Ülkenin son yıllarda geçirdiği gelişim sürecinin belki de en çok yara alan kurumlarından biri, Polis Teşkilatı olmuştur. Çok fazla geriye gitmeye gerek yok, Gezi Olayları ile başlayan Polis’in yaşadığı zor süreç, 17 Aralık Operasyonu ile neredeyse tavan yaptı.
Hükümet gezi olayları boyunca her ne kadar Polis Teşkilatına sahip çıkmaya çalışsa da, basına verilen demeçlerde ve bilinçaltın da “Polisin de hatası oldu” algısı maalesef Türk polisinin itibarını zedeledi. Çıkış noktası konusunda bir çok spekülasyonun olduğu ve muhtemelen planlı ve organize bir çalışma sonucu çıkarıldığını tahmin ettiğim Gezi Olayları’nda, Polisi vatandaşa düşman ilan etme çabaları bir anlamda başarıya ulaştı. Gezi olayları sonrasında özellikle alt kademede ki polisler üzerinden yapılan ağır ithamlar sonucu, bazı polislerin depresyona girerek intihar ettiği bile iddia edildi.
Her gün öyle gelişmeler oluyor ki Polis Teşkilatında ki tedirginliklerin bir türlü sonu gelmiyor. Çok değil daha iki gün önce yasadışı dinlemeye karşı ilk operasyon yapıldı ve 8 polis gözaltına alındı. Herkesin kafası karışık, polis teşkilatı karalanmaya mı çalışılıyor, eğer bahsedilenler doğru ise, teşkilat içine bu kötü niyetli insanları kimler hangi amaçla soktu, sonu gelmeyen bir dünya soruyla karşı karşıyayız.
Özellikle 17 ve 25 Aralık Operasyonu sonrası yaşanan gelişmeler, cemaate yakın olduğu iddia edilen birçok üst düzey polis yetkilisinin görev yerlerinin değiştirilmesiyle sonuçlandı. Bu yer değişiklikleri olurken, suçsuz yere yeri değiştirilen Polis amirleri de oldu. Yani kurunun yanında yaş da yandı.
Bu kadar olay yaşanırken maalesef polislerin bir çoğu, travmatik veya psikolojik etkiye maruz kaldılar. Önüne gelen Polisi suçladı. Hemen hemen hiçbir kimse onların da bir ailesinin olduğunu, polisliğin tamamen bir meslekten ibaret olduğunu, bu kişilerin devletin bire bir temsilcisi olmadığını akıl edemedi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün özellikle polislerin çalışma saatlerine bir düzenleme getirmesi şart. Polislerin düzensiz çalışma saatleri onların sosyal hayata adapte olmalarının önündeki en önemli engel olarak karşımıza çıkıyor. 2013 yılının son günlerinde Emniyet Müdürlüğü çeşitli sosyal aktiviteler düzenleyerek, polisleri tramvatik ve psikolojik bu depresif ruh halinden kurtarmak adına, birçok çalışma başlattığını biliyoruz. Ancak bu çalışmalar yüzeysel boyutta kalırsa bir sonuç alınamayacağı gerçeğini de göz ardı etmemek lazım.
Uşak İl Emniyet Müdürü Ogün Toprak Bu Şehir İçin Bir Şanstır
Çok şükür son derece huzurlu bir şehirde yaşıyoruz. Uşak İl Emniyet Müdürü Ogün Toprak’ın çağdaş, hoşgörülü, mütevazi kimliğiyle bu şehir için ben bir şans olduğunu düşünüyorum. Daha önce görev yaptığı Esenler ve Üsküdar ilçe emniyet müdürlükleri sırasında da başarılı çalışmalarıyla ön plana çıkan Toprak, Uşak’ta da şimdiden taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmış durumda. Zaten devletçi bu tavrı ile operasyonlar süresince kendisi ile ilgili herhangi bir gelişmeye şahit olunmaması da bunu doğrular nitelikteydi.
Polisler Aldıkları Talimatları Yerine Getiriyor
Silsile yoluyla tepeden aşağıya doğru, siyasi iradeden başlayarak, emniyet güçlerine emir verenleri yapılan yanlışlarla ilgili sorgulamadan, bütün suçu ve günahı tamamen polisin üzerine yüklemek bana doğru gelmiyor. Bu tarz yapılan hareketlerin, vatandaşla polisi karşı karşıya getirmekten başka bir işe yaramadığı defalarca görülmesine rağmen, biz vatandaşlar bazen haklı, ancak bazen de haksız yere polisi suçlayarak olayı bir kısır döngüye getiriyoruz maalesef.
Ben bunları söylerken tabi ki, kötü muamele yapan veya devlet otoritesine aykırı hareket eden polisleri kastetmiyorum. Benim kastettiğim; tamamen iyi niyetle verilen vazifeyi yerine getirmeye çalışan fedakar polisler. Polislerin güç kullanımının haklı ve orantılı olması, mukavemet eden kişilere davranışlarının adil olması, her vatandaş tarafından polisten beklenen davranış modeli.
Polisin Asıl Amacı Nedir?
Polisin asıl amacı huzur ve güvenliği sağlamaktır. Zorda olanlara yardım ederek, kötülükler yerine iyilikleri vatandaşa sunmaktır. Son dönemde yapılan yeni uyum yasaları ile birlikte Polisin sorumlulukları ve yetkileri daha da artırıldı. Hükümet vatandaşın haklarını korumak adına, en basitinden arama yetkisini hakim kararına bağladı.
Polis özgürlüklerin ve hakların savunucusu olduğuna göre, karakollarında şeffaf ve herkese açık olması gerekiyor. Etnik kökeninden dolayı kimseye kötü davranılmaması gerekiyor. Karakolların vatandaşın evi olabilmesi adına, Emniyet Müdürlüğü birçok çalışmaya imza attı.
Unutmamak Gerekiyor; Polis de İnsan, Polisinde Sosyal Hakları Var
Hakları korunmayan bir insanın, başkasının haklarını savunmasını nasıl bekleriz. Polisin bu görevi ifa ederken zorunlu olarak bazı haklarından feragat etmesi gerekiyor, polisin de bunu anlaması lazım. Her mesleğin kendine göre zorlukları ve feregat gerektiren unsurları varsa, polisinde bazı konularda vakur, sakin ve anlayışlı olması gerekiyor. Sinirlerinin, bir vatandaşın sinir limiti ile aynı olmaması gerekiyor.
Polis vatandaş ilişkisinde olmazsa olmaz unsur empati. Bireylerin toplu halde yaşamaları zorunluluğu beraberinde birçok sorunu da getiriyor. Toplumsal huzurun tesis edilebilmesi adına huzuru sağlamakla görevli polisin en başta kendisinin huzurlu olması gerekiyor. Polis vatandaş ilişkilerinde en belirleyici unsur doğru dili kullanmak. Eğer poliste vatandaşta doğru dili kullanır ve empati yapabilirse, hem vatandaşın polisten beklentileri doğru bir mecraya çekilir, hem de polis vatandaşı daha iyi anlamaya başlar.
Polis Vatandaştan Ne Bekliyor
Herkese karşı ön yargılı olduğu düşüncesinin yıkılmasını
Kendilerini toplumdan ayrıcalıklı görmediklerinin bilinmesini
Soğuk insanlar olmadıklarının vatandaş tarafından bilinmesini
Vatandaşlar arasında ayrım yapma gibi bir niyetlerinin olmadığını
Sosyal olaylarda tek suçlunun kendileri olduğu algısının değiştirilmesini bekliyor
Vatandaş Polisten Ne Bekliyor
Polisin vatandaşa karşı önyargıları varsa yıkılmasını
Herkesin potansiyel suçlu olmayacağını
Polislerin varsa özel yaşamdaki sıkıntılarını işlerine yansıtmamasını
Kendi yakınları ile normal vatandaş arasında bir ayrımcılık yapmamalarını bekliyor
Vatandaşlar; “poliste bizden biri, poliste benim huzur ve güvenliğim için var” diye düşündüğü sürece, poliste üzerine düşen görevi, kendisine verilen yetkilerin dışına çıkmadan, inisiyatifini tamamen vatandaşın lehine kullandığı sürece, polisle vatandaş arasında yaşanabilecek olumsuzlukların büyük bir bölümü en az indirilecektir.
Sözün özü bugün 10 Nisan Polis günü, ben şahsım ve kurumum adına bu vesile ile tüm Polislerimizin bu özel gününü kutlar, toplumsal huzurun sağlandığı, polislerin özlük haklarının tamamının verildiği güzel günler geçirmemizi canı gönülden temenni ederim.
Saygılarımla Efendim...
Uşak Son Nokta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü // Kerim Çiber
polis asker kadar disiplinli,hukukçu kadar hukuk adamı,bir anne kadar şevkatli olmalıdır Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır.