Psikoloji ile ilgili olarak merak edilenleri sorduğumuz Psikolog Emine Turğut, ilk olarak Psikolog ve Psikiyatrist görev ayrımlarını bizlere anlattı. Halk arasına halen bu durumun net bir şekilde bilinmediğini söyledi. Kendilerinin buna “3P” dediklerini aktaran Emine Turğut; “ 3P’yi Psikolog, Psikiyatrist ve Psikolojik Danışman meslek grupları için kullanıyoruz. Öncelikle Psikiyatrist Tıp Fakültesi mezunu, tıbbı müdahalede bulunabilen, tanı koyan ve ilaç tedavisi uygulayabilen doktorlardır. Psikolojik Danışmanlık yapan kişiler ise Eğitim Fakültesi mezunu ruh sağlığı çalışanlarıdır. Halk arasında rehber öğretmen olarak da bilinen kişiler genellikle eğitim kurumlarında çalışmaktadırlar. Psikologlar ise; Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümü mezunları kişilerdir. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Psikolog unvanını alırız. Ardından master çalışmalı ile bir konuda uzmanlaşır mesela Klinik Psikolog, Çocuk Psikologu vs. gibi Uzman Psikolog olurlar. Tıbbı müdahale ve ilaçlı tedavi yapma yetkimiz yoktur. Biz insanları hasta olarak değil danışan olarak değerlendiririz ” dedi.
Psikoterapi Nedir? Ne Değildir?
Turğut, Psikoterapi’nin çok spesifik bir oluşum olduğunu vurgularken şunları aktardı; “ Dış ve iç etkenlere bağlı olarak fiziksel sağlığın zaman zaman bozulduğu için çok daha karmaşık ve soyut bir yapıda olan ruh sağlığın da sekteye uğrayıp destek ve tedaviye ihtiyaç duyması son derece doğal bir durumdur. Kişinin bozulan ruh sağlığının tekrar sağlıklı duruma getirilmesi amacıyla belirli bir bilimsel kuram ya da kuramlara bağlı profesyonel bir uzmandan yapılandırılmış bir ruhsal destek alma sürecine en genel anlamı ile psikoterapi denir. Psikoterapide danışanlara kendi problemlerinin farkına varabilmelerini ve potansiyellerinin farkına vararak sorunları çözebilmelerini sağlıyoruz. Amaç farkındalık yaratmaktır. Danışanların kendilerini tanımasını, problemi tanımasını ve çözüm yollarını bulmasını amaçlıyoruz”
Psikolog Emine Turğut; “Toplumda, internet gazeteler ya da kulaktan dolma bilgiler sebebi ile yeni öğrenilen bilgileri direkt kendilerinde uygulamaya başlıyor ve tanı koyuluyor bu durum ile çok karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum incelendiğinde genelde popüler tanılar oluyor. Pek çok kişi kendi tanısını kendi koyuyor ve ön yargı ile yanımıza geliyorlar. Kendilerini inandırıyorlar ve bizde böyle bir rahatsızlık olmadığını gördüğümüzde onları rahatsız olmadıklarına inandırıyoruz. Buradan aklanıp da gidiyorlar. Mesela ebeveynler çocuklarına tanı koyup geliyorlar, etiketleme yapıyorlar. Çocuk yaramaz diye hiperaktivite tanısı koyuyorlar bu şikayet ile bize başvuruyorlar aslında çocuk oldukça normal. Çocuklar genellikle anne ve babasını rol model alırlar ya da aile çocuklarına bir rol biçerler ve verilen rol layığı ile yerine gelmeyince psikolojik bir sorun olduğuna inanırlar. Bizde burada bu durumu onlara göstermeye çalışırız” dedi.
Kişilerin daha çok normal hayatlarında ve kendilerinde bir değişiklik uyum sorunları yaşadıkları zaman Psikologlara başvurduklarını belirten Turğut sözlerine şunları da ekledi; “ Gündelik yaşamda olumsuzluklar ve uyum sorunları, öfke kontrolsüzlüğü, iş yerinde yetersiz kalma hali, aile ve arkadaş çevrelinde, iletişim ve sorumluluk eksiklikleri gibi halleri fark eden danışanlar bizlere geliyorlar. Burada en önemli etkenlerden biride çevre oluyor. Çevresindeki insanlar kişideki olumsuz değişimleri fark ediyor, kişide “ ben eskiden böyle değildim” algısı oluşuyor. Farkındalık başladığı anda kişiye ulaşmak daha kolay hale geliyor”
Son 3 yılda Uşak’ta evlilik öncesi danışmanlık gelişti
Emine Turğut; “Türkiye’de 2000’li yıllardan sonra çok gündeme gelen evlilik öncesi danışmanlık ve aile danışmanlığı konuları son yıllarda şehrimizde de gelişti. Artık çiftler merkezimize gelip danışmanlık hizmetimizden yararlanıyor ve sadece evlilik öncesi için değil evli çiftlerde bu hizmet için aile danışmanlığı merkezlerine gidiyorlar. Ayrıca sadece bizim gibi özel yerlerin dışında Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğünün açtığı ücretsiz Aile Danışma Merkezide var.” Dedi.
Psikolojik Yardım Süreci Çok Önemlidir
Kişilerin büyük bir güven sorunu olduğunu, topluma, ailesine ve çevreye karşı bir güvensizlik sorunu yaşadıklarını ve bunun oldukça doğal bir durum olduğunu aktaran Turğut, potansiyelinin farkında olan danışan profili amaçladıklarını belirtirken; “ Danışanlar bana ne kadar kapılarını açarlarsa ben o kapıdan o kadar girebilirim. Onlara o kadar dahil olabilir. Önemli olan onların rahatlığı ve güven duymaları. İş yerinde duyulur mu? Arkadaşlarım ne der? Ailemden tepki alır mıyım? Gibi kaygı kesinlikle güdülmemelidir. Amacımız hiçbir zaman onların bize bağımlı bir hayat sürmesi değil. Zaten böyle bir durum olursa tedavi olumsuz sonuçlanmıştır. Danışanların rahatlığının her şeyden önemli” olduğunu söyledi.
Her İnsan Faklı Bir Dünya
Psikolog Emine Turğut; “İnsanların Uşak’ta Psikolog olduğunu bile bilmediklerini, oysa burada uzun yıllardır bu işi yapan özel ya da devlete bağlı yerler var olduğunun altını çizen Emine Turğut; “ Çok özel bir işim var. İnsana dokunan bir iş bu size kapılarını açıyorlar. Her danışanım benim için başka bir dünya. Gizemli denizlerde yolculuk yapmak gibi. Hepsinin bende ayrı yerleri vardır.” dedi.
ömer bey tercıhımızdır babamı ıyılestırdıgı ııcn tesekkurler