CHP Milletvekili Uşak'ı Türki Cumhuriyetlerin Gündemine Taşıdı

 Chp Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz 2-5 Ekim Tarihleri arasında Türkiye'den bir grup heyetle birlikte Azarbeycan'da düzenlenen "21.Yüzyılda Kadının Rolü" başlıklı bir konferansa katıldı. Heyette Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma ŞAHİN, CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün YILMAZ, AKP Milletvekilleri Ülker GÜZEL, Öznur ÇALIK, Derya BAKBAK ve MHP Milletvekili Ruhsar DEMİREL Türkiye'yi Temsilen bulundular.

 Konferansa Türk Heyeti, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve ev sahibi olarak Azerbaycan' dan gelen kadın milletvekilleri, senatör ve akademisyenler biraraya geldi.Türk Heyeti 03.10.2011 de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV' le bir araya geldi. Daha sonra Azerbaycan Cumhuriyeti Aile Kadın ve Çocuk Devlet Komitesi Başkanı Hijran HÜSEYNOVA ile görüşerek bilgi alışverişinde bulundu.

           

 Azerbaycan' da yapılmış olan konferansa katılan CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün YILMAZ yapmış olduğu konuşmaya Nazım HİKMET' in Kurtuluş Savaşı Destanı'nın daki;

           

            Ve kadınlar

            Bizim kadınlarımız;

            Korkunç ve mübarek elleri,

            İnce ,küçük çeneleri,kocaman gözleriyle

            Anamız,avradımız,yarimiz

            Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen

            Ve soframızdaki yeri

            Öküzümüzden sonra gelen

            Ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız

            Ve ekinde,tütünde,odunda ve pazardaki

            Ve karasabana koşulan

            ,,,,,,,,,,

            Kadınlar

            Bizim kadınlarımız 

  

  dizeleriyle başladı. Türk Kadının Mustafa Kemal ATATÜRK'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı sırasında yapmış olduğu fedakarlık ve üstün başarısı hakkında bilgi verdi. Kurtuluş Savaşı sonrası Atatürk Devrimlerinde kadınlarımıza yönelik yapılan kanun ve düzenlere değinen YILMAZ, l934 yılında pek çok Avrupa ülkesinden önce kadınlar seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur şeklinde konuşmasına devam etti. 

           
  Türkiye Cumhuriyeti kadınları olarak bizler  Atamızın gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda Türkiye’nin gelişmesi için mücadele etmeyi sürdürüyoruz. AncakTürkiye’de tüm bu olumlu yasal düzenlemelere rağmen halen daha ataerkil düzenden çağdaş düşünce biçimine dönüşüm tam olarak sağlanamamıştır. Kadınlar aleyhine töre ve namus cinayetleri, aile içi şiddet ,eğitim , istihdam ve yönetici kadroların seçiminde eşitsizlik, siyasal yaşama katılımdaki eşitsizlikler devam etmektedir. Bu eşitsizlikler devam etmektedir çünkü;toplumun bir kesiminde dinsel ve feodal yargıların kırılamamış olmasından dolayı kadının yerinin evi olduğu, görevinin çocuk yetiştirmek olduğu,kocanın söz dinlemeyen karısını dövmeye hakkı olduğu ,namusunu,bekaretini korumayan kadının yaşamaya hakkı olmadığı gibi değer yargıları halen daha varlığını sürdürmektedir.

 
  Türkiye’nin geri kalmış bölgeleri olan doğu ve güneydoğu illerinde 13 -14 yaşındaki kız çocukları evlenmeye zorlanmakta,buna direnen çocuklar töre gereği katledilmektedir.Yine bu yörelerde kadının çalışması ayıp kabul edilmekte,kız çocukları okula gönderilmemektedir.Türkiye’nin  batı bölgelerinde çok daha çağdaş ,kadına,eğitimine değer veren bir anlayış varken  doğu bölgelerinde tam tersi bir anlayış hakimdir.

 
  Bağımsız ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının üzerinden 88 yıl geçmesine rağmen Türkiye neden aydınlanma devrimini tamamlayamamış ve belini doğrultamamıştır diye düşündüğümüzde ise; karşımıza jeopolitik konumu nedeniyle Türkiye’nin üzerinden elini hiç çekmeyen emperyalist ülkelerin hakimiyet kurma , Türkiye’yi güçsüz ve azgelişmiş bir konumda bırakma  amaçları çıkmaktadır. İşte bu ülkelerin kendi çıkarlarını bizim gibi ülkelere kabul ettirmelerinin felsefi görüntüsü ise küreselleşme ve yeni dünya düzeni olarak ortaya çıkmaktadır.Görünürde küreselleşme ve bütünleşme sürecinin ülkeleri birbirine bağımlı kıldığı,sınırların ortadan kalktığı,uluslar arası alandaki ilişkilerin uyumlu bir işbirliğine dayandırıldığı belirtilse de, gerçekte küreselleşme birkaç güçlü ülkenin çıkarlarının korunmasına hizmet etmekte ,bizim gibi ülkelerin gelişmesine ,güçlenmesine izin verilmemektedir.

 
 Yani bizim gibi ülkelerde emperyal güçlerce izin verildiği kadar demokrasi,izin verildiği kadar insan hakları,kadın hakları geçerli olabilmektedir. İşte bu nedenle emperyal güçlerin petrol ve doğal kaynakları paylaşmak adına yeniden sınırlarını çizmek istedikleri  Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında olan benim ülkemde, demokrasi ve insan hakları dolayısıyla ,kadın hakları sürekli yara almakta,terör devam ettirilmekte ve desteklenmektedir. Şeklinde konuşmasını sürdürerek globalleşme sonucu emperyalist güçlerin Az gelişmiş ve Gelişmekte olan ülkelerin demokratikleşme ve kalkınmalarının önündeki en büyük engel olduğuna vurgu yaptı.

 
          CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz sözlerini;

 Onlarca yıldır verilen kadın hakları mücadelesi 21. Yüzyılda meyvesini verecek,dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar yüzyıllardır uğradıkları haksız ve insanlıkdışı ayrıma karşı başkaldırılarını devam ettireceklerdir.21.yüzyılda kadınlar ülkelerinin yönetimlerinde ve tüm kurumlarda  söz sahibi insanlar olarak her türlü fanatizme,yobazlığa,toplumsal kirliliğe,şiddete ve savaşa karşı çıkacak,doğayı, çevreyi koruma bilinciyle demokrasiden,barıştan ve özgürlükten  yana tavır alacaklardır. Biz kadınlar dünyayı bir kadın ve anne duyarlılığı ile daha yaşanabilir bir hale getirmek için uğraşacağız. Bu uğraşıda hepinize başarılar diliyorum. Diyerek konuşmasını tamamladı.

  4 Ekim 2011 Salı günü kendiside Türk olan Kafkas Üniversitesi Rektörünün ziyaret edilmesi ve Azerbaycan'ın tarihi ve kültürel yerleri ziyaret edilerek, akşam Türk Dili Konuşan Ülkeler Asamblesi (TÜRKPA) Tarafından verilen Akşam yemeğine katıldı. 5 Ekim 2011 Çarşamba günü “KADIN LIDERLER BIRLIĞI” Başkanı ve Milletvekili  Malahat IBRAHIMGIZI ile birlikte Azeri soydaşlarımızın, "PETROL TARLALARI” adını verdikleri Petrol kuyalarını gezerek, bilgi aldı.

   Chp Uşak Milletvekili Dilek Akagün YILMAZ  Azerbaycanda bulunduğu süre içersinde heyetlere bazı önerilerde bulundu;

   Kazakistan'lı heyetle yapmış olduğu görüşmede; Türkiye' nin ve Uşak'ın İlk ve tek Kadın Cirit Takımı ile Kazakistan Kadın Cirit Takımı arasında bir müsabakanın olması için gerekli girişimlerde bulunma teklifini iletti. Böylelikle Uluslararası Erkek Cirit Takımları ve Kadın Cirit Takımlarının musabaka yapmasının Türk toplumları arasında ki ilişkileri geliştirmesi konusunda bir köprü vazifesi görebilecegini söyledi.