Uşak Haber Merkezi Editörü Ramazan Yıldız sosyal medyada bir programda kendisini holding patronu diye tanıtan, kabalığı ve kibirli davranışlarıyla bu kadarına pes dedirten bir tutum içinde bulunan kişi ile ilgili kendi sosyal paylaşım sayfasında değerlendirmede bulundu.
Gazeteci Ramazan Yıldız'ın facebook sosyal medya hesabında yapmış olduğu paylaşımı ve konuyla ilgili videoyu siz degerli takipçilerimizin dikkatine sunuyoruz.
UMPAŞ Holding genel kurulu geçtiğimiz günlerde gerçekleşmiş idi malumunuz ve malumunuz hesap verme endişesi yaşayan eski yönetimlerden bir kaç büyük hissedarın son dakika da birleşivererek tek liste ile Erkan Çuhadar ve ekibine karşı yarışmışlar ve seçimi salonun nerdeyse hepsinden oy almasına rağmen Erkan Çuhadar'dan fazla hisse yani oyu bir şekilde çıkartarak seçimleri kazanmışlardı. Gerçi nizalı oylar ve genel kurul esnasında yaşanan hukuksuzluklar sebebiyle zaten kimseye haber verilmeksizin hissedara gelmeyin der gibi davranılan bir genel kurul olması vb. bir çok sebeple şaibeli olan Genel Kurul şimdilerde hepten şaibe altına girdi ve konu mahkemelerin gündeminde. Elbette ki sahte oy kullanmayı bile göze alarak UMPAŞ Yönetiminde kalmaya şartlanmış, evrakta sahtecilik sahte imza gibi büyük suçları işlediği delilleri ile haberi olmaksızın vekaleti kullanılan insanların da ifade ve ikrarları ile ortaya çıkmış bu insanları UMPAŞ gibi artık kamuya adeta mal olmuş şehrin tek holdingin yönetiminde tutmaları beklenmiyor mahkeme heyetinin ve tabii ki hukukun uygulatılacağından zerre kuşku etmiyor süreci de yakınen takip ediyor ayrıca da Adli birimlerin ve kolluk kuvvetlerinin ilgisinden memnuniyetimizi de ifade etmek istiyorum. Anlaşılan oki adaletin yerini bulması için ne gerekiyorsa yapacaklar.
Benim asıl kızdığım verdikleri vekaletler ile aşağıda yayımladığım kötü ve çirkin görüntünün oluşmasına sebep olan kişiye bu görüntüyü oluşturabilecek cüreti ve gücü verenler. Nasıl kızmayayım inanın akıl alır gibi değil. Şimdi şu görüntünün oluşmasına vesile insanın listesinde seçimlere giren ve seçilip halen yönetim kurulu üyeliği yapan Celaleddin Aslan, O Seçil denen pazarlamacının (Seramiğin tümünün onun aracılığıyla pazarlandığı iddia ediliyor) da sonradan katıldığı bir görüşmemizde demişti ki bu kiracılar için selam verilecek insanlar bile değiller ve onların holdingle bir dertleri yok fabrikaya çökmek derdindeler. Aynı Celaleddin Aslan o anda yanımızda bulunan bacanağı Mahmut Yaşar Dal'ı kasten bacanağım Seçil bey ve ben üçümüz olalım siz de üçünüz olun, 6'mız yönetim kurulu üyesi adayı olalım ve alalım UMPAŞ Yönetimini demişti de Erkan Çuhadar Bey kabul etmeyince iyi madem daha geniş katılımlı bir yönetim oluşturalım ben de olayım diyerek gitmiş ve fakat daha sonra kendisini çökmeye çalışıyorlar dediği kiracılar ile işbirliği içinde gördük. Konuşsam şimdi şuradan bize yaklaşımını bizde konuştuklarının aksini nasıl ifa ederken gözlemlediğimizi çoluk çocuğunun yüzüne bile bakamaz ama ben ileri gitmeyeyim.
Adı ister vekaletini iyice bilmediği tanımadığı insanlara teslim eden çanaklar olsun ister Fransada milyonlar kazandığı halde inşaatta çalışmaya devam eden sözde iş adamı olsun isterse UMPAŞ Hissedarı olupta şu garip görüntülerin yaşanmasına vesile olup UMPAŞ'ın zaten bırakmadıkları imajını çöpe bırakan kişiye bu gücü verenlere seslniyorum. Mutlu musunuz? UMPAŞ'a ve Serenova Seramiğe bundan daha büyük kötülük edilemezdi. Sebep olanları ve yüzlerce hissedarın emeğini ve hissedarı parasının ve yılanlık marifetinin gücüne de yaslanarak hiçe sayanları nefret ve esefle kınıyorum. Ben kazandım bana oy vermeyen hissedar da benim muhatabım değildir gibi bir anlayış sizce de o mülke çökmek değilse de nedir? Çökünüz bakalım çökmeye alışıksınız ama sonunda kendinizi Devlet önünde diz çöküp hesap verirken bulursunuz. Biz sizin gibisini çok gördük. Binali Yıldırım'ın çelengini değil kendisini getirseniz vız gelir tırıs gider haklıya ve hak sahiplerine. Keza çok sürmez hak sahiplerinin toplanıp gelip duruma müdahale etmesi. Devleti bekliyorlar şimdilik sabırla ve umutla. Devlet benlik bir şey yok desin hak nasıl aranırmış öğretecekler anlaşılan Erkan Çuhadar'ın ardına düşüp. Benden söylemesi hissedar çok endişeli başına iş gelmesinden ve çok öfkeli...