Ne mucizeler yaşandı bağrında, ne kahramanlıklar destan oldu. Dayanamadı gök imanına 7 kat semadan inenler cenk meydanında sana hayran, seninle omuz omuza düşmana karşı durdu. Bu şeref Türk ordusundan başka kime nasip oldu şehidim, askerim... Her Türk asker doğar derler ya bizde bu geçmişte de böyleydi ilelebette böyle olacak gözünüz arkada kalmasın. Biz Türk Milleti olarak, Allah'ın yeryüzündeki askerleri olmanın idrakında ve millet olarak barışı, güveni, huzuru tüm dünyaya yaşatma isteği ve vazifenin sorumluluğu içerisindeyiz. Zaten tüm dünyada bilir Türkiye dünyanın kalbidir. Ülkemizde barış ve adalet ne kadar tekamül ederse dünyada da düzen okadar adaletli ve barış sevgi içerisinde olur.
Biliriz imanlı insanın imtihanı ağır olur. Hele ki imanlı bir toplumun imtihanıysa mevzu bahis Allah işte yine tarih yazdırırken derste verir, yasayarak şahit eder her seferinde gücüne, adaletine, merhametine bütün insanlığı. Ve şahit eder tekrar tekrar Allah çok güçlüdür, üstün ve galip olandır. Onunla olanlara her zaman nusretini göndermiştir. Ona karşı gelenler ise karanlık bir kuyuda kendi kuyruklarını kovalayan ve dönüp dolaşıp aynı yere gelen nasipsiz gibidir. Oysa olanlardan ders alsalar kibrini kırıp sonuç çıkarabilenler onu bilirlerdi elbet ve fuzuli çabalarına son verirlerdi.
Hayat bu elbet devir devir yaşandı ve her devir Türke ve Türkün adaletine, Allahtan gelen cesaretine, aklı ve kalbine her dönem ayrı bir destanla taçlandırıp tarih yazdı. İstisnasız her devirde Türke karşı zulüm hiç şaşmadan yine Türke zafer getirdi! Zalim her seferinde hiç bıkmadan plan yapıp, yine bulunduğu devrin gücü neyse arkasına alıp işte bu sefer kazandım der der dikilir karşımıza yüzyıllardır hatta bin yıllardır. Ve yine boyunun ölçüsünü alır, kurduğu planlar ayağına dolanır, Türk milletinin şanına şan kattığıyla kalır. Bu gerçeği at mızrak devrinde de, kılıç kalkan devrinde de, top tüfek devrinde de yaşayarak tecrübe ettik. Kazanılan her mücadele büyük birer gurur ve onur kaynağı oldu bizler için. İçinde bulunduğumuz devirde ise bizi yeni savaş taktiği olan algılar yoluyla, medya gücüyle, paranın iktidariyla yenmeye çalışsalarda yine planladıkları hersey ayaklarına dolandı. Imkansızlıklar içinde bırakılmaya çalışılan halk tekamülünü sessizce kendi içinde tamamlayıp yarınlara hazır beklemede sadece. Ve herseyin farkında üstelik bu sefer...
Bundan 108 yıl önce bugün bahar, açan her çiçek dalında yağmurdan çok şehit kanıyla sulanmış olmanın hem acısı, hem onuru, hem de yarınlara dair umudu kokusuna bulayıp salıvermişti memleketimin dört bir yanına ruhunu. Başını güneşe çeviren her çiçek mağrur mağrur en derinden minnet duygusuyla selamladı binlerce kefensiz yatanı. Bahar vatan denilen bu topraklarda öksüz yetim kalmışa renklerini sunup tekrar yaşama tutunmayı fısıldadı... Bugün fısıldadığı gibi...
Bu memlekette ne Mustafa Kemaller biter, ne vatan uğruna can vermeyi vuslat bilenler, ne baharlar biter ne de Atamın izinde yürüyen gençler!
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,
Tüm Çanakkale şehidi ve gazilerimizin, mücadele veren tüm ecdadın ellerinden öperim.