Türkiye’nin dört bir tarafında Yeni Mesaj Gazetesi tarafından organize edilen Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt ve İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler konulu panellerden birisi de Banaz’da yapıldı.
Hasan Kadı, bir milleti millet yapan milli manevi değerlerin içinin nasıl boşaltıldığını ve milletin duyarsızlaşmasının nedenlerini ortaya koymak için konuşmalar yaptıklarını belirterek, ülkenin işgal edilme durumuna gelmesinin nedenini, manevi duygularının içinin boşaltılmasına bağladı. Dinler arası diyaloğun Vatikan’da Türkiye’yi bölmek için ortaya çıkarılmış bir proje olduğunu kaydeden Kadı, Cumhurbaşkanı ile Fetullah Gülen’in de bu proje içinde olduğunu söyledi. Vatikan’ın ortaya koyduğu ılımlı İslam projesine de değinen Kadı, milletin iradesi ile yatıp kalkanların milletin iradesine uygun icraatlar ortaya koymadığını kaydetti. Çıkarılan bütün yasa ve yönetmeliklerin milletin istediği yönetmelik ve kanunlar olmadığını dile getiren Kadı, Avrupa Birliği’nin Türkiye önüne koyduğu 31 maddelik pakete de değindi ve imanın şartlarından birisinin de Peygamberlere İman etmek olduğunu söyledi. Avrupa Birliği’nin isteği doğrultusunda hutbelerden ‘inneddine indallahil islam” ibaresinin kaldırıldığını, daha dün de papanın geldiğini söyleyen Kadı, dinler arası ve medeniyetler arası diyaloğun devam ettiğini, bunların farkına varılması ve birlik beraberliğin sağlanması için de bunların millete anlatılması gerekliliğini ifade etti. Avrupa Birliği’nin amacının milletin kimliğini bozma amacında olduğunu, bunun da Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası olduğunu söyledi. Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanının da Tayyip Erdoğan olduğunu hatırlatan Kadı, Türkiye içine de ateşin sıçradığını söyledi.
Ardından konuşmasını yapan Haydar Bektaş, Türkiye’de sosyal ortamda en fazla konuşulan konunun Milli Ekonomi Modeli olduğunu belirterek, Ehl-i Beyt hakkında da bilgiler verdi. Rabbani ve Nakşibendi gibi kişilerin Ehl-i Beyt’i dışladıklarını bunun da İslam’ın köküne dinamit koymak anlamına geldiğini kaydeden Bektaş, Ehl-i Beyt’in İslam’ın canı, nuru ve özü olduğunu kaydetti. Bektaş, Fatiha Suresi’nin müminin kulluğundaki yol haritası olduğunu belirttiği konuşmasında Ehl-i Beyt’i anlamak ve anlatmanın inanmak ve inandırmanın müslümanın asli görevlerinden olduğunu dile getirdi. Film karesinden alınan görüntülerle asılsız haberler yapıldığını ve sonrasında da ortaya çıkınca özür dilendiğini de hatırlatan Bektaş, birlik beraberlik mesajı vererek konuşmasını sonlandırdı.
Harun Kayacı da yaptığı konuşmada, Milli Ekonomi Modeli’ne değinerek Tasavvufun Ehl-i Beyt’in yaşantısı ve canı ruhu olduğunu söyledi.
ABD dolar ile dünyayı nasıl sömürüyor?
BTP Genel Başkan Yardımcısı Ekonomist Harun Kayacı ise ABD’nin dolarıyla dünyayı nasıl sömürdüğünü ve MEM’in para politikasını anlattı. “ABD bin dolar veriyor bir konteynır kağıt alıyor. Bu para Amerikan Federal Reserve Bank’ta dolara çevriliyor. Bin dolarlık kâğıt oluyor bir milyar dolar” diyen Harun Kayacı; “Önce kurban ülkeleri seçiyorlar. O ülkeye diyorlar ki, 'Siz globalizm adı altında, küreselleşme adı altında bu milli para saplantısından kurtulun ve Amerikan dolarının dolaşımının önündeki bütün engelleri ülkenizde kaldırın.' Aralarında Türkiye’nin de olduğu ülkeler de emredersiniz diyor. Dolayısıyla dolar elini kolunu sallayarak ülkemize giriyor. Bununla da yetinmiyor. Ben sana para gönderiyorum sen neden para basıyorsun? İhtiyacın olan parayı ben sana göndereyim kendi milli paranı basma diyor. Ona da emredersiniz diyorlar. Kapitalizm işte bu… Onun için Prof. Dr. Haydar Baş MEM ile tüketimi öne alıyor, tüketime odaklanıyor ve tüketiminin önündeki engelleri kaldırıyor. MEM’deki para politikasının en kritik noktalarından biri de paranın tabana yayılmasıdır. Para üretmek önemlidir ama parayı ekonomiye nereden ve nasıl katacağınız da çok önemlidir. Parayı bankalara verirseniz vatandaş yine bankalara mahkûm olmaya devam eder. Onun için Prof. Dr. Haydar Baş parayı ekonomiye nasıl sokacağını da vatandaşlık maaşı, asgari ücretin miktarı, ev hanımlarına maaş, doğum yardımı ve çocuk maaşı gibi sosyal devlet projeleriyle ortaya koyuyor. Kılcal damarları devreye koyuyor. Türkiye’de 18- 19 milyon hane var yani Prof. Dr. Haydar Baş’ın modeli 19 milyon haneyi düşünen, 77 milyonu düşünen bir felsefe, bir medeniyet ve bir sistem üzerine kurulmuştur. MEM bir taraftan paranın maliyetsiz olarak piyasada dolaşımını sağlıyor bir taraftan da bireyin cebine ekonomik bağımsızlığını kazanacak parayı koyuyor" ifadelerini kullandı.
İngilizlerin oyununun Nakşilik olduğunu ve bunun hak olmadığını dile getiren Kayacı, dünyayı idare edenlerin Allah ile barışık olmadıkları için dünya üzerinde kan, gözyaşı, borç, kavga gibi şeylerin olduğunu bunların da, kendisiyle, Ehl-i Beyt’le, toplumla ailesiyle Rabbi ile kavgalı olduğunu söyledi. Ekonomik anlamda bütün dünyanın probleminin üretim değil tüketim olduğunu belirten Kayacı, Milli Ekonomi Modeli’nin de bunu belirttiğini be proje ile de vatandaşlık maaşı, ev hanımlarına da ayrı bir maaş bağlanacağını söyledi. Prof. Haydar Baş’ın öyle bir sistem kurduğuna dikkat çeken Kayacı, bu sistemle tüketim arttıkça üretimin artacağını, üretimin artması için de üreticinin alanını genişleteceğini ve dolayısı ile istihdam alanının ortaya çıkarılacağını belirtti. Demokrasilerde çözümün millet olduğunu ve ancak seçimlerde sandıkların bomboş geldiğini belirten Kayacı, borçlanmadan eksikliklerin kendi basacakları para ile giderileceğini söyledi. Kayacı, model ile hem üreticinin, hem tüketicinin, hem devletin hem de milletin mutlu olacağını, bütün dünyanın karnını doyuracak modelin de Prof. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli olduğunu söyleyerek sözlerini tamamladı.
Toplantı, görüş alışverişi ile sona erdi.
Banaz’da Ehl-i Beyt Programı Düzenlendi!
Yeni Mesaj Gazetesi tarafından Türkiye’nin tüm illerinde gerçekleşen Ehl-i Beyt panellerinden birisi de Uşak’ın Banaz ilçesinde gerçekleşti. Banaz’daki programa konuşmacı olarak; Hasan Kadı, Haydar Bektaş ve Harun Kayacı katıldı.
30 Kasım 2014 Pazar 10:59