Bir karar vermek zorunda olan ben değilim. Boşa artık bir karar vermeli deyip durmayın. Bir karar vermesi gereken sizlersiniz. Ben gazeteci olarak da vatandaş olarak da üzerime düşeni yapıyorum. Üzerine düşeni yapmayanlar Devlet adına veya siyaset adına karar vericiler ve zaten sadece Devlet adına karar vericiler kendilerinin Devlet Adamı olduğunu bize anımsatan kararlar veriverirse mesele kalmayabilecek neredeyse. Ama Adliye fetö temizliğini ilkin siyasetten bekliyor anlaşılan siyasetin de sanki bırak fetöyü temizlemeyi kökten siyaseti fetöye devretmek gibi bir planı var.
Ben bakıyorum şöyle de CHP'si İyi Parti'si Deva'sı HDP'si yok muhalefetin nerdeyse hepsi de az çok fetöyle iltisaklı besbelli ve besbelli ki AKP ve MHP'de de var hala fetö adına iş tutan maşalar. İktidarı muhalefeti yok bu işin siyaset sınıfta kaldı fetöyle mücadele de. Emperyalizm ile kökten mücadeleye girişmeden fetöyü nasıl yenebilirsin ki? Hangi dünya devletlerinin istihbarat örgütlerinin desteğini aldıkları hangi sözde üst akılların planlarını ülkemizde devreye koydukları ortada..
Biz fetö ile mücadeleye gerçekten ömrünü vermiş insanlarız nerdeyse ki Amcamın getirdiği fetullahın sohbet kasetlerini sokağa fırlattığımda çocuk idim. Hizmetli olarak çalıştığım okula zaman gazetesinin girmesine izin vermeyen öğretmen odasındaki gazeteyi koridora fırlatıp ben burada çalışırken bu hainlerin gazetesi bu okulun hiç bir odasına giremez diyen bendim. 2010 Yılında Fetullah Gülen'e CİA Ajanı diyen ve Fetönün Uşak yapılanması ile eğitimden belediyeye özel idareden STK'lardan siyasete ve sosyal yaşama topyekün mücadele veren Uşak Haber Merkezi ekibini kuran bendim.
Evet bir karar vermem gerekiyor olabilir hatta belki de bir çok karar var, tarafımca verilmeyi bekleyen ancak karar vermek için bilgi gerekli yeterli bilgiye dayanmadan hissiyata dayalı karar vermek doğru değil bir kere. Siyasetimi de sosyal ya da ekonomik yaşamımı da canlandırmak vereceğim kararlara bağlı biliyorum ve biliyorum artık el uzatmalı uzanan elleri de sıkmalıyım. Keza el sıkışmaya da uzlaşıp aklın yolunda, ortak akıl ve hissiyat ile yol yürümeye de hazırım da şartlar ancak oluşuyor. Yeterli bilgim olmayan konular da karar verip inisiyatif almamı bekleyen boşa bekler. Haddi aşmadığıma emin olmadan ne siyasetime yön veren kararları veririm ne ticaret veya sosyal hayatım da acele kararlar verip riske atarım geleceğimi.
Kendi geleceğini riske atanın ya aklı ermezdir ya yahşilik ederdir. İstişare etmeden yeterli bilgiye ermeden ve büyük küçük dinlemeden bir karar vermem beklenmese ve karar vermesi gerekenler karar verse keşke. Şehir halkındaki karşılığımız ne? Fetöyle mücadelenin neresindeyiz? FETÖ Davasında yazıları iddianamelerin girişine konmuş gazeteciler olarak siyasete sosyal yaşama şehir tanıtımına ve gelişimine katkımız ne? Neden şikayetlerimiz bir türlü işleme konmuyor Adliyece ve neden meşruiyetimiz halen tartışmalıymış gibi davranılıyor bazı Devlet kurumlarında? Gazetemiz hala neden kapalı ve haklarımız neden iade edilmiyor.
En önemlisi biz yıllardır bilabedel verdiğimiz bu mücadeleyi ne için vermiş olabiliriz? Ne amaçlıyor olabiliriz? Veya mesela Türkiye'de kaç gazete çıkarttığımız en zor zamanında 300 abonesi olan (o zamanın parasıyla tanesini 1 liraya sattığımız) günlük gazete kadar açıktan fetö ile mücadele vermiş ve fetöden kapanmıştır? Kaç gazeteci vardır Türkiye'de yaşadığı şehirde biz kadar nüfuz edinebilmiş? Türkiye'de takipçi ve okunurluk sayımızı hayal edebilen bir tek yerel gazete yok internet üzerinde. 85 Bin civarı takipçisi var Uşak Haber Merkezi sayfamızın biliyorsunuz. Her yazımızı on binlerce Uşak'lı okuyor sağolsun ve sağolsun çarşıya sokağa ne vakit insek hissettiriyor tanıdık tanımadık insanlar ilgilerini ve takdirlerini. Gördüğümüz itibar için çok teşekkür ediyorum bu arada Uşak halkına ve takipçilerimize. Demem oki karar vermeli diyenler kendileri karar verse nasıl olur? Diye düşünsek ne güzel olacağını anlayacağız sonucun. Yüzleşiversek gerçeklerimiz ve gerçekliğimiz ile meseleyi çözeceğiz. Sonra da biz veririz kararlarımızı gene istişare ederek. Netice de bizim niyetimiz hayır bu yüzden eminiz ki akibetimiz de hayrolacak, bizimle aynı kafayı yaşayan herkesle beraber.
Hem mesela ben darbeye tiyatro desem ne olacak demesem ne olacak? Mahkemede de söyledim şu an ne düşündüğümün ne önemi var? Ağır Ceza Mahkemeleri varlığını kabul etmiş darbenin ve darbeye kalkışanlara müebbet hapis verecek kadar emin olmuş. Bize düşen Devletin adaletine güvenmektir aynı Devlet yargısı aksi karar vermedikçe. Yargı kararlarına saygımızın gereği zaten uluorta tartışmaya açmak doğru olmaz. Keza biz kimiz darbenin tiyatro olup olmadığına karar verebilelim. Ne yaşamışız olayı nede tanığıyız veya yaşayanların ifadelerinden haberdarız doğru dürüst?
Ben darbe girişimi gecesi Atatürk'ün Gizlenen Vasiyetini gündem edebilmek için bir fırsat addederek yaptım o ropörtajı ve şayet sadece iki ay sonra (Eylül ayında) Prof. Dr. Haydar Baş beyefendi Rahmetlinin açıklamayı taahhüt ettiği Atatürk'ün Gizlenen Vasiyetinin açıklanmasını önlemek için kurgulanmış bir fetö tezgahı ise bu yaşananlar ön almak için yaptım. Keza ben konuştuğum esnada teşebbüsün arkasında fetönün olduğu henüz açıklanmamış idi. Yani darbeye kalkışanların varlığı biliniyordu ve Yurtta Sulh konseyi diye bir örgütten bahsediliyor idi. Benim ropörtajdan sonra fetönün darbeye kalkıştığı söylendi medyada. Ayrıca o konuşma da da belirtmiştim henüz yeterli bilgim olmaksızın ön görü ve tecrübeye dayalı konuştuğumu ve aslında o an yaptığımız işin komplo teorisyenliği yaptığımı. Şehrin en çok okunan gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni olarak halka baktığımız açıyı ve değerlendirmelerimizi sunmak zorunda idik.
Ayrıca hiç bir konuşma yazımızda fetö ile mücadeleye zarar verecek motivasyon düşürecek tek cümle etmedik. Hatta meydanlara inen insanların yaptıklarını doğrulayan ve destekleyen açıklamalar yaptık demokrasinin halk tarafından sahiplenmesi olarak gördük Atatürk Anıtı önünde toplanan insanların eylemlerini. İktidarın siyasi rant edinme çabalarını bile görmezden gelerek destek olduk fetö ile mücadeleye ve sırf fetö ile aynı açıya düşmemek için siyasetten bile uzak durduk siyasi makam edinme hedefi ve hevesine girmedik. Bakalım bunca acı dolu adeta heba edilmiş yılı bize kader diye yaşatanlar veya seyredenler bundan sonra üzerlerine düşeni yapıp kendi irademizle karar verme kabiliyetine erişmemize vesile olacak mı ve bakalım kararlarımıza saygı duyacaklar mı? Biz çok saygı duyduk hala duyuyoruz ve duyarız saygıyı keşke hak ettiğimiz kadar saygıyı görseydik hiç değilse karar vermesi gerekiyor diyenler. Halka bakın ölçü edinim size tavsiyem.