Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıktığı ve tüm dünyayı etkisi altına aldığı düşünülen corona virüs gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Türkmenistan ve Belarus gibi bazı ülkeler hariç, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de halk tarafından hala kafalarda bir çok soru işareti bırakarak etkinliğini sürdüren virüsün, ilk çıktığı süreçten bu güne uygulanan yasaklar ve teşhisinde konulan belirtilerin çeşitliliği hala çözülemeyen bir sır. Çin halkının hastalığın ilk pik yaptığı süreçte çeşitli haberlerde gösterdiği sokak ortasında bayılan, fenalaşan kimselerin videolarına Türkiye`de ve dünyada başka bir yerde rastlanmadı.
Ayrıca bir çok hastane görüntülerinde yayınlanan videoların virüsün çıktı sürece ait olmadığına dair açıklamalarda halkın aklını kurcalamaya devam ediyor. Uygulanan yasaklarda halk saat sabah 5 ila akşam 9 arası bulaşmayan, hafta sonları bulaşan, fabrikalarda bulaşmayan, sinema ve cafelerde bulaşan, ev misafirliklerinde bulaşan virüsün rotası hakkında bir yol çizememekte. Başlı başına ele alınması neredeyse imkansız görünen hastalığın belirtileri ise sıralamakla bitmiyor. Ayrıca yaşanan bu olaydan olumsuz etkileşim maalesef ki sadece sağlık açısından değil, ekonomik açıdan, psikolojik açıdan, eğitim açısından ve saymakla çoğaltılabilecek bir çok farklı açıdan dünyayı sarsmaya devam ederken, uygulanan tedbirler halkı hastalık korkusundan daha büyük bir çok sorunla karşı karşıya bırakıyor.
İşsizliğin had safhaya ulaştığı, psikolojik olarak yaşanan baskının insanların tahammül sınırlarını zorladığı, intihar vakalarının arttığı, aile içi şiddetin yaşanan maddi sorunlar nedeniyle önüne geçilemediği bir dönemden geçiyoruz. Ayrıca sanal eğitimden verim alamayan öğrencilerin durumu ortada. Tüm sistemin göbeğine dinamit gibi yerleştirilen virüsün hastalıktan çok daha ağır sonuçlar doğurduğu inkar edilemez bir gerçek. Ayrıca piyasaya sürülmüş olan aşının oluşabilecek yan etkilerine karşı halkın sağlığına tam garanti verebilecek bir sorumlu henüz bulunamadı. Şu haliyle salgınla mücadeleden ziyade emperyalizmin çöken ekonomik planların üzerini örtmek ve halkları sindirmek suretiyle sosyal bir deney havasında görünen pandemide geldiğimiz nokta aşıyı satsalarda bu stresten kurtulsak dedirtiyor.
Tüm bu sorunlar gündemdeyken izlenme sayısı azımsanmayacak bir dizinin final sahnesinin yılbaşı kutlamasına dönüştüğü görüntüler ve ayrıca hiç bir sosyal mesafe kuralına dikkat edilmemesi sosyal medyada ses getirmişe benziyor.
Uşak Halkına dizideki mesafesiz yılbaşı konseri ve pandemi süreci hakkındaki görüşlerini sorduk.
İyi Seyirler Diliyoruz.