Gazeteci Erkan Çuhadar kendi Sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım ile Erdoğan'ın Esad'ın da katıldığı bir program da Esad ile aynı karede fotoğraf verdiğini ve fakat bununla beraber geçtiğimiz haftalarda aynı siyasi zorbalığa maruz kalan Türk Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan'ın intikamını alırcasına Beşar Esad konuşurken salonu terk ettiğine ilişkin haberin üzerine kendi düşünce ve fikirlerini takipçilerine aktardı. Gazeteci Çuhadar yaptığı paylaşımla Müslümanları bir olmaya davet etti ve ortak akıl da buluşması gerektiğinin altını çizdi.
İşte Uşak Haber Merkezi imtiyaz sahibi gazeteci Erkan Çuhadar'ın haberimize konu paylaşımı;
Erdoğan aynı karede fotoğraf vermiş ama Esad ile görüşmeden dönmüş ve Esad konuşurken salonu terk ederek planlama...
Erkan Çuhadar paylaştı: 12 Kasım 2024 Salı
Erdoğan aynı karede fotoğraf vermiş ama Esad ile görüşmeden dönmüş ve Esad konuşurken de salonu terk ederek diplomatik dille misilleme yapmış ama denmesi gerekeni de demiş öncesinde İsrail'e karşı Müslümanları bir olmaya davet etmiş. Peki kim en fazla İsrail zulmüne uğrayan Müslüman ülke? Tabii ki Ehlibeyte muhabbet duydu diye Esad'ın ülkesi ve İran o zaman en çok onun yanında yer almak da gerekmez mi? Erdoğan çaktırmadan Esad'a destek istemiş Müslüman ülkelerden. Hatırlayacaksınız ki geçtiğimiz haftalarda Dış İşleri Bakanımız Hakan Fidan Suriye Dışişleri Bakanı ve ekibinden gelen bir siyasi itibar suikastına uğramıştı bu hamlesi ile Erdoğan Suriye Devletine de biraz belki haddini bildirmiş oluyor Devlet Adamı başka bir Devlet adamına sahip çıkmış oluyor belki ki Esad'ın Erdoğan'ın görüşme arzusunu medya önünde dillendirmesine rağmen burun kıvırışları da artık işin tadını kaçırıyor diyen diplomasi uzmanları da var zaten.
Bendeniz o zaman da eleştirmiş idim Suriye Cumhurbaşkanı Esad'ı ve Dış İşleri Bakanını ne münasebet ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti Dış işleri Bakanı konuşur iken salon terk edilsin? Ne haddi imiş Suriye'nin? Al işte sana kapak derler adama ve en üst düzey de karşılığını alırsın. Tabii ki Esad ile anlaşmaya ve anlaşmanın nimetlerini yemeye evet ve hiç gecikmemeli bu hiç gecikmeden anlaşılmalı ve sığınmacılar yurtlarına dönmeli Türkiye ekonomisi ve sosyal hayatı rahatlatılmalı Devletin yükü hafifletilmeli acilen bu ayrı bir konu ama bence Erdoğan'ın Suriye'ye bu cevabı iyi olmuş Türkiye açısından. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kim yönetirse yönetsin ne kadar hata işlemiş olursa olsun makamdaki kişi bu itibarsızlığı hak edemez ve Türkiye Cumhuriyetinin Dışişleri Bakanı iken Hakan Fidan'a bu davranışı reva görenler işte böyle cevap alırlar. Suriye ile ve dolayısıyla Cumhurbaşkanı Esad ile kavga da doğru değildi eleştirdik barış hem de hemen barış gerekiyor dillendirdik dillendiriyoruz elden geldikçe ve bir olunması gerektiğini Devlet aklında buluşulması gerektiğini belirtiyoruz.
Kabul etmeli zaten bütün Müslüman alemi bu işin sahibi Türkler ve gerçek Türkler siyasete dahil edilmeden ne Arap hakkınca petrolünü pazarlayıp işine bakabilir ve adilce paylaşabilir ne de Kürt bir muradını gerçekleştirip çoluk çocuğunu iş güç sahibi yapıp yuva kuruverebilir bu şartlarda? Ne Farisi'nin işine yarar Müslümanların ayrılığı ne de bu inancı ve kültürü taşıyıp bu coğrafya da yaşayan her hangi bir milletin veya Müslüman kabilenin. Bakın görüyorsunuz işte Fetullah Gülen bize neredeyse evliya diye Alim diye hoca efendi diye yutturabilecekleri bir Protestan imiş. Nasıl gömecekler Fetullah’ı göreceğiz derlerdi Haydar Baş hocalar Aytunç Altındal'lar gerçi ikisi de rahmetli oldu Fetullah’tan evvel ayrı konu da dedikleri çıktı protesatan gibi gömmüşler demek ki protestan gibi yaşamış herif. Bizim içimizde Peygamber aşığı sahabe aşığı bir Müslüman gibi görünmesi de zaten protestanlığının gereği imiş meğer? Yeni ayrık otlarına fırsat vermeden ve batıya doğuya adı neyse kimseye eyvallah etmeden bir olmalıyız Müslümanlar olarak.
Biz zaten Ahmet Yesevi ve Hacı Bektaşi Veli gibi Ehlibeyt aşığı Türk büyüklerinden öğrendiğimiz adını Anadolu Müslümanlığı koyduğumuz yaşayanı çok mesut ettiği görülmüş uygulanmış yaşayana iki cihan saadetini getirmiş sap sade dup duru Ehlibeyt İslam’ını anlatabilsek onlara layıkı vechi ile bize zaten minnettar kalırlar biz gibi yaşarlar ve biz gibi mesut olurlarsa ki ortak paydalar ve değer yargılarını ilimle belirlesek birlik olmaya ne var? Yahudi Hıristiyan’ı da düşman bellemeye gerek yok tabii ki onlarla da birlik olunabilir ama onların kendi aralarında kendilerine özel bir birlikleri var besbelli ve besbelli Müslüman’ı pek sevmiyorlar tanımıyorlar da pek ama çok ön yargılılar. Dinlerinin gereği adeta hele ki Türk’se bir Müslüman ondan hiç haz etmiyorlar. Oysa ki Türk onların bu ön yargısını gittiği her yer de kırdı kırıyor ve Almanlar da sevdi Türkleri Fransızlar da veya İran halkı da seviyor Araplar da keza geldi mi emirleri kralları hemen Atatürk yad ederler nihayetinde.
Yobazlık zorbalık ortak inanç dayatmak veya dini vecibeleri zorla yaşatmak gibi veya akıl ve bilim dışı toplumun kabul etmediği itikatlarda savrulmak gibi kaderler yaşarsak sonunda Cenabı Allahın kesin dille yasakladığı büyüden faldan medet uman insanlar haline döner gideriz çoğumuz. Çoğumuz cincileri şeyh edinir kendine ondan çare arar hale gelir şeyhimin müritleri cinler diye kendini avutur şeyhinin cinciliği ile yüzleşmemek için. Cinlerin iradını sana teslim edip mürit seçeceği kadar yeteneklisin ve cinlere bu kadar yakınsan senin neden Hz. Süleyman (as) gibi Sarayların yok insan gücünün inşa etme şansı olmayan? Diye sorgulamadan cinin musallat olduğu adamı cinin de kendinin de şeyhi sanan bir ahmaktan sizce ne beklenebilir? Nasıl ki Murat dağından tertemiz kopan pınarlar yolda kirleniyor kirletiliyor ve daha Uşak sınırından çıkmadan zift gibi akar hale getiriliyor Uşak OSB’si eliyle dinimiz de maalesef böyle. Pınarın kaynağından uzaklaştıkça yani Ehlibeytten koptukça anlaşılırlığı da yaşanılırlığı da veya yaşayanı mutlu edişi de azalıyor ve istismarcıların eline kalıyor özünü yaşayan da çok Allahtan Anadolu’da. Bu da ayrı konu ama Müslümanlar bir olmalı Erdoğan haklı konuşmuş ve Esad'a tepkisi de fena olmamış bir an önce anlaşmak kaydıyla yine ve bir an önce sığınmacıları başımızdan arıtıp artık Esad'ın başına bela ya da nimet olmalarını sağlamaya çalışmalıyız birlikte. Bir an önce ortak akıl da buluşmalıyız ve müdahale etmeliyiz bu kötü savruluşa...
>>>Erkan Çuhadar'ın paylaşımına buradan ulaşabilirsiniz.<<<
>>>Erkan Çuhadar'ın paylaştığı habere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.<<<