Ne Uşakmış arkadaş… Bir kaba, bir kılıfa sığmadı gitti. Pandemi sürecinin en gereksiz açıklaması yapılalı bir gün oldu fakat zaten bir fitil ateşlensin diye bakan simsarlar patlatıp olayı buralara kadar getirdiler.
Lakin bu süreçte, her okuduğuna inanan veya kaynak olarak dedikoduyu kullananların dışında, sorgulayan ve anlam veremeyen de bir kitle var. Bu kitle birilerini rahatsız etse de, cevapsız sorular ve entrikalar olduğu sürece rahatsızlıkları geçmeyecek. Peki, bu olaylar yaşanırken sayın valimiz ne düşünüyordu. Neden şu ana kadar çıkıp bir basın açıklaması yapmadı. Bu açıklamanın kentimizi bir paniğe sürükleyebileceğini öngörmedi mi? Halkın sosyolojik ve psikolojik durumunu düşünerek, veriler konusunda birinci ağızdan aydınlatıcı bir açıklama neden hala yapılmadı? Milletin aklında deli sorular…
Geçen yıl; koah, astım, zatürre gibi hastalıklardan hayatını kaybeden kişi sayısı kaçtı, bu yıl kaç? Bu yıl bu hastalıkların sayısı oldukça düşükse, sebebi acaba koronanın daha ön plana çıkartılması olabilir mi? Sağlık bakanının verdiği bu amaçsız gibi görünen veri, halkı kaygılandırma veya bir panik havasına sürüklemek miydi? Hayır, çok önemli ve gerekli bir açıklamaydı mı diyor sayın vali. Neye dayanarak öyle, eğer bu şekilde düşünüyorsa. Anladıysa neden bir basın açıklaması yapıp düzeltme yoluna gitmedi. Halkın panik haline geçmesi kimin yararına? Yıllardır koah hastası olan yaşlı bir amcamızın hastaneye gelir gelmez fenalaşıp vefat ettiği halde, oğlunun babam yıllardır koah hastası dediği halde hangi kıstaslara göre bu amcamızın ölüm nedeni olarak koronayı sundular? Merdivenden düşüp ölen amcamızdan daha önce de bahsetmiştik oda korona. Yazı tura sonucundan farksız olan corona testine göre neden böyle ölüm raporları yazılıyor ve şu ana kadar bu nedenlerin kesin tespiti için kaç kadavraya otopsi yaptınız? İnsanlar birbirine tepki göstermeye başladı maalesef. Koronaya inanlarla inanmayanlar arasında bir çatışmaya sebep olundu. Bunun müşebbehinde ise yaptığıyla yaşadığı uyuşmayan siyasi liderler. Korona varsa ve bu kadar tehlikeliyse daha geçtiğimiz haftalarda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; yaklaşık 15 Suriyeli çocukla söyledikleri hiçbir tedbiri almadan maskesiz, sosyal mesafesiz nasıl kucaklaştı? Kendini düşünmüyorsa bizi düşünmesi lazım, bu ne ihmal(!) Biz bakansız ne yaparız… Diğer taraftan Cumhurbaşkanı’nın sosyal mesafe kurallarına aykırı davrandığı ve yeterince tedbir almadığını televizyondan görüyoruz. Peki siz böyle davranırken, halk bunu nasıl ciddiye alsın inansın?
İnanmayanların sebebi ise cevapsız sorular, alınan kararlar ve sizin yaşam şeklinizdir. En önemlisi yorgan kısa mı geldi de her yer açıldı, henüz aşı bulunmamışken, salgın hala devam ederken.
Hayır tabi ki!
Koronadan kurtulalım derken sözde tıngır mıngır çokomelli giden ekonomi tökezledi. Yorgan kısa koronayı kapatıyoruz, ekonomi açılıyor.
Ekonomiyi kapatıyoruz, korona açılıyor.
Alınan tedbirler hastalık karşısında ciddiyetsiz kalınca, korona morona demeye başlıyorlar halk inansa da, inanmasa da. Uzun lafın kısası; kendimizi bir sorgulayalım.
Sayın bakan bu açıklamayı hangi maksatla yapmış olabilir sorusuna mantıklı bir cevap yok maalesef.
Varsa buyursun açıklasınlar.
Şu uşakhabermerkezi yorumcuları kadar boş yorum yapan kimse daha yok şu ülkede. Corona bulaşınca anlarsın koahı zatürreyi, ayrıca reis ve bakanlar da gayet dikkat ediyor mesafeye. Sen gibi kahvede oturup sigara eşliğinde ülke kurtarmıyor adamlar