlardır. Sıralamadaki yerimiz ne olursa olsun çalışacağımıza namus sözü veriyoruz diyenler, sıralamaya girmiş olmalarına rağmen malesef, ön seçimlerde gösterdikleri performansı göstermemişlerdir ve partiyi, örgütü demoralize etmeyi, Uşak'ta oluşan olumlu rüzgarı kesmeyi bir şekilde başarmışlardır. Bunu yapan üç aday sizce partiye ihanet etmiş olmamış mı? Her neyse konumuza dönelim. Biz talip olmayız vekilliğe ya da başka bir göreve, makama. Bu makamlar ağır sorumluluk gerektirir, biz elini kaldır, indir milletvekili olacaksak zaten olmayız, tiyatro oynamaya gideceksek zaten gitmeyiz. Ama hakikaten büyüklerimiz vazifelendirirse, söylediğimiz şartlarda milletvekilliği yapabileceğimizin sözünü bize verirse, yani demokratik bir biçimde Uşak halkının ve ülkenin problemlerini meclis kürsüsünden dillendirmeme müsade edilebileceği taahhüt edilirse belki olabilir. Değilse görevlendirilmediğim sürece asla bir yere talip olmayacağımın bilinmesini isterim.
Şehit Cenazelerine Halkımızın Verdiği Tepkiyi Nasıl Buluyorsunuz? Sizce Türkiye Nereye Sürükleniyor?
Çavuşoğlu yukarıdaki soruya verdiği ilginç yanıtta, Bülent Arınç'ın 4 Ağustos tarihinde yani seçimlerden sonra verdiği bir mülakatta;PKK Çözüm sürecini bir fırsata dönüştürdü ve adeta savaş hazırlığı yaptı. Biz bunu biliyorduk ama göz yumduk, hatta sırtlarında silahla karakolun önünden geçen teröristler, askere el sallayarak geçti gitti, biz müdahale ettirmedik. Bu sırada silahlandılar, mayın döşediler, hatta örgüte militan kazandılar ve örgütün propagandasını yaptılar. Biz yaptığımız kanuni düzenlemelerle PKK'lıların bunları yapabilmesinin önünü açtık. Bunları bilerek yaptık ve PKK'nın yaptıklarının da farkında idik yani ALDANMADIK, bizi köylüler ya da vatandaşlar bile uyardı bize kızdı hatta, niçin müdahale edilmiyor teröristlere? sorusunu sordu, ama biz ALDIRMADIK, BİLE BİLE GÖZ YUMDUK TERÖR ÖRGÜTÜNE, şeklinde yaptığı açıklamara atıfta bulunarak Arınç'a ağır eleştirilerde bulunurken, aynı zamanda ilginç saptamalarda da bulundu. Askerin ve polisin çıkartılan kanunlarla ve yapılan uygulamalarla elini kolunu bağladılar. Asker ne dağda ne de şehir merkezlerinde PKK'lıya müdahale edemedi, polis aynı şekilde. Biz o zaman yaptığımız ropörtajlarda ve yazılarımzıda uyardık. Güneydoğu'daki güvenlik güçlerinde görevli arkadaşlarımızın bize sağladığı istihbaratları uluorta paylaşarak PKK'lılar şımartılıyor, serbestçe propaganda yapmalarına, halka göz dağı vermelerine, sanki Devleti diz çöktürmüş, zafer kazanmış gibi davranmalarına göz yumuluyor, bu durum ileride bu ülkeyi karanlık dehlizlere sürükler dedik, ama malesef bizi de dinlemediler. Arınç acaba bir şeyleri itiraf mı ediyor? Yoksa savaş başlamadan önce PKK adına göz dağı mı vermeye çalışıyor biz anlamadık doğrusu. Arınç'ın konuşmasındaki maksadın ne olduğunu anlamak hayli güç. Sayın Arınç; Sanki PKK Militanlarının bildiğimizden güçlü olduğunu, iyi hazırlandıklarını, silahlandıklarını, sayıca arttıklarını, her yere mayınlar, patlayıcılar yerleştirmiş olabileceklerini, güvenlik güçlerine hatırlatır gibiydi. PKK İle mücadelede kesin kararlı olan Türk Ordusu vardı çünkü karşısında. Tam o sırada asker artık, hükümet yetkililerinin çıkarttıkları "operasyon için Vali'den izin zaruridir" kanununu dinlemiyor ve Vali'ye danışmaya bile ihtiyaç duymadan PKK'ya operasyon gerçekleştiriyordu. Tam da böyle bir aşamada PKK'nın güçlendirildiğini hatırlatan Arınç, aynı zamanda bunları biliyorduk, farkında idik ALDATILMADIK da deyiveriyordu ne ilginç.
Bakınız biz şu anda bir savaş veriyoruz kim ne derse desin. Kime karşı bir savaş PKK'ya karşı. Peki PKK'nın arkasında kimler var. ABD, İsrail, İngiltere başta olmak üzere bir çok dünya devleti. Peki aynı dünya devletleri Türkiye'de hangi siyasi oluşuma destek veriyor? Hangi Parti Lideri, Yahudilerin Ruhani Lideri Teoder Herlzin kabrinde huzur duruşu yaptı tazimle? Hangi Parti Liderimiz Yahudi Cesaret Madalyasına layık görüldü? Hangi Partinin lideri ABD bizim doğal müttefikimizdir ifadelerini kullandı? Peki bu PKK'nın emeli ne; Kürdistan devleti. Bu emelin gerçekleşmesi için ne gerekiyor; Büyük Ortadoğu Projesinin gerçekleşmesi gerekiyor. Peki Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı Kimdi? Hangi Siyasi Parti Lideri Diyarbakır, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesinin Yıldızı olabilir demişti? Sözde Kürt meselesinin varlığını ilk defa kabul eden Başbakan hangi siyasi partinin lideri idi? Peki ABD Dışişleri Bakanının ifadesi ile, 22 ülkenin sınırlarının değişmesi anlamına gelen BOP kapsamında hangi terör örgütleri Suriye, Yemen, Mısır gibi ülkelerde kullanılmak üzere eğit donat eğitimlerine tabi tutulup, eğitilip donatılmıştı? Soruların ardı arkası gelmez. Bir proje var; adı BOP. Bizim ülkemizin sınırlarının değişmesini ve topraklarımıza Kürdistan kurulmasını öngörüyor. Bu projenin eşbaşkanını biz milletçe Cumhurbşakanı yapıyoruz. Bravo bize , elbette bizim için şehit cenazeleri ve bu yaşadığımız acılar kaçınılmaz son olacaktı. Biz Milletçe bu kaderi kendimiz celbettik. Muhalefet Partilerinin liderleri de milletten olanı biteni kaçırdı sürekli olarak ve millete gerçekleri aktarmadı. Muhalefet ediyormuş gibi etti, ama etmedi. Bırakınız gerisini sadece bizim gazetemizde yazıp çizip söylediklerimizi dillendirse idi muhalefet liderleri, ortada AKP falan kalmazdı. Peki bilmiyor mu Sayın Bahçeli ve Kılıçdaroğlu tüm bunları? Bilmez olur mu; daha fazlasını bile biliyor, ama nedense susmayı yeğliyolar.
Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel'in "Susmak Zorundayız, Yemin Ettik" Dediği, Söylemeyip Milletten Gizlediği Şeyler mi Var? Acaba Yeni Genel Kurmay Başkanımız da mı Susacak?
Geçtiğimiz haftalarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin teammüllerine aykırı bir şekilde görevini olması gereken süreden önce devreden Eski Genel Kurmay Başkanımız Necdet Özel Paşa gazeteciye verdiği mülakatta, "bizler susmaya yemin ettik, onun için de bazı şeyleri konuşmadık. Bize karşı önyargılı idiler. Biz üzerimize düşeni yaptık" gibi muğlak ifadeler içeren sözler sarfetti. Özel'in bu açıklamalarını anlamlandırmaya çalıştığını ve fakat muvaffak olmadığını belirten Çavuşoğlu, acaba Necdet Özel Paşa niye sustu? Neyi söylemesi gerektiği halde milletten gizledi? Acaba yeni Genel Kurmay Başkanımız da mı susacak? Yoksa bu millete, milletten yıllardır gizlenen gerçekleri açıklayacak mı? Acaba Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Başkomutanı olduğu, gözbebeğimiz Ordumuz artık zan altında kalmaktan kurtulabilcek mi? gibi sorularla Genel Kurmay'a da yüklenen Çavuşoğlu; bu arada şehit sayısı ile ilgili manipülatif haberlere inanılmaması gerektiğini Genel Kurmayın resmi açıklamasında yalan söyleyemeyeceğini de belirterek, "şehit sayısının eksik söylenmesi gibi bir şey sözkonusu dahi olamaz. Milletimiz bu konuda müsterih olsun ve Devletimize güvensin, Ordumuza güvensin" diyerek sözlerini tamamladı.
Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu İle Uşak ve Ülke Politikasının Düştüğü İçler Acısı Durumu Değerlendirdik!
Uşak'ta hangi politikacılar Nurullah Çavuşoğlu'na iftira atarak, kendilerine kulvar oluşturmaya çalıştı? Hangi politikacılar kentine ya da ülkesine karşı ihanet boyutunda suçlar işlemekte? Politikacılar halktan neyi gizliyorlar? Geçtiğimiz seçimlerde neler yaşandı ve Çavuşoğlu niçin aday olmadı? İktidar ile muhalefetin başındaki isimler danışıklı dövüş mü etmekteler? Sayısı her geçen gün artan şehitlerimizin mümessili kim ya da kimler? Eski Genel Kurmay Başkanı'nın; "susmak üzere arkadaşlarımızla yemin ettik" dediği ve konuşmazdım dediği gizlediği konu ya da konular neler? Hepsi ve daha fazlası bu videoda. İddia ediyoruz konuşulanları dinlerken sarsılacaksınız.
08 Eylül 2015 Salı 16:33
ooffff offff offfff abi sen naptın ya ne özkan bırakmışsın ne ismet ne chp bırakmışsın ne akp ne mhp tamam bizde kızıyoruzda seninkide hiç kimseninkine benzemiyor abi inan konuştuklarının zerresine muhatap olsam utancımdan yerin dibine girerdim