Bildiğiniz üzere Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kılıçdaroğlu döneminde de zaten kuruluş felsefesi ile alakası olmayan saçma sapan bir mantık ile idare ediliyordu ve biz sıklıkla kendisini de eleştiriyor ve altı ok ilkelerine ve kuruluş ayarlarına sımsıkı bağlı bir CHP yönetimi arzu ettiğimizi söyleyip duruyor idik. Kemal beyse bütün uyarılarımıza kulak tıkayıp partiyi salt batı emperyalizmin istek ve arzularına göre ille de AB normlarına göre dizayn etmek derdinde gibi davranırdı. Gelin görün ki her şeye rağmen bir dengesi var idi ve dürüstlüğü noktasında da kimsenin kuşkusu olmaz idi. Her ne kadar emperyalist çetelere yaranmak maksatlı olduğunu düşündüğümüz bazı siyasi hamleleri veya çıkışları sebebiyle kendisine gücensek ve ağır konuşup eleştirsek de dem dem çıkışları da millilik çizgisini çok da terk etmediğini ortaya koyardı.
Örneğin sentetik uyuşturucunun ülkemizde ve gençliğimiz de oluştuğu hasarı detayları ile anlatıp baronlara kafa tuttuğu zamanlar da oldu Kemal Kılıçdaroğlu’nun. Örneğin son seçimlerde aday olmaması gerektiğine dair bütün uyarı ve ikazlarına rağmen aday oldu ki aday olursan oy vermem diye aday olmadan önce yazmama rağmen iki turda da oy verdim kendisine ikinci tur öncesi Ümit Özdağ’ın hazırladığı metine imza atması da yine Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ile savaşının olmadığını bize göstermişti ve memnun olmuş ikinci tur da iç rahatlığı ile oy vermiş idik kendisine. Çoğaltılabilir örnekleri lakin kendisinin bunları şımartma çevrende barındırma diye tüm uyarmalarımıza rağmen taltif ile imtiyaz ile büyüttüğü isimler şantaj tehdit menfaat temini rüşvet vb bütün hilelere müracaat ederek devirip yerine geçenler ve halen CHP’yi idare edenler CHP’yi Cumhuriyet ile ve kuruluş felsefesi ile kavgalı hale getirdiler ve maalesef alenen savaş açanlarla beraber hareket ederek partiyi de mahvettiler kurucu iradenin sahiplerinin de kemiklerini sızlattılar.
Evet çok açık söylüyorum ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne İsmet İnönü merhum CHP’nin bu icraatlarını ve başındaki samimiyetsiz hainleri tasvip ediyor olamaz ve maalesef kemikleri sızlıyordur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun her türlü hinlik ve hainlik devreye konmasının ardından tebrikleri kabul eden Ekrem İmamoğlu’da küçük enişte gibi ortalıkta bağırıp lider olduğunu ispatla uğraşan ve lider pozlarında gezerken başta İmamoğlu olmak üzere bir çok belediye başkanı ve aktörünü Adalete kaptıran Özgür Özel’de Atatürk’çü olmadıklarını da Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına hiç inanmadıklarını da kısa sürede bütün milletin gözünün içine soktular maalesef ki biz eskiden beri söyler durur idik bunları. Eczası Özgür Özel’in daha eczacı iken çevirdiği dalavereler yüzünden esir olduğunu da İmamoğlu’nun sağdan referanslar ile transfer olup Beylikdüzü’ne belediye başkanı iken ki yolsuz hukuksuz icraatları sebebiyle esir olduğunu da söyler durur idik. Gerçi sözde kongreden hemen sonra da yazdık Kemal Kılıçdaroğlu’na büyük haksızlıklar yapılarak hukuksuz ve gayri meşru sayılması gereken bir kongre süreci ile CHP’ye çöktüklerini de bu arkadaşların ama dinleyen pek olmamıştı.
Şimdi geldiğimiz nokta da geçtiğimiz gün yayımlanan iddianameden de anlaşılacağı üzere Devlet en azından Ankara Cumhuriyet Baş Savcılığı emin olmuş kongrenin gayri meşru olduğuna ve mutlak bulan kararı verilmesi gerektiğine de ve bahse konu kurultayı mahkemeye taşımış. Elbette mahkemenin kararı açıklanmadan bir şey söylemek doğru olmaz ve mahkeme ne karar verir? Bilemem tabi ama bana göre bahse konu kongre kesinlikle gayri meşrudur ve CHP’nin mevcut yönetimi de Genel Merkez anlamında en azından gayri meşru türlü işin içindedir ve mahkeme mutlak bühtan kararı verip Kemal beye partiyi geri verse adalet etmiş olur. Tabii hukukun bana göresi sana göresi yoktur ve hukuk delile dayanağa göre işler yeterli delil ve dayanak bulunmuş mudur? Yada hukuken bu karar alınabilir mi? Bilemem hakimlerimiz karar verecek ancak ben şahsen vicdanen böyle olması kanaatindeyim çoktan ve daha ilk gün söylemiş idim her tarafı şaibe bir kongre ile nahak yere hiç de ehil olmayan insanlar geldi CHP’nin başına diye.
Zaten sadece bana göre CHP tabanı başta olmak üzere Türk milletinin ezici çoğunluğuna göre Kemal bey Özgür Özel’den çok daha muteber ve çok daha samimi güvenilir bir insandır. Herkesin kabulüdür Kemal beyin akçeli işlere pek bulaşmadığı siyasi hataları elbette var çok var ve biz kendisine belki de bu ülke de en ağır eleştirileri getirmiş gazetecileriz yine eleştiririz gerekirse lakin Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek gerekirse Kemal bey hem birikim ve donanımca hem kültürce hem nezaketçe hem itibarca ve hem de insanlıkça cebinden çıkartır mevcut CHP yönetimini ve CHP’nin kayyuma kalmaktansa Kemal beye teslim edilmesi hem hakkaniyete daha uygun olur hem de CHP açısından da kazanım ve bir fırsat oluşturabilir diye düşünmekteyim. Belli mi olur? Gelir Kemal bey tüzüğü önce demokratikleştirir ön seçimleri zorunlu hale getirir örneğin ve kongreleri daha demokratik zeminde yapılabilir hale getirip fırsat eşitliği sunan düzenlemeler yapar tüzükte hem yıllarca dile getirdiği siyasi ahlak yasasını tüzüğe hakim kılar önce. Sonra da gümbür gümbür bir demokrasi şöleni havasında gerçekleştirilecek il ilçe kongrelerinden sonra kuruluş felsefesine döndürme ve Kuva-yi Milliye siyasetini gütme vaadi veren en az bir adayın da yarıştığı bütün CHP üyesinin katılımı ile gerçekleşen bir kurultay da geleceğin başbakanını ve CHP Genel Başkanını belirleyecek zemini ve şartları oluşturur CHP’nin başında bir ombudsman gibi.
Bakarsın sonra CHP’nin başında siyasete jübile yapar kendisi de ya tarafsız Cumhurbaşkanı adayı olur bizzat ya da tarafsız bir Cumhurbaşkanı adayı gösterir ülkeyi yeniden parlamenter sisteme ve kuruluş ayarlarına döndürecek çalışmaların önünü açmayı vaad eden. Yeri gelmişken söyleyeyim Cumhurbaşkanı adayı gerçekten partisiz partiler üstü tavır takınabilecek ve Cumhurbaşkanı seçilse de seçilmese de vazifesi bitse de siyasete bulaşmama kararlılığında bir isim olmalı. Madem Cumhurbaşkanı Adayı olacak Devleti de milleti de temsil noktasında hiçbir açmazı olmamalı ve siyasi dengesi de tabi ve tabi borcu da eyvallahı da kimseye. Kemal beyden böyle bir Cumhurbaşkanı adayı veya Cumhurbaşkanı çıkar mı? Bürokratik ve siyasi tecrübesi ve temiz geçmişi her çevreden saygınlığı göz önüne alınırsa neden olmasın. Hem belli mi olur? İş Bankası hisseleri gibi gizem barındıran konulara şeffaflık getirir belki Sayın Kılıçdaroğlu ve hukukun ve demokrasinin galebe çalması için gerekli çalışmaları başlatır. Kim bilir? İyi de sen bunları Kemal Kılıçdaroğlu’ndan nasıl beklersin? Demeyin lütfen Özgür Özel’den beklenemeyeceği kesin ama Kemal bey belki de okey olur bu önerilere ve tavsiyelere kim bilir? Kim bilir yeni yüzlerin önünü açar ve milli bir ittifak kurulur bu sayede CHP çatısı altında ki Özgür Özel’in bunları başarmak için uğraşmayacağı aşikâr. Belki Kemal bey bunca tecrübeden sonra dener kim bilir? Ya Kayyum atansa ne olur veya Özgür Özel bu partinin başında kalsa ne olur? Özgür Özel sonunda kendisini bütün kadrosu ile hapse atmaya mecbur eder Devleti o kesin. Ama Kayyum atanırsa ne olur? Kim bilir?