Petrollere ulaşmak için her yol mubahtır
Haçlı seferleri Libya’ya ‘’demokrasi götürüyoruz’’ bahanesiyle yeniden başladı.Öncelikle bu haçlı seferleri neydi?Haçlı seferleri tarihin kaydettiği en büyük barbarlık akınıdır.Haçlı seferlerinin birçok nedeni vardır.Ancak bunlar arasında en önemlisi doğunun zenginliklerini ele geçirmektir.Yıllardan beri bu mücadele devam etmiştir ve bundan sonrada isim değişikliğiyle devam edecektir.Önce Haçlı Seferleri diye başlayan bu akınlar şimdi yerini Büyük Ortadoğu Projesine(BOP)bırakmıştır.Büyük Ortadoğu Projesi demişken onunda ne olduğunu kısaca hatırlatayım.Büyük Ortadoğu Projesi, ABD’nin batıda Fas, Moritanya, doğuda Orta Asya ve Moğolistan, kuzeyde Kafkasya ve Türkiye, güneyde Arap Dünyası’ndan Somali’ye kadar uzanan bir coğrafyada yer alan ülkelere yönelik siyasi, hukuki, bilgi/eğitim, ekonomi, sosyal ve güvenlik boyutlarını içeren kapsamlı bir “islam coğrafyası” dönüşüm stratejisi olup, bu alanlarda uzun vadeli bir değişimi hedeflemektedir.BOP’la ABD’nin amacı bölgedeki tüm petrol musluklarına el koymaya yönelik bir girişimdir.Bu geniş coğrafya, dünya enerji kaynaklarının çok büyük bir bölümüne sahiptir. Bu anılan geniş bölgede farklı uluslar, kültürler, diller ve dinler yaşamaktadır. Bu alanlarda ABD ekseninde bir “düzen ve istikrarı” kurmak ve egemen kılmanın, bir bakıma dünya egemenliğini büyük bir dayanağa ve güvenceye kavuşturmak anlamına geleceği kabul edilmektedir. Başta petrol olmak üzere doğalgaz, su gibi temel maddelerin denetim altına alınması, nakil yollarının denetlenmesi demek, aynı zamanda, olası rakip devlet veya devlet gruplarının önünün kesilmesi anlamına gelmektedir.
Bradley A.Thayer tarafından Bar-Ilan Üniversitesi’ne bağlı ‘Begin-Sedat Stratejik Çalışmalar Merkezi’ ıçın yapılan (Aralık 2003) Amerikan Barışı ve Ortadoğu başlıklı inceleme sonuçları şöyledir;
a.ABD’nin büyük stratejisi, ‘egemen güç üstünlüğünü’ esas alır. Egemenlik, bir devletin askeri gücüyle kalanlara hakim olduğu uluslararası politika şartlarıdır. Amerikan egemenliği, diplomatik-ekonomik-askeri çıkarlarını geliştirme, uluslararası ortamı şekillendirme ve düşünceleri yayma yeteneği kazandırır.
b. Ortadoğu küresel enerji kaynaklarının en önemli merkezi ve ihracatçısıdır
Dünyanın kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin ise yüzde 34′ü de Ortadoğu’dadır.
Petrol tüketimi 2003′te günde 66 milyon varilken, 2020′de 119 milyon varil olacaktır.
Ortadoğu petrolünün kalitesi bir hayli yüksek ve maliyeti de ucuzdur.
Ortadoğu dünya petrol rezervlerinin yüzde 65.4 üne sahiptir. Bu rezerv 1.047 milyar varildir. Mısır, Cezayir, Libya ve Tunus rezervleri de eklenince toplam, rezerv dünya rezervlerinin yüzde 69.6 sına ulaşmaktadır.
Ortadoğu’nun potansiyel rezervleri ise 252.5 milyar varildir.
2002 Yılında Ortadoğu küresel petrol ihtiyacının yüzde 41.4 ünü karşılamıştır.
Geleceğin küresel petrol ihtiyacını karşılayabilecek ve bu maksatla üretimi artırabilecek bölge Ortadoğu’dur.
Şimdi bütün bunları göz önünde bulundurarak Amerika nerelere demokrasi ve barış götürdü bir bakalım.Önce hedef Iraktı. Saddamın diktatörlüğü bahane edildi ve petroller için Iraka girildi.Şimdi Irakta demokrasi var!sonra sırada Afganistan vardı.Burada da oyunlar güzel oynandı.Afganistanda hedef Usame Bin Ladin seçildi.Hani şu Amerikada bulununan ikiz kulelere uçaklarla çarpan Usame Bin Ladin!bu teröristi koskoca ABD hala yakalayamadı orası ayrı bir konu.Yakalayıp yakalamamak önemli değildi zaten onlar için.Onların amacı güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle Afganistana girmekti.Nitekim girdilerde.Şimdi orada da huzur, barış ve mutluluk var.Gelelim oyunun sonraki bölümlerine sırada demokrasi yoksunları Mısır, Cezyir, Libya ve Tunus vardı.Bu ülkelerde ABD düğmeyi bastı ve uşakları sokaklara dökülerek güya kendilerine göre devrim yaptılar.Sonra sırasıyla Tunus ve Libya’ya ulaştı devrim ateşi domino etkisiyle.Buralardaki halk demokrasiye aç olduğu için bir anda binlerce insan örgütlenerek sokaklara döküldü!
Ve şuanda gelinen nokta Fransa önderliğinde ABD Libya’ya savaş açtı.Niçin?aklınıza kesinlikle şöyle bişey gelmesin sakın!ABD petrolleri ele geçirecek buda BOP’nin bir parçasıdır.Kesinlikle değil!ABD ve Fransa oraya demokrasi için girdiler!
BOP’un bir parçası olan ülke Türkiye
Hep Osmanlı’nın o muhteşem tarihiyle gurur duymuşuzdur.O dönemlerde Osmanlı’nın tüm dünyaya hükmetmesini övünç kaynağı yaparak herkese anlatmışızdır.O güçlü,kudretli ve övünç dolu tarihimiz geride kaldı artık.Bizlerde tarihimizi okudukça hep o günlerde olmayı ve yaşamayı hayal etmişizdir.Kim istemez ki tüm dünyaya hükmetmek.İşte şuandaki kargaşalar,devrimler,savaşlar tamda bu dünyaya hakim olma hevesinden çıkıyor.
Bu noktada endüstri ve ziraati ihtiyacın ötesinde büyümüş olan ABD’nin ekonomik olarak sürekli büyümek isteyen ve bunun için yabancı pazarların gerekli olduğuna inanarak saldırgan bir dış politika izlediğini görüyoruz.Hedef enerji kaynaklarını ele geçirerek dünyaya hakim olmak.Bunu direk savaşarak yapamayacağına göre demokrasi vaadiyle,huzur,barış,mutluluk vaadiyle ortaya bir proje sundu.Bu projeye batılı ülkelerin yanında destek veren bir ülke daha var.Türkiye.Hani başta bahsetmiştim ya hep tarihimizle gurur duyup dünyaya hükmetme isteğimizin olduğunu.Dünyaya hükmedemesek bile bulunduğumuz bölgeyi hükmetme isteği bizide bu projenin içine itti.
ABD’nin ve diğer ülkelerin ”bölgede güçlü olan bir Türkiye”diyerek sırtımızı sıvazlaması bizim hoşumuza gidiyor tabi.Lider ülke olma isteğimiz bundan kaynaklanıyor.Bunların hepsininde ABD’nin bir oyunu olduğunu düşünüyorum.Nasıl Irak’a,Afganistan’a,Mısır’a,Libya’ya ”demokrasi”vaadiyle girdiyse bizimde lider ülke olma zaafımızdan faydalanarak bizide oyununu bir parçası haline getirdi.
Bizim misyonumuz bu oyunda güçlü görünmek.Bunuda başarıyoruz aslında.Başbakınımızın Davos çıkışı.Sonrasında pankartlarla karşılanması.Filistinde doğan çocukların adının ”Tayyip” verilmesi.Oradaki insanların başbakanımızın posterlerini açması falan hepsi bizim çok hoşumuza gidiyor.Hani Davosta İsraili ezdik ya!sonta Mısırdaki isyanlarda başbakanımızın ”Mübarek artık halkın isteklerine karşılık vermelisin”diye seslenmesi yıllardır Osmanlıya duyulan özlemin dışa vurumuydu.Tabi Mübarek’in ”sen bizim işlerimize burnunu sokma”demesi önemli değildi.Çünkü Türkiye üzerine düşen görevi yapmıştı ve Mısır halkınında sevgisini kazanmıştı.
Hepimizin hatırlayacağını düşünüyorum bir Mavi Marmara olayı olmuştu.İsrailli askerler vatandaşlarımızı öldürmüştü.Başbakanımız yine çıkmıştı ”İsrail bizden özür dileyecek ve tazminat ödeyecektir.Yoksa bedelini ağır bir şekilde öder”demişti.Bunun üzerine Filistin halkının sevgisini kazanmıştık.Sıra geldi Libya halkının sevgisini kazanmaya.Hazır tüm gözler buraya çevrilmişken ”Lider Ülke Türkiye’nin”birşeyler yapması lazım.Ne bileyim yine birilerine meydan okuması falan gerektiğini düşünüyorum.
Velhasılı biz üzerimize düşen görevi çok iyi yapıyoruz.Bölgede güçlü bir Türkiye rolünün hakkını veriyoruz açıkcası.
Sevgili Amerika
Dünya bor tuzlarının %75′ine sahip bir ülkeyiz.Bizede ”demokrasi”vaadiyle gelme çünkü bizde ”ileri demokrasi”var ona göre.
Üniversite Bünyesinde çıkartılan Gazite gazetesinin muhabiri