Yeni Mesaj Gazetesi tarafından, Türkiye’nin hemen hemen bütün illerinde düzenlenen program Uşak Atatürk Kültür Merkezi 2 nolu salonunda gerçekleştirildi. Programda, BTP Uşak İl Başkanı Halil İbrahim Çakın, BTP Ulubey İlçe Başkanı Halil Açıkgöz, parti üyelerinden Ayşe Öz ve BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Harun Göksel konuşma yaptı.
BTP İl Başkanı Halil İbrahim Çakın konuşmasında; “Milli Mücadelede fedakarlık gösteren ve bu vatan için gözünü kırpmadan canını feda eden Çeçeli Kara Murat’tan sizlere bahsetmek istiyorum. 28 Ağustos gecesi yolunu kaybeden Yunan Komutanı Trikopis ve Kuvvetlerini Murat Dağı’nın eteklerinde yollarını bulmaya çalışırken Çeçeli Kara Murat’ı, tarlada çalışırken esir ederler. Kendisinden Uşak- İzmir Demiryolunu bulmasını isterler. Çeçeli Kara Murat ise Trikopis ve ordusunu tam tersi yönde Kusra Deresi istikametine götürerek ordunun Uşak ve civar köylere zarar vermesini engellemiştir. Ve bunu fark eden Yunan Komutanı Trikopis, Çeçeli Kara Murat’ı hemen oracıkta şehit eder. Biz bu vatanı, Çeçeli Kara Murat’lardan, Kara Fatma’lardan, Yörük Ali Efelerden ve diğer kahramanların gösterdiği cesur ve imanlı duruşa borçluyuz.”
Çakın ayrıca; BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın, Türkiye’de oynanmaya çalışılan “Alevi-Sunni kavgası” oyununu bozan Ehl-i Beyt Külliyatı’ndan da bahsetti. Külliyat’ın İslam aleminde bütünlüğü sağlayacağının altını çizen Çakın; birlik ve beraberliğin Ehl-i Beyt’ten geçtiğini de sözlerine ekledi.
BTP Ulubey İlçe Başkanı Halil Açıkgöz yaptığı kısa konuşmada, ülkemizin birçok badireler atlatmış olmasına rağmen hala temel taşlarının sağlam durmasında ki en büyük etkenin Mustafa Kemal Atatürk ve onun ileri görüşlülüğü olduğunu belirterek katılımcılara teşekkür etti.
Halil Açıkgöz’ün konuşmasının ardından konuşma yapan parti üyesi Ayşe Öz: “Bugün İmam Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesi nedeniyle hepimizin matem günüdür. İmam Hüseyin’in, şehit edilme sebebi Ehl-i Beyt’ten oluşu dolayısıyla halifelik hakkının kendisine teslim edilmesini talep etmesidir. Ben uzun yıllar önce siyasi görüşüm gereği ‘soldan başkasına oy vermem, verdiğim gün sağ kolum kopsun’ demiştim. Ancak Prof. Dr. Haydar Baş’ın, Ehl-i Beyt sevgilisi ve Al-i Aba’nın üstünlüğünü savunan biri olduğunu anladıktan sonra ettiğim bu söz için pişman oldum. İmam Hüseyin, hak dava uğrunda canını bile vermişken, benim sağ kolumun sözü bile olmaz diyerek Bağımsız Türkiye Partisi’ni seçtim.” diyerek konuşmasına deyişle son verdi.
Programın final konuşmasını yapmak üzere sahneye çıkan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Harun Göksel konuşmasında Uşak’ın Milli Mücadele yıllarında ki önemi, günümüzde Uşak’ın ülke ekonomisinde ki yeri, M. Kemal Atatürk’ün yeni kurulacak devletin adını, Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhı’nda Cemaleddin Çelebi ile 3 gün boyunca yanlarına kimseyi almadan istişare sonunda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” adının koyulması kararının alınması, bu topraklarda Malazgirt Savaşı’ndan önce Alperenlerle birlikte Ehl-i Beyt mayasının çalınmasından bahsetti. Göksel ayrıca: “Türkiye’de hayvancılığın bitmesinde ki başlıca sebeplerden birinin Uşak’taki deri üretiminin eskisi gibi olmamasıdır. Eğer tabakhaneler eskisi gibi çalışsaydı buralara derisinden yararlanılmak üzere birçok hayvan gerekecekti. Dolayısıyla hayvancılık bu denli gerilemeyecekti. Hepimizin bildiği üzere Uşak ilk şeker fabrikasının kurulduğu bir şehir. Buna rağmen bu fabrika yılın sadece 5 ay gibi kısa bir döneminde çalışıyorsa burada hükümetin izlemiş olduğu yanlış politikaların payı büyüktür. Partimizin Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın yazmış olduğu Milli Ekonomi Modeli’nde tarım konusuna şöyle bir çözüm getiriliyor; “tohum daha toprağa atılmadan alacağı mahsulün yarısı karşılığında üreticiye ödeme yapılıp hasat sonrasında da bütün ürünü satın alma garantisi devlet tarafından verilecek. Böylece üretici tabiri caizse tefecinin eline bırakılarak mağdur edilmeyecek.”
Ülkemizin her yerinde olduğu gibi Uşak’ta da birçok yer altı ve yerüstü zenginliği bulunmaktadır. Özellikle şehirdeki altın rezervi tek başına koca bir ülkeyi uzun yıllar bakabilecek kapasitede.” dedi. Uşak’ın Milli Mücadele yıllarında kilit rol oynadığını belirten Göksel; “Zaten zayıflamış olan işgalci güçler, Yunan Komutan Trikopis’in 1 Eylül’de Uşak’ta yakalanmasıyla büyük darbe almış, Uşak’a ve köylere vereceği zarar önlenmiştir. Sonuç olarak birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, bizi bir arada tutacak olan tek çatının Ehl-i Beyt çatısı olduğu açıkça görülmektedir. M. Kemal Atatürk’ün de bu çatıya sığınarak birçok zorlukların üstesinden geldiğini tarih bize göstermiştir.” dedi.
Program Muharrem Ayı münasebetiyle katılımcılara aşure ikramıyla son buldu.