Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu facebook hesabında şehir siyasetine bomba gibi düşecek paylaşımlar yapıyor.

Uşak Haber Merkezi Köşe Yazarı Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu'nun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım;

Önceden kendimce arkadaş edinip siyasi makamlara gelmeleri için destek olduğum arkadaşlar hiç hevesim olmamasına rağmen siyasi rakip gibi görmüş meğer bizi ve nihayet kavgaya tutuştular. Hiç bir beklentimiz olmadı ki beklentimizi mi iyi ayarlayamadık acaba? Diyelim zaten hiç bir kavga şahsi de değildi biz yanlış giden şeyleri eleştirdik diye başladı. Hangi birini sayayım size Ali Erdoğan mesela, mesela Nurullah Cahan. Hazım abisiyle ve cemaatle bende iyi geçiniverseydim problem çıkmayacaktı ki, Nurullah Cahan da da mesela aynı şekilde karışmasak akçeli işlere ve görmezden gelsek pekala gül gibi geçinirdik. Ejder meyvesiyle kuş sütü ile beslerlerdi bizi.

Şimdi sırada Muhammet Gür var anlaşılan. Servet Koşar ekibi diye kendi aramızda adlandırdığımız ekibi bizim ekip diye gördüğümüz ekibi kullanarak bunu yapıyor şimdi de benim vekillik hayalleri gördüğümü söylemiş partililere. Daha önce benzer iddiayı tamamen zanna dayalı ortaya atanlar belediye seçimlerinde de olmuştu. Oysa vekillik hayalleri gören Muhammet beyin ta kendisi, İyi Parti Genel Merkezi tarafından siyaset engeli getirilen ve daha sonra dik duruşunu hiç değiştirmediği halde kapıların ardına kadar açıldığını da duyan insanlar olarak hayal kursak gerçek etmek için çırpınır idik biz de ve girer siyaset yapar aday adayı olup ayak oyunları oynamazdık siyasi rakiplerimize sizin gibi belki ama adam gibi siyaset yapar kazanamasak da adam gibi yerimize oturmayı bilirdik kazansak da adam gibi verilen siyasi vazifeyi ifa ederdik.

Keza öyle bir dert olsa gider CHP de Kılıçdaroğlu gönüllüsü üniforması giyer sofrada yer arardık kendimize. Kemal beyin adaylığına itirazımız olmasa ve olmasa eleştirilerimiz Kılıçdaroğlu bizi bir değerlendirmese üç de değerlendirir. Bize de kimse o varsa ben yokum demezdi Özkan'dan başka.. Doğrudur CHP den bir kez aday adayı oldum ama bizim davamız o zaman da başkaydı. Her kürsüye çıktığımda ön seçim için kendime oy istemediğimi söyledim hatta latife olsun diye ben bile bana oy vermeyeceğim dedim. Hatta plan ön seçime bir gün kala çekilmek idi ama Özkancılar dedikodu çıkardı Dilek Akagün lehine çekilecek diye. Bizde algı da böyle kalmamak adına çekilme planını kaldırdık rafa. Oysa Dilek Akagün ile aramız hiç de sanıldığı gibi iyi değildi o dönem. Dilek abla ile de 2011 de seçilene dek çok iyiydik seçildikten bir müddet sonra işler değişti ne hikmetse? Ama yine Dilek ablamdır saygısızlık da etmem kendisine kötü de diyemem.

Hülasası hiç bir zaman siyasi makamlar da gözüm olmadı benim, bizim davamız şehrin siyasetini fetö etkisinden kurtarma ve şehirde kuvva-i milliye ruhunu yaşatma davası idi Allah şahidim. Konuya dönersek bir milletvekilliği hayali gören varsa Muhammet Gürün ta kendisi hayal dedim çünkü seçilemeyeceği de kesin bana göre. Oysa Muhammet Gür ortağı Zafer Ilıksu bizim de bulunduğumuz bir mecliste sakık kardeşleri ve hdp politikalarını savununcuya değin Muhammet Gür aleyhinde tek bir yorum dahi onaylanmamıştı internet gazetemizde ve bu mevzu dışında neredeyse hiç eleştiri de getirmedik kendisine. Geçtiğimiz yerel seçimler de de keza iki tane haber girdik aleyhinde üzerine gitmedik fazla iyi partililerin hatırına. Sırf yazıp söylediklerimiz sebebiyle bize açıkça düşmanlık edenlerle birlik kurup, bize selam bile vermediği halde.

Gazeteciliğin cilvesi bu mu yoksa? Allahtan siyaseten destek verdiğimiz ve hala arkadaşlığımızın devam ettiği insanlar da var ve Allahtan adam gibi izzet ve şeref hakkımızı teslim eden de var. Koray Akgün mü var veya mesela İsmet Akın? Acaba diyorum yukarısı ile kavgamıza rağmen arkadaşlığı pek de bozmadan bugüne geldiğimiz Basri Yıldırım gibi olabilir miyiz Koray Akgün ile de ve kardeşçe başarıdan başarıya koşup millete hizmet etme şevk ve saadetine erebilir miyiz? Birimiz gazeteci diğeri siyasetçi olarak. Veya siyaseten omuz verdigimiz siyasi makam sahibi başka arkadaşlarım ile ki başarabilsek niyet o. Cahanın mahalle konakları projesi bizim önerdiğimiz bir proje idi ama konaklarda mahallelinin sorunları konuşulacaktı yarenlikler edilecekti memlekete millete dair.

Siyaset harislik derecesinde insanın gözünü döndürüyor galiba. Böyle olunca da zaten insan siyasete girmeye korkuyor. Düşünsenize mesela birinci sıra milletvekili adayı partisinin iki vekil çıkarmasını canı gönülden istemeyebiliyor, sırf kendisine siyasi rakip olmaması için veya diyelim biri belediye başkanı veya vekil oldu mu? Partiyi de kendi yönetmek isteyebiliyor. Az olalım ben tek başına yöneteyim, ben ne dersem o olsun herkes benim istediğim kafayı yaşasın anlayışı hakim oluyor siyasete girende. Yaşayarak öğreniyoruz ölçülerinde güvenmeyi, yaşayarak öğreniyoruz kendimizi kullandırmamayı inşallah öğrenmişizdir ve inşallah öğrenir bizi tanıyanlar da kullanılan insanlar satılık veya kiralık kalemler olmayacağımızı.

Kimden duydun vekillik planları yaptığımı? Kimden olacak karnından duydun yani kendin uydurdun, başka suç bulamadın ki yaptığın saçmalıkların gerekçesi olarak, yazdıklarımıza yanıt bulamayınca haklılığımız ile yüzleşmek yerine, benim vekillik hayalleri gördüğüm yalanını uydurdun, yine aynaya bakıp konuşmuşsun anlaşılan. Bu gün uyanınca aynaya bakıp konuştuklarımı duysan uyuyamazdın ki bence zaten kabuslar görüyor uyuyamıyorsun.