Bildiğiniz gibi Eyfel Kulesi ( Eiffel ) Paris'deki demirden yapılmış kuledir. Kule, aynı zamanda tüm dünyada Fransa'nın sembolü halini almıştır. Ancak kulenin yapılış aşamasında, Paris halkının tepkisini de fazlasıyla bu kule çekmiştir. Böylelikle devrin sanatçı ve edebiyatçı çevresinde bir kampanya başlatılmış, bu kampanya süresince ünlü sanatçıların imzaladığı bildiriler dağıtılmıştır. Bugün ise Eyfel Kulesi, dünyanın en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul edilir. Eiffel Kulesi ilk başlarda sadece 20 yıl için planlanmıştı. Dolayısıyla, 1909 yılında bu kulenin sökülmesi gerekiyordu. Ancak Eiffel kulesi bugün yılda 220 milyona yakın ziyaretçiyi ağırlayarak Paris’in gurur kaynağı haline gelmiştir.
Çok şükür bir önceki Belediye Başkanı’mız Ali Erdoğan’ın büyük gayretleriyle bizim de artık bir kulemiz var. Adı Atakule...Sanırım Ali Erdoğan ve kuleyi inşa edenler; günü geldiğinde bu kulenin de aynı Eyfel gibi olacağını düşünerek, bu kuleyi bir gurur abidesi olarak hizmete açtılar. Hem de sadece 20-30 kişinin katıldığı bir açılış töreni ile. Herhalde onlar “gün gelecek herkes anlayacak ne kadar güzel bir yapıyı şehre kazandırdık “diye düşünüyorlar. Ah, keşke dedikleri gibi olsa. Ama hepimiz bunun böyle olmayacağı konusunda hem fikiriz.
Güzelin felsefesi olarak başlayan estetiğin giderek sanatı, sanat kuramlarını, sanatın toplumdaki yerini, sanatın işlevi gibi sorunları kapsamına aldığı bilinmektedir. Yani artık belediyeler, devlet, yeni yapılar kazandırırken, işlevsellik dışında estetiği de ön planda tutmak zorundalar. Yaptıklarının birer sanat eseri olması, onlardan asıl beklenendir.
Her Şeyimiz Tamam Tek Eksiğimiz Planetaryum
Her yapı belli bir işlevi yerine getirmesi amacıyla yapılır, birincil varlık nedeni budur. Buradan konuşmaya başlarsak Atakule’nin hangi işlevi yerine getirdiğinin cevabını sanırım veremeyiz. Belediye Başkanı’nın talimatıyla kazandırılacak bir projenin ilk öncelikle vatandaşın ihtiyacını karşılamaya yönelik bir proje olması mecburiyettir. Peki bu durumda Atakule vatandaşın hangi ihtiyacını karşılıyor? Hava muhalefeti kısıtlaması sebebiyle 51 metrede kısıtlanan ve yaklaşık 4,5 Milyon TL’ye mal olan bu kulenin üzerine eski Başkan Ali Erdoğan’ın talimatı ile bir de planetaryum yapıldı. Sanki her şeyimiz tamam bir planetaryumumuz eksikmiş gibi. Peki ne işe yarıyor bu planetaryum? Planetaryum gökyüzü ve astronomi hakkında eğitici ve eğlendirici sunumların yapılabilmesi için inşa edilmiş gösterim alanlarıdır. Yani bu yapı ile vatandaşa verilen tek hizmet; gökyüzünü seyretmek. Ama seyret seyredebiliyorsan. Neden Mi? Kulenin en üstünde bulunan ve camla çevrilmiş bu planetaryumun olduğu teras kat gün ışığından dolayı sıcaktan kavruluyor ve bu bölümde havasızlıktan ağır bir koku oluşuyor.
Vatandaşa Sordun mu?
Uşak’lı vatandaşlar bir bölgeye toplanmış şehir hayatının içinde sıkışmış durumdayken, şehir içi trafiği felç haline gelmişken, şehir içi toplu ulaşım sorunu halledilememişken, İsmetpaşa caddesi bir türlü gerçek kimliğine kavuşmamışken, 9 sele çayı hala içimizi acıtırken, kentsel dönüşüm bölgesi bir türlü olması gereken hale getirilememişken, sokak aydınlatmaları yetersizken, yollar, kaldırımlar hala sorunlu iken, insanların birinci önceliği bu bahsettiğim sorunlar mı olur yoksa insanların ihtiyacı, adını bile söylemekte zorlandığımız bu planetaryum mu olur? Bahsettiğimiz miktar 4,5 Milyon TL. Bu paraya çocuklara yüzme havuzları yapılamaz mıydı? Hala salon sorunu çözülmemiş Uşak Sportif’e bir salon kazandırılamaz mıydı? Şehre; estetiği ve işlevselliği daha yüksek mimarı yapılar kazandırılamaz mıydı?
Defalarca söyledik, dilimizde tüy bitti. Bir projeyi gerçekleştirmeden önce vatandaşın fikrini alın diye. Acaba vatandaşın fikrini alsaydınız vatandaş size bu projeyi yapma iznini verir miydi?
Mimar Ali Erdoğan
İşin en ilginç noktası, şehre bu yapıyı kazandıran! başkanın bir mimar olması. Ben mimar değilim. Ali Erdoğan benden daha iyi bilir. Dış görünümüyle bir yapının: Simgesel değerleri aktarması, bir benzeşim ilişkisiyle onları betimlemesi ve bir işlevi çağrıştırması gerekiyor. Peki size soruyorum, Atakule bunların hangisini sağlıyor. Ben sizin yerinize cevap vereyim, hiç birini sağlamıyor!
AtaKule’mi Otopark’mı?
Geçen günlerde İstanbul’dan misafirlerim geldi. Araçla eve doğru yaklaşırken bana sordular; bu kırmızı ışıklı kule otopark mı diye. Yani bizim Ata Kule dediğimize onlar otopark dediler. Öyle sandılar. Geceleri yanan kıpkırmızı ışığıyla İstanbul’da ki çok katlı bir otoparktan ne farkı var Atakule’nin. Düşünün siz bir kule inşa ediyorsunuz, koskoca kule ilk yapılış amacında Uşak’ın seyir kulesi olacakken, yaptığınız yanlış planlama sebebiyle bir anda sadece planetaryum olarak hizmet vermeye başlıyor. 4,5 Milyon TL’ye şehire kazandırdığınız tek şey bir planetaryum. Bravo size!
Nurullah Cahan’dan Beklediğimiz
Geçen günlerde yeni başkan Nurullah Cahan, benim çok sert şekilde eleştirdiğim ve beton parka çevrilen Tiritoğlu Parkı’nda bazı incelemelerde bulundu ve bu parkın daha güzel bir park haline gelebilmesi için yeni çalışmalar başlatacağının sözünü verdi.
Ali Erdoğan yapmadı, ancak bizler Cahan’dan vatandaşın fikrini alarak, fayda/maliyet analizine dikkat ederek, işlevselliği önemseyerek tüm projelerini gerçekleştirmesini bekliyoruz.
Lütfen artık Belediye Başkanlarımız, projelerini gerçekleştirirken estetiği de ön plana alsınlar. Yoksa Atakule gibi neye hizmet ettiği bilinmeyen, mimari estetikten yoksun bir çok yapı şehrin kalbine bir hançer gibi saplanır ve bunun vebalini kendileri dahil kimse ödeyemez.
Saygılarımla...
Kaynak: Uşak Son Nokta Gazetesi // Haber: Uşak Son Nokta Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü - Kerim Çiber
Her Şeyimiz Tamam; Tek Eksiğimiz Planetaryum!
Bir hikayeyi paylaşarak başlamak istiyorum yazıma; “Ünlü Fransız şair/yazar Guy de Maupassant; demir yığını, çirkinlik abidesi olarak gördüğü Eyfel Kulesi'nden nefret edermiş. Ama kulenin 2. katında yer alan Jules Verne adlı restoranda akşam yemeğini yermiş. Niye diye sorduklarında da, "Bu iğrenç yapıyı görmeden, keyifle yemek yiyebileceğim bir tek burası var, koca Paris'te" demiş.
21 Nisan 2014 Pazartesi 03:52
hocam si̇zi̇ takdi̇r etmek haddi̇mmi̇di̇r bi̇lmi̇yorum.ama anlatmak i̇stedi̇klermi̇ bu kadar kusursuz bi̇r şeki̇lde kaleme almaniz bu konuda yalniz olmadiğimi düşündürdü ve bu aci gerçeği̇n olmasi bi̇r o kadarda üzdü.şehri̇mi̇z i̇çi̇n faydali olacak bu ve bunun gi̇bi̇ eleşti̇ri̇leri̇ni̇zi̇n olmasi uşakli i̇çi̇n faydali olacaktir.teşekkür edi̇yorum...