Milli Ekonomi Modeli Ehl-i Beyt'in Modelidir!

   Türkiye’nin dört bir tarafında Yeni Mesaj Gazetesi tarafından organize edilen Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt ve İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler konulu panel, bayanlara özel olarak Uşak’ta gerçekleşti.

Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte AKP'nin icratlarını ve uyguladığı politikaları başlıklı konu hakkında Sevinç Baysal, Milli Ekonomi Modeli'ni anlamak başlıklı konu hakkında Hülya Özyar, Nakşibendilik başlıklı konu hakkında Ayşe Özilhan, ve son olarak; Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt başlıklı konu hakkında da Rukiye Bıyıklı yaptıkları açıklamalarla bilgilendirmede bulundular.

Programın ilk konuşmasını Sevinç Baysal yaptı. AKP hükümetlerinin uyguladığı politikaların Dinlerarası Diyalog ve Medeniyetler İttifakı adındaki iki olgu çerçevesinde yürütüldüğünü ifade eden Baysal; Kuran-ı Kerim’in Maide Suresi 51. Ayetinde müslümanın kimlerle dost olmayacağının, 55. Ve 56. Ayetlerinde de kimlerle dost olacağının açıkca belirtildiğini ve bu kapsamda da siyasi iradelerin kimlerle dostluk yaptığını bilmediğini söyledi.

KELİME-İ TEVHİD’DEN HZ. MUHAMMED’İ ÇIKARDILAR!

Dinlerarası Diyalog ve Medeniyetler İttifakı projeleri gereği Türkiye’de farklı yasal düzenlemelere gidildiğini belirten Baysal; yüzlerce kilisenin Türkiye’de açılarak misyonerlik faaliyetlerinin hız kazandığını, Cami-Sinagog ve Kilisenin bir avluda bulunduğu Dinler Bahçesi adı altında İslam’da yeri olmayan uygulamalara gidildiğini ve buralarda uygulamalı misyonerlik dersleri verildiğini, ilköğretin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders kitaplarındaki Kelime-i Şahadet ve Kelime-i Tevhid’den “..Muhammeden Resulullah” kısmının çıkarıldığını, milyonlarca İncil dağıtıldığını belirtti.

YENİ KİLİSELERE TRİLYONLAR HARCANIYOR, CAMİLER YIKILIYOR!

Baysal ayrıca, camilerin yıkılırken kiliselerin açıldığını ve kiliselerin yapım ve onarımı için hazineden trilyonlarca para harcandığını, camilerin ise bu paydan nasibini hiç almadığını belirtirken;  Ermeni çetelerinin Müslüman kadınları kaçırarak işkence ettikleri Akdamar’ı kapatan ve Ehl-i Beyt soyundan gelen Mustafa Kemal Atatürk’ün dinsiz olarak topluma aktarılmaya çalışıldığını, Akdamar’ı ziyarete açanların ise dindar olarak geçindiklerini söyledi.

Baysal’ın konuşmasının ardından bir diğer sunumu yapan isim Hülya Özyar oldu. Milli Ekonomi Modeli Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu belirten Özyar, şuan Milli Ekonomi Modelini uygulayan ülkeler arasında ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Almanya, Yunanistan, Venezüella, Avustralya, Brezilya, Vatikan, Japonya, Şili, İtalya, İspanya Fransa, Portekiz, Güney Kore, Tayland, Tayvan, Finlandiya, Estonya’yı sayarak konuşmasına başladı.

MİLLİ EKONOMİ MODELİ EHL-İ BEYT'İN MODELİDİR

Siz Milli Ekonomi Modelini yaşayacak, uygulayacak olan insanı Ehl-i Beyt yuvasındaki ölçülerle yetiştirirseniz, o zaman o milletin emeğini, alın terini evlatlarına gemicik gemicik halinde peşkeş çeken bir siyasi anlayışa bürünmez, Allah'tan korkar. O bakımdan MEM'in ana damarı Ehl-i Beyt'in, hazreti peygamberin anlayışıdır, medeniyetimizin anlayışıdır.  Milli Ekonomi Modeli Ehl-i Beyt'in modelidir. ”

"Burada dengeyi milli devlet olarak kendi tasarruf hakkını, bağımsızlık hakkını kullanarak parayı gelirin ve üretimin miktarı kadar piyasaya arz ederek gerçek dengeyi kuruyoruz. Bu denklemde de dönemsel krizleri aşan sürekli büyümeyi sağlamış oluyoruz. Bu aktif model sayesinde piyasa belli ellerin, tekellerin, küresel sermayenin insafından kurtulmuş oluyor ve millet kendi ekonomisine, kendi parasına kavuşmuş oluyor. Dolayısıyla MEM'de devalüasyona, enflasyona, krizlere imkân yoktur çünkü siz kendi senyoraj (para basma) hakkınızı kullandığınız takdirde parayı elinde tutan güçlerin oyununu açıkta bırakmış oluyorsunuz. Onun için bu sistemde dış müdahalelerin ekonomiyi çökertme hamlelerinin de sonu gelmiş oluyor.” dedi

ÇAKMA TARİKATLER VAR!

Peygamberin sağlığında Müseylemetül Kezzap isminde sahte peygamberin türediğini belirten Özilhan; sahte peygamberlerin türediği gibi sahte tarikatlerin, mezheplerin ve meşreplerin de türediğini belirterek Nakşiliğin de bunlardan biri olduğunu söyledi. Özilhan bu tür tarikat, mezhep ve meşrepleri “çakma” olarak nitelendirdi.

HZ.ALİ’YE DAYANMAYAN SİLSİLE BATILDIR!

Hz. Muhammed’e ve sırasıyla Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve onların sülbünden gelen Ehl-i Beyt imamlarına dayanmayan tarikatlerin batıl olduğunu ve geçerliliği olmadığını söyleyen Özilhan; irşad vazifesinin nasp yoluyla olduğunu onun haricinde rüya ya da Nakşilikte de geçen “üveysilik” metoduyla gerçekleşmediğini söyledi.

NAKŞİLİĞİN AMACI EHL-İ BEYT DÜŞMANLIĞI!

Nakşilik ekolünün önemli isimleri olan Gucduvani, Şah Nakşibendi, İmam Rabbani ve Halid Bağdadi gibi isimlerin Ehl-i Beyt’e karşı olduğunu ve asırlarca Şii dünyasına karşı düşmanlık yürüterek Şiilerin öldürülmesinin caiz olduğuna dair fetvalar verdiklerini belirten Nuri Özilhan; Osmanlı dönemindeki isyanların arkasında da yine Nakşi şeyhlerinin olduğunu ve büyü, sihir gibi İslamda reddedilen konularla da ilgili olduklarını ifade etti.  Ehl-i Beyt’i görmezden geldiklerini söyleyen Özilhan, Osmanlı Döneminde verdikleri fetvalarla tek kapatılan tarikatın da Bektaşilik olduğunu söyledi.

EHL-İ BEYT’İ SEVMEK İBADETTTİR!

Programın son konuşmasını ise Rukiye Bıyıklı yaptı. Bıyıklı yaptığı konuşmada Allah’ın sevdiği ve seçtiği kulları olan Ehl-i Beyt’i sevmenin ve Ehl-i Beyt’i sevmeyenlere buğz etmenin ibadet olduğunu söyledi.

KURTULUŞ REÇETESİ EHL-İ BEYT’TİR!

Ehl-i Beyt’e beslenen düşmanlığın Hz. Ali’ye, Hz. Muhammed’e ve Allah’a düşmanlık olduğunu söyleyen Bıyıklı; insanlığın Hz. Ali’nin adaletine, Ehl-i Beyt’in sevgisine ve şevkatine ihtiyacı olduğunu, kurtuluşun reçetesinin de yine Ehl-i Beyt olduğunu ifade etti.

Program sonunda Bağımsız Türkiye Partisi Uşak Kadın Kolları Başkanı Sevgi Çelmeli konuşmacılara hediye takdim etti. Davetlilere aşure dağıtılmasının ardından program sona erdi.