Eğitim Sen Uşak Şube Başkanı Deniz Ertunç'un bütçe görüşmelerini eleştirdiği ve Ak Parti hükümetine yüklendiği açıklaması şu şekilde:
"Bu gün mecliste oylanan,
Bu bütçede grevli toplu sözleşme mücadelesi yürüten kamu emekçileri yine yok.
"Bu gün mecliste oylanan,
Bu bütçede grevli toplu sözleşme mücadelesi yürüten kamu emekçileri yine yok.
Bu bütçede 739 TL’ye mahkûm edilen milyonlarca asgari ücretli yine yok.
Bu bütçede kıdem tazminatı gasp edilmek istenen işçiler yine yok.
Bu bütçede gübre parası bulamayan çiftçiler, köylüler yine yok.
Bu bütçede gübre parası bulamayan çiftçiler, köylüler yine yok.
Bu bütçede vergi yükü altında ezilen küçük esnaf yine yok.
Kısacası Bu Bütçede İnsanca Bir Yaşam Sürdürmek İsteyenler Yine Yok.
Peki, ne var bu bütçede?
Yine sermayeye teşvik, rantiyecilere kıyak var.
Peki, ne var bu bütçede?
Yine sermayeye teşvik, rantiyecilere kıyak var.
Asgari ücretten vergi kesintisi var.
Tüm kamu hizmetlerinin tamamen paralı hale getirilmesi var.
Eğitime ve sağlığa değil silahlanmaya ayrılan payın artırılması var.
Kaynakları halkın cebinden toplayan, halka değil, savaşa, gericiliğe, rant çevrelerine dağıtan bütçeye artık yeter! Ücret hakkımızı, sosyal güvenlik hakkımızı, kıdem tazminatımızı, bugüne kadar yoğun mücadeleler ile kazandığımız haklarımızı lağveden bu soygun, her yıl olduğu gibi yine bu yıl da aynı anlayışla karşımıza çıkartılıyor.
Kaynakları halkın cebinden toplayan, halka değil, savaşa, gericiliğe, rant çevrelerine dağıtan bütçeye artık yeter! Ücret hakkımızı, sosyal güvenlik hakkımızı, kıdem tazminatımızı, bugüne kadar yoğun mücadeleler ile kazandığımız haklarımızı lağveden bu soygun, her yıl olduğu gibi yine bu yıl da aynı anlayışla karşımıza çıkartılıyor.
Bu bütçe emekçinin, halkın bütçesi değildir!
Bizler, savaşın, rantın, dinselleştirme projelerinin maliyetlerini ödemeyi reddediyor, dayatılmaya çalışılan bu bütçeyi kabul etmiyoruz.
Bakan Gerçekleri Söylemiyor!
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2013 yılı bütçe sunuş konuşmasında yine gerçekleri tahrip etti!
Bizler, savaşın, rantın, dinselleştirme projelerinin maliyetlerini ödemeyi reddediyor, dayatılmaya çalışılan bu bütçeyi kabul etmiyoruz.
Bakan Gerçekleri Söylemiyor!
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2013 yılı bütçe sunuş konuşmasında yine gerçekleri tahrip etti!
Yoksulluk sınırının altına sürüklenen milyonlarca emekçinin gözlerine baka baka yaptığı açıklamada ''İktidara geldiğimizden bu yana kamu çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik, bundan sonra da ezdirmeyeceğiz'' diyen Şimşek, adeta emekçilerle dalga geçti.
Gerçek enflasyonu gizleyerek, hayat pahalılığının üzerini örtmek isteyenler artık gerçekleri açıklasınlar!
Gerçek enflasyonu gizleyerek, hayat pahalılığının üzerini örtmek isteyenler artık gerçekleri açıklasınlar!
Kamu emekçilerinin alım gücü artmamakta, düşmektedir. Kamu emekçileri yoksullaştırılmaktadır!
10 Yıllık AKP iktidarı dönemindeki ekonomik veriler göstermektedir ki, halkın temel tüketim maddelerine yapılan zam miktarı yüzde 200 ile 500 arasındadır.
Biz biliyoruz ki, Maliye Bakanı ve partisi AKP, temsil ettikleri sermayeyi büyütmeye, geniş toplumsal kesimleri yoksullaştırmaya devam ediyor.
AKP hükümeti bugün kaynakların kimden nasıl toplanacağına karar veriyor, bu kaynakları kurmaya çalıştığı yeni düzeni güçlendirecek alanlara aktarıyor. Emekçilerin birikimlerine el koyarak, ağır vergilerle topladığı kaynaklar bugün emperyalizmin taşeronluğuna, toplumun tüm ezilenlerini baskı altında tutacak mekanizmalara aktarılıyor, AKP hükümeti korku imparatorluğunu kuruyor. Emekçilerden toplanan kaynaklar bugün daha fazla istihdam yaratacak, toplumsal refahı arttıracak yatırımlara değil, bir avuç rantiyeci sermayenin cebine aktarılıyor. AKP hükümeti sömürü politikalarını dini-muhafazakar örtüyü hayatın her alanında güçlendirerek hayata geçiriyor. Bunu yaparken toplumsal yaşamın her alanını dinselleştiriyor, bu düzene biat edecek nesiller yaratmaya çalışıyor. AKP hükümeti bugün işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, yoksullaştırılan tüm kesimlerin ödediği ağır vergilerle gericiliği, artan sömürü düzenini finanse ediyor.
Bugün 2013 yılı bütçesi ile AKP hükümeti kendi siyasal portresini bir kez daha çizmektedir. Ülkemizi Ortadoğu’da emperyalizmin müdahale aracına dönüştüren AKP’nin savaşçı politikalarının faturası emekçilere çıkarılıyor. AKP, Ortadoğu’ya yönelik sürdürülen emperyalist müdahalelerde taşeronluk misyonunu üstlenerek Türkiye’yi iç savaşların merkez üssü haline getirmiştir. Ortadoğu’da giderek sıkışan süreç, başta ABD ve NATO’nun Türkiye’den taleplerinin de artmasına neden olmakta; gizli üslerle başlayan, füzelerle devam eden, giderek daha müdahil olunan süreçte savaş maliyetleri de sürekli artmaktadır.
10 yıllık iktidar sürecini geride bırakmış ve “2023 Hedefi” ile bir 10 yıl daha Türkiye’nin geleceğine ipotek koyma iddiasında olan AKP hükümeti, 2013 yılı bütçesini de savaşın, yoksulluğun ve talanın finansmanına dönük hazırlamıştır.
AKP’nin izlediği ekonomi politikası üretim ve istihdam yaratmayan, rantiyecilik ve tefecilik üzerine kurulu bir yapı üzerine kurulmuştur. Bugün IMF politikaları devam ettirilmekte, mali disiplin adı altında sosyal harcamalar kesilmekte, eğitim ve sağlık gibi kamusal hizmetler ticarileştirilmektedir. Ülkemiz emekçileri AKP eli ile soyguna uğratılmıştır; sosyal kazanımlarının ve en temel haklarının gasp edildiği bir sürece itilmiştir.
Biz biliyoruz ki, Maliye Bakanı ve partisi AKP, temsil ettikleri sermayeyi büyütmeye, geniş toplumsal kesimleri yoksullaştırmaya devam ediyor.
AKP hükümeti bugün kaynakların kimden nasıl toplanacağına karar veriyor, bu kaynakları kurmaya çalıştığı yeni düzeni güçlendirecek alanlara aktarıyor. Emekçilerin birikimlerine el koyarak, ağır vergilerle topladığı kaynaklar bugün emperyalizmin taşeronluğuna, toplumun tüm ezilenlerini baskı altında tutacak mekanizmalara aktarılıyor, AKP hükümeti korku imparatorluğunu kuruyor. Emekçilerden toplanan kaynaklar bugün daha fazla istihdam yaratacak, toplumsal refahı arttıracak yatırımlara değil, bir avuç rantiyeci sermayenin cebine aktarılıyor. AKP hükümeti sömürü politikalarını dini-muhafazakar örtüyü hayatın her alanında güçlendirerek hayata geçiriyor. Bunu yaparken toplumsal yaşamın her alanını dinselleştiriyor, bu düzene biat edecek nesiller yaratmaya çalışıyor. AKP hükümeti bugün işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, yoksullaştırılan tüm kesimlerin ödediği ağır vergilerle gericiliği, artan sömürü düzenini finanse ediyor.
Bugün 2013 yılı bütçesi ile AKP hükümeti kendi siyasal portresini bir kez daha çizmektedir. Ülkemizi Ortadoğu’da emperyalizmin müdahale aracına dönüştüren AKP’nin savaşçı politikalarının faturası emekçilere çıkarılıyor. AKP, Ortadoğu’ya yönelik sürdürülen emperyalist müdahalelerde taşeronluk misyonunu üstlenerek Türkiye’yi iç savaşların merkez üssü haline getirmiştir. Ortadoğu’da giderek sıkışan süreç, başta ABD ve NATO’nun Türkiye’den taleplerinin de artmasına neden olmakta; gizli üslerle başlayan, füzelerle devam eden, giderek daha müdahil olunan süreçte savaş maliyetleri de sürekli artmaktadır.
10 yıllık iktidar sürecini geride bırakmış ve “2023 Hedefi” ile bir 10 yıl daha Türkiye’nin geleceğine ipotek koyma iddiasında olan AKP hükümeti, 2013 yılı bütçesini de savaşın, yoksulluğun ve talanın finansmanına dönük hazırlamıştır.
AKP’nin izlediği ekonomi politikası üretim ve istihdam yaratmayan, rantiyecilik ve tefecilik üzerine kurulu bir yapı üzerine kurulmuştur. Bugün IMF politikaları devam ettirilmekte, mali disiplin adı altında sosyal harcamalar kesilmekte, eğitim ve sağlık gibi kamusal hizmetler ticarileştirilmektedir. Ülkemiz emekçileri AKP eli ile soyguna uğratılmıştır; sosyal kazanımlarının ve en temel haklarının gasp edildiği bir sürece itilmiştir.
AKP iktidarı gerçekleri çarpıtmada ne kadar ustalaşsa da güneş balçıkla sıvanmaz.Bu ülkenin gerçekleri ortadadır.
Tüm yükün yine halkın sırtına yıkıldığı bu bütçe emekçilerin ve halkın değil, sermayenin bütçesidir.
AKP hükümeti tercihini bir kez daha sermaye sınıfından yana kullanmış olup sistemin krizinin faturasını bir kez daha emekçilerin ve yoksul halk kesimlerine ödetmek istemektedir. Bizler bu bütçeyi kabul etmiyoruz, 2013 bütçesi derhal geri çekilmedir!
Emekçiden, halktan yana bir bütçe için;
•Bütçenin hazırlanmasında demokratik süreçler işlemeli, sendikalar, demokratik kitle örgütleri bütçe hazırlık süreçlerinde yer almalıdır.
•Kamuda reform adı altında gündeme getirilen yasalar geri çekilmeli, sosyal devleti ve demokratikleşmeyi güçlendiren, emekçilerin haklarını geliştirici yeni bir reform için, sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla çalışmalar başlatılmalıdır.
•Vergi kaçırmayı özendiren ve ödüllendiren, yüksek gelir gruplarının lehine olan vergi aflarına son verilmelidir. Gelir dağılımında adaletsizliğe neden olan vergi gelirleri içindeki dolaylı vergilerin payı azaltılmalıdır.
Tüm yükün yine halkın sırtına yıkıldığı bu bütçe emekçilerin ve halkın değil, sermayenin bütçesidir.
AKP hükümeti tercihini bir kez daha sermaye sınıfından yana kullanmış olup sistemin krizinin faturasını bir kez daha emekçilerin ve yoksul halk kesimlerine ödetmek istemektedir. Bizler bu bütçeyi kabul etmiyoruz, 2013 bütçesi derhal geri çekilmedir!
Emekçiden, halktan yana bir bütçe için;
•Bütçenin hazırlanmasında demokratik süreçler işlemeli, sendikalar, demokratik kitle örgütleri bütçe hazırlık süreçlerinde yer almalıdır.
•Kamuda reform adı altında gündeme getirilen yasalar geri çekilmeli, sosyal devleti ve demokratikleşmeyi güçlendiren, emekçilerin haklarını geliştirici yeni bir reform için, sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla çalışmalar başlatılmalıdır.
•Vergi kaçırmayı özendiren ve ödüllendiren, yüksek gelir gruplarının lehine olan vergi aflarına son verilmelidir. Gelir dağılımında adaletsizliğe neden olan vergi gelirleri içindeki dolaylı vergilerin payı azaltılmalıdır.
•Kamu emekçilerinin maaşlarının vergi dilimi artışından etkilenmemesi sağlanmalıdır.
•Her ne ad altında olursa olsun, kamu emekçilerine verilen tüm ek ödemeler emekli aylığına yansıtılmalıdır.
•Kamu harcamaları toplumsal yarar doğrultusunda yükseltilerek bütçe şekillendirilmelidir. Büyüme ve istihdamı arttırmak için kamunun yatırımcı niteliği hatırlanmalıdır.
•Eğitime ve sağlığa ayrılan pay ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden belirlenerek artırılmalıdır.
•Eğitime ve sağlığa ayrılan pay ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden belirlenerek artırılmalıdır.
•Sağlıkta tasarruf ölümdür! “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında sürdürülen yıkım politikaları durdurulmalıdır.
•Kamu hizmetlerinin eşit, ücretsiz, nitelikli ve herkese ulaşılabilir olması sağlanmalıdır.
•Silahlanma, şiddet ve savaş politikalarına dayanan bütçe anlayışından vazgeçilmelidir.