Köşe yazarımız, gazeteci Nurullah Çavuşoğlu, kendi sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak kendisini Bahçeli düşmanı ilan edenlere ve dahi Ümit Arslan’a yönelik siyasi suikast girişimlerinde bulunanlara şöyle seslendi:
Bahçeli, saçmalamak hususunda yine zirve yapıp; ülkeyi yirmi yılda iktidarın var ettiği, gün geçtikçe büyüyen adaletsizlik, sefalet ve ahlaksızlığın önünde savrulur hâle getiren BOP eş başkanı, beceriksiz Recep Tayyip Erdoğan’ı Sultan Süleyman’a; Murat Kurum denilen, tescilli ülkücü düşmanı beceriksizi ise, mahareti tüm dünyanın yüzlerce yıldır kabulü olan büyük insan, büyük sanatkâr, Ehl-i Beyt aşığı mutasavvıf Mimar Sinan’a benzetmiş.
Sultan Süleyman’ı bilmem ama Mimar Sinan’ın kesinlikle çok ağırına gitmiştir bu benzetme. Aslında benzetme demek de doğru değil; zira Mimar Sinan açısından bakınca bu, bir hakaret olarak da kabul edilebilir. Mimar Sinan kim, Murat Kurum kim Allah aşkına?
Lütfen MHP Genel Merkezi duruma müdahale etsin ve Bahçeli’yi kendisine bu saçma sapan açıklamaları yaptıran iradeden kurtarsın. Günümüzü mahvediyor zaten ama hiç değilse şanlı tarihimize dokunmasın.
Mimar Sinan, Murat Kurum ayarına düşerse hangi mimarı Mimar Sinan olmaya özendirebiliriz? Kim Murat Kurum’u rol model edinir kendine? Murat Kurum kim sonra? Hani nerede mimarlık eseri denilebilecek yapısı? Nerede başarı hikâyesi? Kendini anlat desek elli yılı yarım saatte bitirir. Bir tane bile dünyaca eser kabul edilmiş, kalıcı ve itibarlı bir mimari yapıdan bahsedemez.
Hangi eserini merak edip bir mimar görmeye gelmiş? Sanırsın Mısır piramitleri gibi kalıcı eser koydu Kurum. Oysa Kurum, kurum kurum kurulmak ve bulduğu fırsatta Türk milliyetçilerine taarruz etmek dışında bir icraat ortaya koymamıştır.
Gerçek dostu olanlar, Devlet Bahçeli’yi uyarsın lütfen ve istismarın dibine vururken bu kadar ileri gitmemesi salık verilsin kendisine. Oluyor bunlar günümüz Türkiye’sinde; tarihte de çok örneği var. Liderlerin çevresi bir şekilde sarılıyor. Düşünün ki oğlu, babasının postuna göz koyup öldürebilmiş. Nasıl bir hırs oluşuyor ise artık, çevresindekilerin neredeyse hepsini bir biçimde etkisi altına alabiliyor emperyalist çeteler tek merkezden ve lider kendi çevresini aşamaz hâle geliyor.
Allah rahmetini bol eylesin; biz bunu en bariz şekilde Prof. Dr. Haydar Baş hocamız nezdinde gördük. Ölümünden önce, parti genel başkanı olarak yaptığı son konuşmada, kendi partililerinin, özellikle kurmaylarının, kameraların gözünün içine baka baka “Ben artık BTP ile olmam, sizlerle olmam; beni hep sırtımdan vurdunuz” dediğini hatırlıyoruz. Haklı olarak öfkelenmişti; çünkü çevresindeki sözde kadroların ihanetleriyle yüzleşmişti.
Belki Bahçeli de yüzleşse, MHP’den istifa edip siyaseti bırakır ve çevresine, sistem kadrolarına sitem ederek gider. Belki o da çevresini saran ihanet çemberini görür; Kurtulmuş’u değil de gerçek ülkücüyü kendine kılavuz edinir. Kılavuzu karga olanın kurtulamadığı ortada.
Sizce bu adam bu sözleri gerçekten kendi iradesiyle mi söylüyor? Bahçeli’nin bir gün Apo’ya “kurucu önder” diyeceğini, cezaevinden çıkartıp Türk siyasetine dâhil etmeye çalışacağını, Meclis’e sokmaya kalkacağını söyleseler hangimiz inanırdık? Bahçeli’nin Murat Kurum gibi bir çapsızı Mimar Sinan’a benzetip kemiklerini sızlatacağını kim hayal edebilirdi? Atatürk düşmanı hainlerin MHP Genel Merkezi’nde itibar göreceğine kim inanırdı?
Genel Merkez’in çaycısı bile ülkücü olmalı derken, demli çayı terörist maşalarına hizmet için demleyeceğine kim ihtimal verirdi?
Nihayet bunlar oluyorsa, bu adam gerçekten o adam mı diye bakmak gerekir. Kimin elinde esir ve mahsur ise ve kim ona bu sözleri söylemesini salık veriyorsa, ondan kurtarmak gerekir.
Bahçeli’nin düşmanı olduğumu iddia eden bazı Alici MHP’liler ve bunu Genel Merkez’e rapor edenler halt etmiştir. Buna hiçbir MHP’liyi inandıramazsınız. Bahçeli’nin gerçek düşmanı sizsiniz.
Biz MHP’yi, ülkenin sigortasını korur gibi koruduk. Rahmetli Türkeş’in, CHP kuruluş ayarlarından çıkınca kurmak zorunda kaldığını ifade ettiği bu partiyi ve hiçbir MHP’li kardeşimizi hasım görmedik. Bahçeli’nin de asla düşmanı olmadık.
Ümit Arslan’ın çevresini sarmal gibi saramadınız; sarsanız da boyun eğdiremediniz, eğdiremezsiniz. Sözde taş medreseci, Atatürk düşmanı tiplerin de hakkından gelir. Şerifsizleri partiden izole etmeyi de bilir.
Güya kumpasla, iftirayla görevden aldıracaksınız. Sakın denemeyin; neredeyse bütün MHP ayağa kalkar. Zaten camiada herkesin canı burnunda.
Barbaros Doğan ağabeyimle yaptığım sohbet bunun açık göstergesidir. Camianın en sevilen isimlerinden biri olmasına rağmen siyasetten ciddi anlamda soğumuş ve şikâyetçidir.
Ümit Başkan’ın Genel Başkan ve Genel Merkez nezdindeki itibarı yeni değildir. Kaçıncı operasyonu savuşturduğu ortadadır. Bir çuval inciri berbat edemeyeceksiniz.
Bahçeli’nin düşmanı biz değiliz. Bizi düşman ilan etmeye çalışan sizlersiniz ve partiye en büyük zararı siz veriyorsunuz.
Biz gazetecilik yapıyoruz; yanlış gördüğümüz her şeyi eleştiriyoruz. Tarafsızız. İktidar ya da muhalefetten tek beklentimiz adalet ve hak ettiğimiz itibardır.
Bir gün siyaset yapacaksak, MHP’de yaparız; açık, hukuki ve onurlu şekilde. Arkadan iş çevirenlerden olmadık, olmayız.
Uşak’taki bütün milliyetçi camiaya saygıyla arz ederim. Bizden ancak dostluk umulur; biz de dostluk bekleriz. Saygıda kusur etmeyiz; vatan, millet sevme belasına düçar olmuş yiğitlere…
Nurullah Çavuşoğlu






