Atatürk Dinsizdi İddialarına Net Cevaplar!

İLAHİYAT FAKÜLTELERİNİN TEMELİ ATATÜRK DÖNEMİNDE ATILDI!

Türk Milleti'nin daha dindar olması gerektiğini beliren Güvenir, Atatürk’ün de din alimlerine müthiş derecede önem verdiğini ifade etti. Atatürk’ün Balıkesir’de hutbe okuduğunu ve okuduğu hutbede yer verdiği ifadeleri okuyan Güvenir, hutbelerin Türkçeleştirildiğini ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile yani eğitimi birleştirme kanunu ile artık tüm eğitim tek başına Milli Eğitim Bakanlığı’nda toparlandığını, tüm çocuklara aynı eğitimin verilmeye çalışıldığını, ayrıca Atatürk’ün 1924’te İlahiyat Fakülteleri’nin de temelini atttığını ifade etti.

Habertürk’ün programında, yani Bardakçı’nın programında konulan videonun ve orada dillendirilen sözlerin üzerinden konuşup onlara asıl cevap verilmesİ gerekliliği hissettiğini belirten Uşak Haber Merkezi Haber Editörü Nurullah Çavuşoğlu; “Şimdi diyor ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, orda Cumhuriyet Halk Partisinin programını yaptık diyor.  Cumhuriyet Halk Partisi programı demek, o gün için Cumhuriyet Halk Partisi tek parti. Tek partili bir dönem olması hasebiyle devletin programıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin programı aslında birbirine paralel o günkü şartlarda. Bu gün için ben bunu söyleyemem, beni de ilgilendirmez Cumhuriyet Halk Partisi’nin programı. Ama o günkünü konuşuyoruz. Diyor ki orda, “Biz gökten indirildiğini zannedilen kitaplar ile hükmetmeyeceğiz” diyor. Özeti bu. Biz ilhamımızı göklerden almayacağız, biz ilhamımızı doğrulardan, hayatın kendisinden ve ilimden bilgiden alacağız diyor. 

Şimdi gökten indirildiği zannedilen kitaplar kelimesini “Kur’an-ı Kerim”e atfediyor sayın Bardakçı. Bir kere kitaplar kelimesinden Kur’an-ı Kerim’i nasıl çıkartıyor ben onu anlamış değilim. Bir çoğul eki var orada ‘kitaplar’ diyor. Gökten indirildiği zannedilen kitaplar diyor, aynı konuşmanın başı; ben konuşmanın başını da biliyorum o video’nun; başında masonların localarını kapattığını ilan ediyor. Ve masonların kendilerine gökten indirildiğini zannettikleri kitaplarla bir hayat biçimi, bir yaşam felsefesi koydukları ve bununla ülke yönetmek istediklerini daha öncesinde, o konuşmanın öncesinde söylüyor. Dolayısıyla konuşmanın sonunda da  direkt böyle söyleyip geçebilme şansının olduğunu biliyor. Ama şimdi siz bunu söylemezseniz, buradan kesip alırsanız o zaman ne oluyor; işte böyle bir garip durum çıkıyor ortaya, oradan yararlanmaya çalışıyorlar. Bir kere ‘gökten indirildiği zannedilen kitaplar’ derken kastettiği şey bu gün ev ev her yerde okutulan yazılan Risale-i Nur’dur mesela.  Abi Risale-i Nur’un gökten indirildiği mi zannediliyor? Evet, gökten indirildiği zannediliyor. Çünkü Said-i Nursi denilen zat kitabın yazarı bizatihi kitabında bunu kendisinin ilham alarak yazdığını söylüyor.  Bunlar saklı gizli yerlerde değil, kendi kitabın içeriğinde var. Yani öyle enteresan şeyler var ki ben size buradan okuyayım bakın Risale-i Nur’dan okuyorum; “Kur’an-ı Kerim ve Risale-i Nur Rahman ve Rahim olan Allah’ın bir indirişidir. Kur’an-ı Kerim ve Risale-i Nur’un indirilişi aziz ve hakim olan Allah’tandır, diyor” dedi.

İNGİLİZ, ALLAH'IN ASKERİDİR DİYEN ŞEYHLER GÖRDÜ BU ÜLKE!

Çavuşoğlu; “Bacak bacak üstüne attıda posta koydu diyorlar ya, mümkün değil böyle bir şey. Ama öyle anlatıyorlar ya filmlerinde filan. O adam söylüyor. Kime söylüyor; hristiyan ve yahudinin kesinlikle cehennemlik olduğunu, Müslüman olmayanın kesinlikle cennete giremeyeceğini söyleyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Bakın şimdi farkı görün diye söylüyorum; bir taraf; Çanakkale’de savaşı kim verdi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk verdi, Kurtuluş Mücadelesinde savaşı kim verdi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk verdi. Kurtuluş Mücadelesini veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e katli vaciptir diyenler kim? Aynı anlayış. Nakşi anlayış. Doğru anlayın. İslam üzerinden, din üzerinden rant elde eden anlayış. O anlayış ne diyormuş; hristiyan ve Yahudi cennetliktir diyormuş. Aynı anlayış ne diyordu; ‘İngiliz Allah’ın askeridir’ diyen şeyhler görmedi mi bu ülke? Şimdi iyi dikkat edin ortadaki kavgaya. Bunları neye göre söylüyorlar; gökten indirildiği demezsen buna delil bulamazsın. Bu söylediklerine delili ancak sen ilham diye uydurursan bulursun. Ne Kur’an’da, ne sünnette, ne hadiste hristiyan ve yahudi’nin , hangi dinden olursa olsun bizimle savaştı, şehit olabileceğinin delilini bulamazsınız. Bu nerden delillendirilebilir biliyor musunuz?” diyerek ortaya konulan dinin İslam dini olamayacağını söyleyip tepk gösterdi.

Dinler arası diyalog yapanların yine aynı anlayışın uzantıları olduğunu söyleyen Çavuşoğlu; “Fethullah Gülen’in dinler arası diyalog faaliyetinin önderi pozisyonundaki kişi. Şu anda Cumhurbaşkanı ile kavga içerisindeler, güya paralelci diye.  Geçmişte dinler arası diyaloğu beraber yaptılar. Dinler arası diyalog masasını Diyanet İşleri Başkanlığı’na beraber kurdular. Tayyip Erdoğan eliyle kiliseler açtı. Dinler bahçesi açtılar. Urfa’da yapılan dinler arası diyalog toplantılarına üst düzey bakanlar katıldı. Türkçe olimpiyatları isimli para basıldı bu ülkede. Atatürk’ün resminin yerine Türkçe olimpiyatları isimli para basıldı bu ülkede. O gün aklı başında değildi bu günkü hükümetin bu gün aklı başına geldi onların paralelci olduğunu iddia ediyor. Bu günde papayı davet ederken kutsiyet atfediyor. Papaya kutsiyet atfeden adam yine Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan.  Bakın beni iyi anlayın burada, burada açılan savaşı doğru anlayın” dedi.

PAPAZLAR RÜYA İLE AMEL EDER!

Çavuşoğlu; “O Fethullah Gülen, 1978 yıllarındaydı. Çamaşırlarım iyice birikmişti. Akşam yıkarken baya canıma tak etti. Bir ara düşündüm içimden acaba evlensemiydim diye geçti. Katiyen düşünme şeklinde değil, şimşek suretinde gelip geçen bir fikir bu. Ertesi gün erken vakitlerde bir arkadaş geldi ve bana şunu nakletti; ‘Akşam rüyamda efendimizi –yani Said-i Nursi’yi- gördüm. Size selam söyledi ve evlendiği gün ölür ve cenazesine de gelmem buyurdu’ dedi. Bu bir rüyaydı. Rüya ile amel edilmeyeceğini de biliyordum, fakat şahsım adına bu işarete saygı duymaya çalıştım’ diyor. Nereden yönettiriyor kendi dünyasını; rüyalardan. Kim rüyalarla amel eder; papazlar rüyayla amel ederler. Bush Irak’a savaşa çıkarken ne dedi; ‘Bu bir kıyamet savaşıdır’ dedi. ‘Ben İsa Mesih adına savaşıyorum’ dedi.  Neden? İşaret aldığını söylüyor adam. Nereden işaret alıyor? Rüyadan, ilhamdan. Rüyadan, ilhamdan hayatını yöneten insanlar, yönettikleri yeri zulümle doldururlar, kanla doldururlar.  Çünkü ilhamınızı Allah’tan mı aldınız, şeytandan mı aldınız bilmiyorsunuz” şeklinde konuştu.

Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptığı bütün işlerdeki fetvaları toplayıp kabre koyduğunu, bunun gereköesi olarak da onun yaptığı işin Kur’an’da delili olmadığını söyledi. Çavuşoğlu; “Hiç evlat katlinin delili Kur’an’da olur mu? Allah evlat katline cevaz mı verir? Her ne olursa olsun kader denen bir şey vardır. Yapman gereken kadere teslim olmaktır. O dönemde yapılan bişey hakkında fetva veren kişi istiare yatıp, rüya görüyor, padişaha katledebilirsiniz diyor. Allah senin belanı verir. Kanuni’yi o fetva kurtarır mı bilinmez onu oraya gidince görcez. İnşallah fetvayı verenin boynunda kalır” dedi. Kanuni ile bir meselesinin bulunmadığını, ancak iş maslahata ve ilhama dökülürse ve bunlarla ülke yönetmeye kalkılırsa alacağınız sonuçlar bunlar olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de yaptığı kavganın bu olduğunu söyledi.

RABİA İŞARETİ YAPANLAR, MUAVİYE İLE AYNI ANLAYIŞTADIR!