
Günlerdir orman yangınları gündem de ülkemizde maalesef ve maalesef hepsi birbirinden bağımsız ve spontane de olsa düğmeye basılmış gibi aynı anlarda çıkıp Devletimizi adeta aciz bırakan yangınlar da sadece akciğerlerimiz değil yanan böce börtü de yanıyor ağaçlar ve ormanla beraber yaşam alanı ormanlar olan mahlukatta kurttan kuşa varıncaya değin yanıyor ve tabi içimiz de yanıyor beraberinde. Çaresiz dua yolluyoruz yangın söndürme çalışmalarını sürdüren kahraman insanlarımıza ki biz ateş görmeden güneşin ateşinde duramıyoruz on dakika onlar ateşin alnına dayanıyorlar ateşin içine dalıyorlar ormanlarımız yani geleceğimiz için vazifeleri icabı biz de onlara duaya ancak güç yetirebiliyoruz. Hepsinin üstüne hiç olmasını istemediğimiz bir şey oldu biz bitkilere hayvanlara kıyamazken insanlarımız öldü orman yangınını önleme faaliyeti içerisinde iken. Mahlukat canlı canlı yanıp ölüyor diye canı yanan ormanlara ve bağrında yaşattığı türlü mahlukata kıyamayan bizler o insanların ölümünü nasıl içimize sindirebiliriz ya Rabbi? Üzülmemiz için bir insanımızın bile ölmesi yeterli elbet ve sayının çok önemi de yok ama az da değil hakikaten ve her insan en az bir kat artırıyor acımızı, acımız katmerleniyor sayı arttıkça tabi. Sabrı çok zor oldu bu acı ölümlerin Allah hepimize sabır versin başta şehit yakınlarımız olarak.
Allah hepsine rahmet eylesin ve kalanlarına da sabır versin tabi ama hiç mi düşünmeyeceğiz? Hiç mi neden acaba bu ormanlarımız yanıyor ve biz bu kadar tedbirsiz orman söndürelim derken kendimizi yakabilecek kadar tecrübesiz ve gafil yakalanabiliyoruz Devlet ve millet olarak bu yangınlara? Nasıl olur da bu orman köylerinde civarı coğrafyayı bilen köylüler yaşamaz bir kere? Neden orman köyleri boşaltıldı yeni orman köyleri var etmemiz gerekirken? Neden
ormanlarımızın başında yeterli sayıda bekçi yok içinde insan yok? Neden ormanlarımız vahşice kendi halinde büyümeye terk edilmiş gibi oldu son yıllarda? Neden ormanlarımızın kıymeti insanımıza anlatılmadı yeterince? İnsanımız neden aydınlatılmadı okul çağlarında yeterince. Bilerek ya da bilmeden orman yangınına vesile olmanın ne kadar büyük bir ihanet olduğunu ve orman yakanın iki cihan da yüzünün gülmeyeceğini neden bilmiyor insanımız?
Doğanın dengesi deyince neden doğan'ın yengesini anlasın mesela insanımız? Neden ormanların kadri kıymeti yeterince anlatılmış olmasın her vatandaşımıza ve ormanlar neden daha insandan yararlanılarak korunaklı hale getirilemesin? Orman içinde cümle mahlukata bakarken bir insan orman da yaşasa orman onu zengin bile eder zorla. Biz ormana yakın köyler kurup oralarda insan eğleştirememiş isek yazık değil mi bize? Hastaneye giriyoruz kapısında on güvenlik her katta ikişer güvenlik, Milli Eğitime gidiyoruz keza öyle ki artık okul önlerine bile güvenlikçi kadrosu tahsis eder olduk. Madem şehirde binalara yer yer arsalara bile güvenlikçi koyar olduk en büyük fabrikalarımız olan ve pek çok fabrikanın varlığının devamını sağlayan ormanlarımıza neden güvenlikçi bekçi tahsis etmedik hiç.
Ormanlar da işçiler çalışsaydı ya kimi kesim yapsa kimi tıraşlama kimi seyreltme kimi fidan dikme işi yapsa kimi hayvan otlatsa kimi başka bir gelir kapısı bulmak için ormana girse çıksa hiç değilse mesela balcılık yapsa kimi? Kimi mantarcılık yapsa zaten ormanlar kendiliğinden korunaklı hale de gelir. Oranın doğal şartlarında insan yaşatır isen ve o insan coğrafyayı sahayı avucunun içi gibi bilir ise yangınla mücadele de o insanla pek tabii ki kolay olur. Yangının çıkmasını önlemek de yangının büyümesini durdurmak da o ormanı benimseyen ve o ormanın içini dışını az çok bilen ve o ormandan rızkını çıkaran insanlarla ancak mümkün olur. Orman yangını uçaklarla helikopterle mücadele edilse de mümkünse helikoptere rehber bindirmeli oranın insanından Devlet ve pilota o yardım etmeli.






