Uşak'ta faaliyet gösteren Türk Eğitim Sen, Eğitim Sen ve Eğitim-İş sendikası üyeleri, Milli Eğitim'in uyguladığı politikaları, yeni müdür ve müdür yardımcılığı görevlendirmeleri ve öğretmen görevlendirmeleri ve eğitim sistemindeki diğer sıkıntılara dikkat çekerek, bir günlük grev ilanıyla iş bırakma eylemi gerçekleştirdiler.
Konuyla ilgili birer basın açıklaması yapan sendika temsilcileri; eğitim sistemi üzerinde oyun oynanmaya çalışıldığını ve bu duruma da müsaade etmeyeceklerini belirttiler.
GÜRTEN:BİR TOPLUMU KALKINDIRACAK OLAN EĞİTİMDİR!
Türk Eğitim Sen Uşak Şube Başkanı Ahmet Gürten açıklamasında; "Bilindiği gibi okullarda yöneticiler birer birer tasfiye ediliyor. Bilgisi, birikimi, ödülleri ve başarıları ile adından söz ettiren, okulu TEOG’da, üniversite sınavlarında başarılı olan, öğrenciler, öğretmenler ve veliler tarafından takdirle karşılanan, canını dişine katarak okulunu zirveye taşıyan okul müdürlerinin sırf siyasi iktidarın kapı kulu olmadıkları için, sırf MEB yetkilileri istemediği için görevlerine son verildi. Onların yerine masa başı ilişkileri, akrabalık, dostluk, yandaş sendika, siyaset ilişkileri güçlü olanlar görevlendiriliyor. Milli eğitimde yaşanan sorunlar sadece kadrolaşmayla ilgili değildir. Öğretmenlerin, akademisyenlerin ve diğer tüm eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları da giderek zafiyete uğramaktadır. Oysa bir toplumun ancak ve ancak eğitim ile kalkınabileceği göz önüne alındığında; öğretmenlerin, akademisyenlerin, eğitim çalışanlarının, üniversite çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarını dünya ülkeleri seviyesine çıkarmak, onların insanca ücretlerle yaşamasını sağlamak bu ülkeyi yönetenlerin en asli görevlerinden biridir." ifadelerine yer verdi.
YAVAŞ: EĞİTİMLE İLGİLİ DÜZENLEMELER GELECEĞİMİZİ İPOTEK ALTINA ALIYOR!
Eğitim Sen Şube Başkanı Burak Yavaş ise; "Toplumun farklı kesimlerinin giderek artan ve acil çözüm bekleyen sorunları sürekli geri plana itilirken, eğitim sistemi üzeriden tüm toplum iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirilmek istenmektedir. Eğitimde ve yükseköğretim alanında bugüne kadar yapılan bütün yasal düzenlemeler, hayata geçirilen fiili uygulamalar sadece eğitim sistemini değil, çocuklarımızın, velilerimizin ve bütün toplumun geleceğini ipotek altına almaktadır. Yıllardır eğitim sistemine yönelik olarak atılan her adım, yapılan her yasal düzenleme ve fiili uygulama, okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin bütün kademelerinde piyasalaştırma ve ticarileştirme uygulamalarını arttırmış, kamu kaynakları özel okullara aktarılırken, devlet okulları kendi kaderine terk edilmiştir.Milli Eğitim Bakanlığı eğitimde yıllardır acil çözüm bekleyen sorunları bir tarafa bırakıp, eğitim sistemi üzerinden toplum içinde yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratacak uygulamaları hayata geçirmeyi sürdürmektedir. Özellikle eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında, eğitime yönelik doğrudan siyasi müdahaleler artmıştır. Eğitim müfredatının içeriğine dini söylem ve ifadeler yerleştirilmiş, okul dönüşümleri sürecinde imam hatiplere ayrıcalık tanınmış, öğrenciler öğretmen yokluğu gerekçe gösterilerek dini içerikli dersleri seçmeye yönlendirilmiştir." şeklinde konuştu.
UZUN: EĞİTİM, PARAYLA SATILAN BİR META HALİNE DÖNDÜ!
Konuyla ilgili bir tepki de Eğitim İş Başkanı Ercan Uzun'dan geldi. Uzun eğitim sistemindeki sıkıntılar ve yönetici değerlendirmelerine tepki olarak yaptığı açıklamada; "Öğretmenlerle ve yöneticilerle ilgili bu kıyım süreci devam ederken çocuklarımız da siyasal iktidarın muhafazakar bir toplum ve tek tip insan yaratma anlayışından payına düşeni almaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın elinde "ortaöğretime geçiş sistemi" son 12 yılda 12 değişiklikle tam bir kaosa dönüştürülmüştür. Öğrencilerimizi yetenek ve başarı düzeyine göre yönlendirebilen bir sisteme geçilememiş, tersine TEOG sınavlarıyla öğrencilerimiz bir kargaşanın içine sokulmuştur. Zoraki bir imam-hatipleştirme, ortaöğretim sisteminin sonucu haline gelmiştir. Tercih yapma özgürlüğü ortadan kaldırıldığı gibi ekonomik ve ulaşım olanakları hiçe sayılarak öğrenci yerleştirmesi yapılmış, nakiller şansa bırakılarak adeta bir "Nakil Toto" oynatılmıştır. Devlet anayasal görevlerini bir kenara bırakarak kamu okullarına ödenek ayırmazken, öğrenci başına 3500 TL ödenerek özel okullara devlet kasasından kıyak çekilmektedir. Anayasal ve evrensel bir hak olan eğitim, parayla satılan bir meta konumuna indirgenmektedir. Kamusal ve eşit düzeyde sunulması gereken eğitim hizmeti paralı hale getirilmektedir. Hiçbir ödenek ayrılmayan devlet okulları sahipsiz ve çaresiz bırakılırken özel okullara 600 milyon TL gibi bir rakamın ödenmesi iktidarın artık devlet okullarını gözden çıkardığı anlamına gelmektedir. Okullarda AKP'nin anladığı bir "inanç öğretisi" egemen kılınmaktadır. İnanç önce siyasallaşmış şimdi eğitim sistemini etkisi altına almıştır." ifadelerine yer verdi.
Sendikalar Grev İlan Ederek, İş Bıraktı!
Milli Eğitim camiasındaki son günlerde yeni müdür ve öğretmen görevlendirmeleri konusunda sendikaların protestoları ve tepkileri devam ederken; Türk Eğitim Sen, Eğitim Sen ve Eğitim İş Sendikalarının Uşak Şubesi'ne bağlı üyeleri bugün bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdiler.
24 Eylül 2014 Çarşamba 17:12
okullar açılalı okullarda müdür yok müdür yardımcısı yok derslerin çoğu boş öğretmenler bezmiş bıkmış halde hepsi korku içinde kendine faydası olmayan öğretmen benim çocuğuma nasıl faydalı olacak 50 yaşındayım bukadar rezil bir eğitim görmedim bunları bu hale getirenlerin allah belasını versin bu çocukların hakkını kim ödeyecek öğretmenleri destekliyorum bu haklı mücadelesinde biz dışarda bu kadar bıkmışken onlar ne yapsın