Bildiğiniz üzere AKP iktidarı Kürt Açılımı adı altında, sözde Kürt sorununa çare arama adı altında,bir çok ihanetvari politikaya imza atmıştı ki, Habur rezaleti ve İmralı ziyareti bunlardan sadece bir kaçı idi. Nitekim o süreçte, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizden edindiğimiz bilgiler ışığında, defalarca uyarmamıza rağmen, PKK Habur'daki sözde af rezaletinin ardından şımartılmış, asker yazmaya ve vergi toplamaya bile başlamıştı. Keza; daha sonra bizzat Devletin belediyelere tahsis ettiği araçlar kullanılarak, kazılan hendeklere bombalar yerleştirildiği de açılım sürecinin sonunda ortaya çıkmıştı ve bu hendekler sebebiyle yüzlerce askerimiz malesef şehit düşmüştü.
Hatırlarsanız 2015 Haziranın da gerçekleşen, Cumhurbaşkanı seçiminin hemen akabindeki, 30 Ağustos tarihinde dönemin Genelkurmay Başkanının, Anıtkabir Anı defterine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı BAŞKOMUTAN yazması beklentisi oluşmuştu. Ancak Genelkurmay Başkanı, birilerinin hevesini kursağında bırakarak, 30 Ağustos 2015 Tarihinde anı defterine Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Türk Ordusunun ebedi başkomutanı olarak yazıvermişti. Zaten hemen akabindeki 1 Eylül tarihinde de yani Atatürk'ün Ebedi Başkomutan ilan edilmesinden sadece bir kaç gün sonra, asker düğmeye basmış ve olur beklemeksizin PKK Terör örgütüne karşı operasyonlara başlamıştı. Açılım sürecinde, terör operasyonları, Valilik oluruna bağlanan ve yüzlerce operasyon talebi geri çevrilen şerefli Türk Ordusu Valilik oluru aramaksızın düğmeye basmış ve aynı anda pek çok yerde operasyonlara başlamıştı. Devletin Polisi ve Hukuk adamları da Askeri operasyonlara destek vermiş ve pek çok HDP'li belediye başkanı İç işleri oluru aranmaksızın ansızın görevden alınmıştı ve haklarında soruşturma başlatılmıştı. Dönemin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı kahramanca bir duruş ortaya koyarak İç İşleri Bakanlığının bile sahiplenemediği bir soruşturma başlatarak terör destekçisi siyasetçilerle ilgili soruşturmaların da düğmesine basmış olmuştu. Askerin, Polisin ve Yargının ortak çalışmaları ve Devletin ortaya koyduğu sosyal politikalar sayesinde halk terörle mücadeleye ikna edildi ve akabinde terörün siyasi yapılanması olduğu açıkça ortaya çıkmış olan HDP bir çok il ve ilçede teşkilat kurma noktasında bile zorlanır hale gelmişti. Halen her ne kadar sandığa alternatifsiz bırakıldığı için çok yansıtmış olamasa da Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki halkımız HDP'yi kapanma noktasına gelecek derece de desteksiz bıraktı. En azından teşkilatlanma yada kadrolaşma manasında eski desteğin çeyreğini bile bulamadığını HDP'nin artık pek çok ilçede yada ilde propaganda imkanı bile bulamadığı ve miting bile düzenleyemediği gerçeğini de hatırlattıktan sonra HDP bu noktaya gelmişken diriltmek ister gibi politikalar üreten sağdaki ve soldaki siyasilere ve düşündüğüm perde arkalarına dikkat çekerek yazımı bağlayayım.
Sayın Bahçeli mal bulmuş mağribi gibi HDP'nin kapatılacağının haberini almış gibi, sanki bu karar uygulandığında ben dedim kapandı demek istermiş gibi, sanki kendine yine Derinmiş süsü vermek ve rol çalmak istermiş gibi twitter paylaşımlarında bulunuyor. Neymiş efendim HDP'liler Devletin sırtına yükmüş, Devletin sırtının en büyük yükü sensin Sayın Bahçeli. Aldığınız maaş olamayan parlamento üyelerinin hemen hepsi için haram ama en çok senin ve Baykal'ın aldığı maaş haram. En fazla kötülüğü sen yaptın bu ülkeye? Türk Milliyetçilerini AKP'nin günahına ortak ettin şimdi de Derin Devlet ayağına üstlendirmek derdindesin. Sen bu yayınladığım fotoğraflar da toka yaptığın insanların kim olduğunu o zaman bilmiyor muydun? Yeni mi aklına geldi demezler mi sandın? HDP'nin Genel Başkanı cezaevinde yıllardır hala kapatılmadı ise sen Perinçek ve CHP ve BTP içine yerleştirdiğiniz taşeron çeteler sayesinde açık ya işte yıllardır ve meşru insanlar muamelesi görmenin ötesinde imtiyazlı insan muamelesi görüyorlar ya yıllardır. Bu sözde siyasetçiler Askerin polisin yakasını tutarken neredeydi Devlet aklın? Meydanı boş bulmuş kuru sıkı atıyor yersen. Muhterem Kuruçay partinin il başkanı iken Nurullah Çavuşoğlu kardeşim ve bana siz bir türlü kabullenmiyorsunuz ama Bahçeli Derin Devlet hem de en tepesi demişti ve gülüşmüştük Bahçeli duysa kulağını çeker demiştik. Oysa gerçekten Bahçeli demişmiş. Yani Kuruçay'ı kendisinin Derin Devletin en tepesi olduğuna Bahçeli inandırmışmış acaba diyorum buna inanan başka siyaset yada Hukuk adamları var mıdır bu şehirde? Şehrin Derin siyasetinin aktörleri pozlarındaki Atatürk düşmanları da nedense Bahçeliye bağlılık ve sadakatte hep bir adım önde gözüküyor. Bakın etrafınıza Bahçeli hayranı sözde Menzilci derin abilere hepsi de Atatürk düşmanı Osmanlı hayranıdır. Acaba diyorum Bahçeli'de mi aynı kafaları yaşamaktadır. Geçtiğimiz aylarda ünlü Atatürk düşmanı eski fethullahçı ve zaman gazetesi yazarı Mümtazar Türköne'yi sahiplenmesi hadisesini de göz önünde tutarsak pek ala Bahçelinin gizli Atatürk düşmanı olabileceği tahminini koplo teorisi olarak değerlendirmekten çıkartabiliriz. Hep karşı durduğu her lafı ulu orta ettiği Erdoğan'a saray kurup tek adam olmaya yeltenince yani Cumhuriyeti yıkma planını devreye koyunca sahiplendiğine göre. Bir dönem Fetullahı bile karşısına geçince savunan ve fetullahçıları açıkça MHP'ye davet eden Bahçeli'nin birdenbire Erdoğan hayranı kesilivermesinin arkasında acaba dönemin MİT Müsteşarı ve Diyanet İşleri Başkanının Atatürk düşmanlarının ayağına gitmesi ve Cumhuriyet düşmanı hücrelerin yeniden uyandırılması mı yatıyor? Her şey o kadar ortada ki artık niyet okuyuculuğu yapıp belki bir bildiği vardır demeye hiç lüzum yok. Yaşananlar açıkça ortaya koymuştur ki Perinçek ve Bahçelinin derin devlet elemanı olduğuna inananlar bu ülkenin başına bela olmuş durumdadırlar ve acilen siyasetin dizaynından el çektirilmelidirler. CİA Düşmanı postunda CİA elemanı gibi duruyorlar çünkü. Ön görüleri sayesinde siyaseten rol çalıp önceden ön alabildikleri durumlara dayalı olarak Devleti kendilerinin yönettiği iması ile ayakta duruyorlar. oysa hiç bir şey bildikleri olmadığı gibi Devlet yönetiminden de Vallahi de Billahi de bihaberler. Vallahi de Billahi de o silahlar Bayırbucak Türkmenlerine gitmiyordu dediği gün benden geçer not alan Alparslan Türkeş rahmetlinin oğlu Tuğrul Bey bile sizden iyi farkında Devletin gidişatının. Yakındır Bahçeli ve avanesinin hiç bir halt bilmediğinin olmadığının ortaya çıkması. Hazim Sesli aracılığı ile Ali Erdoğan ile anlaşan MHP'li belediye başkan adayları biliyor en azından Bahçelinin bir halt bildiğinin olmadığını ve bazı özel yetkili gibi davranan Devlet görevlileri anlıyor artık. Muhterem Kuruçay bile eminim bu yazıyı okuyunca diyecek hakikaten hiç bir şey bilmiyormuşsun Bahçeli yaktın beni diyecek...