17 Ekim 2005’ten bu güne geçirdiğimiz altı yıllık süreçte karanlığa sürüklenen ülkemizin ve günden güne yoksullaşan halkımızın, eğitim çalışanlarının umudu olmak, Aydınlanma Devriminin ışığını yeniden Anadolu’ya yaymak, aklı özgürleştirmek ve bilimi yaşamda egemen kılmak, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine, emeğimize sahip çıkmak için düştük yollara. Biliyoruz ki, yolumuz çetin, engebeli ve zorluklarla dolu. Ama yılgınlık yok. Çünkü biz biliriz ki, “durmak düşmektir.” Onun için kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz.
Encümen-i Muallim’den, TÖS’den, TÖBDER’den devraldığımız köken, birikim ve cesaretle, Köy Enstitüleri ile Fakir Baykurt’un yurtsever ve mücadeleci ruhunu birleştirerek yeniden kurduğumuz Eğitim-İş’imizi, yurdumuzun dört bir tarafında eğitim çalışanlarıyla kucaklaştırdık. Gözlerimizdeki mutluluğun pırıltısını, yüreğimizdeki coşkuyu ve heyecanı birbirimizle paylaştık. Cehalete, yoksulluğa, yolsuzluğa, karanlığa karşı mücadele ettik.
12 Eylül'den sonra insanlarımızın bu kadar duyarsız,sorumsuz, bireyci ve korkak hale gelmesinden sonra, şimdilik az da olsa böyle yürekli,sorumlu ve aydınlık insanların, öğretmenlerimizin olması bizleri umutlandırıyor.Doğrultunuz tutarlı;bağımsızlıkcı mutlaka kitleselleşirsiniz önümüzdeki günlerde Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Yolunuz açık olsun