Geçtiğimiz gün MHP Uşak İl Başkanlığının tertiplediği Sivil Toplum Kuruluşları Muhtarlar ve basının bir araya geldiği bir kahvaltı etkinliği düzenlendi. İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından MHP’li yetkililer tek tek kürsüye çıkarak konuşmalarını gerçekleştirdiler. Yapılan konuşmaların ardından soru ve cevaplara geçildi. Soru soranların bazılarının adeta Pandemi dışında hiçbir sıkıntı yokmuş gibi pandemi tedbirlerinin neticelerinden yakınması ve pandemi desteklerini öncelikle anlatıp,Cumhur ittifakı diye adlandırılan iktidar yapısına teşekkür ettikten sonra klişe sorularına geçmesi dikkatlerden kaçmazken Bakkallar Odası Başkanı ve diğer bazı muhtar ve stk temsilcilerinin sorularına yanıt verilmemiş olması ise gözlerden kaçmadı. Özellikle muhtarlardan birisinin Suriyeli ve Afganlı sığınmacılara yönelik soruları ve program sonunda Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu’nun eleştirilerinin toplantıyı tertipleyenlerin keyfini kaçırdığı da gözlemlendi. Konuşmacıların konuşmaları bittikten sonra soru cevap kısmında yaşananları şu şekildeydi.
İlk soruyu soran Hak İş Sendikası Uşak temsilcisi Recep Sorkun’un emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili sorusuna, Başkent Üniversitesi Hastahanesinin kurucusu ve sahibi olan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın oğlu olarakta bilinen MHP MYK Üyesi Erkan Haberal ben de EYT Mağduruyum dedi. MHP’nin son dört seçimdir bütün seçim beyannamelerinde EYT Konusunun işlendiğini hatırlatan Haberal Cumhur ittifakı olarak karar alındığını ve çok yakında eyt mağdurlarının sorunlarının çözümünün sağlanacağını söyledi. Ayrıca işsizliğe ve neticelerine dair Sorkun’un sorusuna da cevap veren Haberal; Sanki Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili her yerinden akarsular geçen bereketli ovalara ve dağlara sahip olduğunu, bakir yeraltı ve üstü madenleri barındırdığını ve 80 Milyon genç ve müteşebbis bir millet olduğunu unutmuşçasına dünyadan örnekler vermekle yetindi ve sanki pandemi öncesi her şey rayında imişte pandemi dönemi sebebiyle zor günler yaşanıyormuşçasına ve pişkince pandemi döneminde verilen sözde teşvik ve desteklere sözü getirirken adeta vatandaşın haline şükretmesi gerektiğini salık verdi. İngiltere’de mazot ve benzin bulunamadığını marketlerin boşaldığını, Almanya’da inşaat maliyetlerinin yükseldiğini söyledikten sonra; en önemlisi diye başladığı sözünü Cumhur ittifakının pandemi döneminde yaptıklarını sıraladı. Ülkemizde dezenfektan ve maske üreticilerine verilen destekleri öncelikle hatırlatan Eyt mağduru hastane sahibi MHP MYK Üyesi Erkan Haberal işletmelere verilen vergi ertelemelerini bile hatırlatmayı ihmal etmedi. Ekonominin çok kötü durumda olduğunu kabul eden Haberal; bunu biz de hiç istemeyiz ve bunu Cumhur ittifakının bir eksiği olarak görmeyin ve dünyanın bir mücbir sebebi olarak kabul edin şeklinde cevabını noktaladı. Hak İş Başkanı da özellikle eleştiri olarak anlaşılmaması için düzeltmeyi de ihmal etmedi.
Daha sonra söz alan Esnaf odaları birliği başkanı Atalay Savaş; Hemen konuyu zaten bazı çevrelerce esnafı bitirmek maksatlı ortaya konan bir PLAN/demi olarak ifade edilen pandemiye getirerek, pandemi sürecinde bütün ülkeler etkilendi ülkemiz de etkilendi diye söze girdkten sonra; Pandemi sürecinde esnafa verilen sözde desekleri överek sıraladı ve Devletimize müteşekkiriz dedi. Esnaf Odası Başkanı Savaş; Devletin 3 Binlik 5 Binlik 25 + 25 Binlik geri ödemeli destekler verdi bundan dolayı Devletimize müteşekkiriz dedikten sonra, ancak bunların geri ödemesine başlandığı süreçte esnafın işlerinin daha iyi olmadığı ve esnafın bu destekleri geri ödemekte sıkıntılar çektiğini hepimiz bilmekteyiz ki sahada bunlarla karşılaşacaksınız. Bu süreçte naca kodlamaları ile ilgili bazı elemeler yapıldı ve bazı esnaflara verilmedi. Esnafa naca kodu gözetmeksizin 1 yıl ödemesiz kredi istediklerini dile getirerek Mecliste konunun görüşülmesini talep etti. Stopajlardaki pandemi sürecinde AKP iktidarının gerçekleştirdiği sözde indirimlere sözü getiren Savaş hükümetin bu kazanmadan alınan vergiyi bu süreçte 100’De 20’lerden 9’lara kadar çektiğini hatırlattıktan sonra kira kontratlarındaki stopaj vergilerinden yakınarak kiradan doğan stopajın dükkan sahiplerinden alınması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını istedi. Savaş ardından siyasetteki üsluptan ve siyasilerin birbirine ağır hakaretler ile sadırmasını parti veya siyasetçi ayırmaksızın eleştirerek üsluplara dikkat edilmesini istediğini söyledi.
Soru üzerine söz alan MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş; Sözü adeta milletin edepsizleştiğine getirerek bunun sebebini de sosyal medya olduğunu söyledi ve halk süt ise yağı kaymağı da siyasetçidir. Böyle süte böyle kaymak olur şeklinde bir değerlendirme yaparak siyasetçilerin hakaret ve küfürlerinin sebebi olarak halkı gösterdi ve yadırgamayın böyle bir toplumsanız böyle siyasetçiler çıkar buna da razı olun ve yadırgamayın dedi. Kendilerinin de mağdur olduklarını söyledi. Esnafın sıkıntılarına ilişkin de bizler buradaki MHP’li yetkililer olarak hepimiz esnafız. Biliyorsunuz benim 2000’e yakın çalışanım var Erkan bey biliyorsunuz Başkent Hastanesi yaklaşık 13 bin insan çalıştırıyor. Diğer arkadaşlarımızdan birisi Özgür kardeşimiz en başta oturan Ankara’da çok ünlü bir siyasetçi ve iş adamıdır, Ankara Ticaret Odası üyesidir. Kadir Sanayi Odası Başkanıdır kendisi çok önemli bir esnaftır sanayicidir iş adamıdır. Çektiğiniz sıkıntıları hepsini çektik. Yapılanlar yeterli mi? Elbette yeterli değildi. Kredilerin geri dönüşlerinde ciddi sıkıntılar yaşandığını biliyoruz ve kapanmadığı halde kredi alanlar varken, kapandığı halde kredi alamayan ve mağdur olan binlerce esnafın varlığını da kabul ederek bir daha böyle bir krediye gerek olmayacağını çünkü inşallah bir daha tam kapanma olmayacağını söyleyerek sözlerini noktaladı. Pandemi sürecinde insanların televizyon telefon gibi ihtiyaçlar için kuyruğa girmediğini gıda ihtiyacı için kuyruğa girdiğini belirterek insanların zor durumda olduklarının farkında olduğunu ilave etti ve sözü tarıma getirdi. Önümüzdeki yıl gıda fiyatlarının uçacağını adeta müjdeleyerek insanların tarımdan vaz geçmemesi gerektiğini söyledi. Bu sırada mırıldandığı duyulan bir köylü vatandaşın nasıl vazgeçmeyelim? Para mı kazanıyoruz dediği işitildi.
Bu esnada söz isteyen Damızlık yetiştiricileri birliği başkanı Ahmet Yılmaz; Bilindiği gibi çiftçilerimizin sorunları gerçekten çok ciddi sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Bir defa Türkiye’de tarım hep iki sene iyi olur 5 sene kötü olur. Üretim planlamasına geçilip bölge bölge, şartlar ve ihtiyaçlar göz önünde tutularak mikro ölçekte planlamalar yapılmalı ve gübre ve mazot gibi maliyetleri yükselten sahalarda sübvanse edilmeli dedi. Diğer bir konu ise süt ve yem paritesi. Geçen gelen bakan yardımcısına da dedim. 1 Kilo süt satan 1.5 kilo yem alabilmeli ama sütün kilosu 3 lira iken yemin kilosu 4 lira. Yani 1 Kilo sütün 1kilo yem bile alamadığı bir düzlemi yaşıyoruz. Fabrika yemi 4 Liraysa süt en az 6 Lira olmalı, ama maalesef yem sütten bile pahalı. Bu şartlarda sütçülük yapanların para kazanması mümkün görünmüyor. Sütü Devlet alsın Kıbrıs’ta böyle bir model var. Kıbrıs’ta tüm sütü Devlet alıyor. Yoksa maliyetlerin önüne geçemiyoruz. Yem de bile dışa bağlıyız ve döviz arttıkça yem de artıyor. Mazot elektrik vs. giderleri sürekli artıyor. Biz STK Temsilcileri olarak halka inemiyoruz. Çiftçi borçlarını en az 5 sene ertelerseniz çok memnun oluruz.
Söz alan Ziraat Odası Başkanı da klişe sözlerin ardından; “dünyada hangi sektör olursa olsun sahaya inmedikten sonra başarıyı bulamaz. Ne siyasetçi ne de ziraat mühendisi sahaya inmeden başaramaz. Sahaya inmelisiniz şeklinde siyasetçilerin yukardan bakmakla yetinmemesi gerektiğini ve sahadaki aktörler ile istişare etmesi gerektiğini söyledi. Evde televizyonun başına geçtiğimizde medya marketlerde ve hep gıda reyonlarındaki manav reyonlarındaki artış gündeme getiriliyor ve diğer reyonların sahipleri reklam verdiği için başka sektörlerde artış yokmuş gibi gıda sektöründe art niyetli bir artış oluyormuş gibi gösterildiğini dile getiren Ziraat Odası Başkanı Nafiz Mıdık; ithalattan da dert yanarak tarımda planlama yapılmadığından ve kuraklığın sebep olduğu sıkıntılardan dem vurarak çözüm bulunmasını istedi. Küresel ısınma ve pandemi şartlarında zor günlerin bizi beklediğini söyleyen Mıdık tarımın çok iyi desteklenmesini talep ederek, teşekkürle beraber sözlerini noktaladı.
Ziraat Odası ve damızlık yetiştiricileri birliği başkanlarının sorularına cevap veren MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş; sitemleriniz de haklısınız ama Kıbrıs’ın nüfusu ile bizim nüfusumuz bir değil. Desteklerin hayvan başına değil ürüne yani süte verilmesi doğru olur diye düşünüyorum. Planlamalardaki eksikliğin ve söylemlerimiz ve icraatlarımız arasında bir UÇURUM olduğunun da farkındayız diyen Erbaş; Almanya’daki desteklerle kıyaslandığında ülkemizdeki desteklerin güdük kaldığına işaret ederek çözüm arayışı içinde olduklarını söyledi. Raflardaki gıda fiyatlarının artışına da değinen Erbaş; bu artışlardaki sorumlunun üreticiler değil simsarlar olduğunun farkında olduklarını söyleyerek keşke üreticimiz çiftçimiz kazansa ama maalesef simsarlar kazanıyor dedi. Erbaş ayrıca dünyanın yedi ülkesinden birisi olmaktan çıktığımızı ve artık böyle olamayacağımızı da “Z” kuşağı olarak isimlendirdiği yeni nesilin tarıma olan ilgisizliğini gerekçe göstererek deklare ve kabul etti ve inşallah tarıma yeteri kadar önem vererek yeniden kendi kendine yeten 7 ülkeden birisi olabilmemizi temenni ederek sözlerini noktaladı.
Daha sonra söz alan bir köy muhtarının köylünün ve çiftçinin adeta yandığını dile getirmesinin ardından Uşak Tarım ve Zirai aletleri tamircileri odası başkanı Nazmi Arıkan da kurumlar arasındaki uyumsuzluk ve kopukluktan şikayet ederek, telefonlarının açılmadığını ve randevu verilmediğini de ilave ederek Devlet yetkililerinin ve siyasilerin gereği kadar ilgi göstermediğini belirterek Uşak’a otomobil sanayi sitesi kurulursa mutlu oluruz dedi.
Kendisine program sonunda söz verilen Bakkallar Esnaf Odası Başkanı Akif Kahraman program boyunca soru soranların çoğuna inat tiyatrodan uzak halkın ve bakkal esnafının gerçek sorunlarını dile getiren bir konuşma yaptı ve salondan alkış aldı. Bakkal esnafları olarak zincir marketlere yol verilmesinin bakkallar başta olmak üzere bütün küçük esnafı bitirdiğinin altını çizen Kahraman; Parakende yasası ve metre mesafe uygulamasına ilişkin çalışmaların bir an önce uygulamaya konulmasını istedi. Bir AVM içinde bütün esnaf gruplarının sahasına girdiğini ve bütün küçük esnaf pandemi boyunca kapanırken zincir marketlerin açık kaldığını bunun da ciddi bir haksız rekabete yol açtığını belirten Kahraman; MHP’li temsilcilere hitaben ortak olmak demek ortağın her dediğine ve istediğine tamam demek olmadığını hatırlatarak ‘biz sizden küçük esnafa destek olmanızı bekliyoruz’dedi. Köylü müşterilerinin olduğunu ve gübre atamadıklarını da kaydeden Kahraman emekli sandığı veya SGK’dan emekli olanların emekliliğe dair haksızlık ve mağduriyetlere uğradıklarını dile getirerek, tezatlara dikkat çektikten sonra çözüm bulunmasını istedi.
Program sonunda söz alan Gazeteci Yazar Nurullah Çavuşoğlu ise; Hiç bir çözüm önerisinin konuşulmadığı halkın gerçek sorunlarının dile getirilmediği klişe ve çoğu önceden hazırlanmış soruların sorulduğu bir organizasyon olduğuna dikkat çekerek adeta bir tiyatro seyreder gibi hissettiklerini belirttikten sonra MHP milletvekili Erbaş’ın liderlerin üslubuna ilişkin gelen eleştiriyi milletin üzerine yönlendirmesine bir cevabının olacağını belirterek, halkın genelinde böyle bir üslup sorunu yaşanmadığını, halkın kendi arasında birbirini eleştirirken siyasetçiler gibi hakarete taşmadığını ve saygı ve nezaket kuralları çerçevesinde birbirlerini eleştirebildiklerini ancak siyasetçilerin birbirine namussuz şerefsiz vatan haini gibi sözlerle saldırmasının hoş olmadığı gibi halka bir ilgisinin olmadığını belirterek siyasetçilerin bu üslubunun halkla ilgisinin olmadığını belirtti ve süt biz isek halk olarak kaymağımız birbirine bu ağır hakaretleri eden siyasiler değil şeklinde yanıt verdikten sonra Uşak’ta 2011 yılında dönemin fetöcü polis ve savcılarınca yürütülen bir soruşturma kapsamında organize suç örgütü ilan edilen Ülkücü camianın sevilen yüzü Uşak Ülkü Ocakları Başkanı Serkan Arıcan ve arkadaşlarına MHP Genel Merkezince sahip çıkılmadığını hatırlatarak MHP Genel Merkezine bu konuya el atması için çağrıda bulundu.