Bazı helâl olan şeyler vardır ki, uzak kalanlara saklı tutulur. Buğz ehli ondan uzak kalır, sevgi ehli onu bulur. O helâl şey, nadiren değil, ekseri saklı durur. Bu helâl dediğimiz iş Hakk'ın kelâm tecellisine mazhar olmaktır. Şu kalp sıhhat bulur, temiz olursa, her yerden Hakk'ın kelâmını işitir. Bir yönden değil, şeş (altı) cihetten görür, işitir. O kalp, her nebinin, rasûlün, sıddîkın ve velî kulların gayplerinden gelen kelâmı işitir. Kalp kelâm tecellisine erince, Hakk'a yakın olur. Bu yakınlık hayat verir, ölümü de, onlardan ayrılıkla başlar. Hoşnut olduğu şey, onunla münacat hâlidir. Hiçbir şeye susuzluğa, çıplak kalmaya, sonradan olan bazı şeylerin elden çıkmasına aldırış etmez.
Hakk'ı dileyen kimsenin hoşnut olması tâatle hasıl olur. İrfan sahibi ve Hak tarafından arzulanan kimsenin sevdiği ise Hak yakınlığıdır. Ey yapmacık işlerle yetinen, anlattığımız işler, içinde bulunduğun şeylerle olmaz. Bu iş nefsin, hevânın, tabiatın varlığı, gece namazı ve gündüz orucu ile bulunmaz. Halka gösteriş ve cehaletle tutulan oruç fayda vermez; böyle yapılan işlerin yararı bulunmaz.
Yazık oluyor sana; kurtulmak istiyorsan ihlâs sahibi ol. Kuru ekmek yemek ve kaba libasla işler elde edilmez. Doğru ol, erersin. Hakk'ın yakın olursun. Himmetini yüce tut, yükselirsin. Teslim ol ki selâmet bulasın. Uyar ol, sana da uyulur. Razı ol, senden de razı olurlar. Süratle yerinden kalk. ötesini Hak Teâlâ senin için bitirir.
Hakk'ı dileyen kimsenin hoşnut olması tâatle hasıl olur. İrfan sahibi ve Hak tarafından arzulanan kimsenin sevdiği ise Hak yakınlığıdır. Ey yapmacık işlerle yetinen, anlattığımız işler, içinde bulunduğun şeylerle olmaz. Bu iş nefsin, hevânın, tabiatın varlığı, gece namazı ve gündüz orucu ile bulunmaz. Halka gösteriş ve cehaletle tutulan oruç fayda vermez; böyle yapılan işlerin yararı bulunmaz.
Yazık oluyor sana; kurtulmak istiyorsan ihlâs sahibi ol. Kuru ekmek yemek ve kaba libasla işler elde edilmez. Doğru ol, erersin. Hakk'ın yakın olursun. Himmetini yüce tut, yükselirsin. Teslim ol ki selâmet bulasın. Uyar ol, sana da uyulur. Razı ol, senden de razı olurlar. Süratle yerinden kalk. ötesini Hak Teâlâ senin için bitirir.
Allah'ım, dünya ve âhiret işlerimizi sen idare et. Bizi, ne nefsimize, ne de halktan birine bırak.
***
Peygamber (s.a.v) Efendimiz, bir kudsî hadîsi şöyle anlatır: "Hak Teâlâ Cibril'e hitaben şöyle der: Yâ Cibril, falanı ayılt, falan da uyusun."
***
Peygamber (s.a.v) Efendimiz, bir kudsî hadîsi şöyle anlatır: "Hak Teâlâ Cibril'e hitaben şöyle der: Yâ Cibril, falanı ayılt, falan da uyusun."
Bu kudsî hadîs iki şekilde tefsir edilir:
"Hakkında ayıltma emri verilen, sevgi ehlidir; uyutulması istenen ise, sevilmiştir.
"Hakkında ayıltma emri verilen, sevgi ehlidir; uyutulması istenen ise, sevilmiştir.
Şu adam muhabbetimi iddia eder, onu ayılt. Onunla münakaşa etmek dilerim; tâ ki, Benden gayrisi onun gözünde kalmasın. Onu kaldır; tâ ki, iddia ettiği şeylerin şahitlerini getirsin. Ve sevgi babında hakikati bulsun. Öbürünü uyut. O yolumda hayli yorgunluk çekti. Zâtımdan gayrinin varlığı onda vücut bulmadı. Sevgisi uğrumda oldu. Dâva ve şahidini kazandı. Ahdimi yerine getirdi. Şimdi sıra Bende. Ona yaptığım vaadi yerine getireceğim. O Benim misafirimdir. Misafirden hizmet talep edilmez; yorucu işlere sokulmaz. Onu lütuf köşemde uyutacağım. Fazilet soframda oturtacağım. Yakınlık işimi ona vereceğim. Zâtımdan gayri her şeyi ondan yok edeceğim. Onun sevgisi tamdır. Sevgi işini ikmal eden için, zorluk kalkar." Bir başka mâna daha:
"Onun sesini sevmiyorum; uyut ki, sesini işitmeyeyim. Öbürünün sesini duymak istiyorum, onu da ayılt."