2013-2014 Eğitim-Öğretim yılının başlamasıyla birlikte yaşanan okul dönüşümleri, 4+4+4 sistemi ve liselerdeki kontenjan ve kayıt sıkıntıları konusunda açıklama yapan Eğitim İş Sendikası Uşak Şube Başkanı Barlas İbrahim Batur; okullarım eğitim ve öğretim için hazır olmadığını da ifade etti.
Ülkenin geleceğini akıl, bilim ve sanatın değil, dogma, hurafe ve inançların belirleyeceği bir toplumsal yapının oluşumuna zemin oluşturan 4+4+4 düzenlemesi; eğitim sisteminin, eğitim ve bilim çalışanlarının karşı karşıya kaldığı sorunları bugün içinden çıkılamaz hale getirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi kaosa sürükleyerek çocuklarımızın geleceği ile oynamaya devam etmektedir.
Okullar Eğitim ve Öğretime Hazır Değildir
Dönüştürülen okullarda büyük sorunlar yaşanmaktadır.Kendi ilimizden örnek verirsek dönüştürülen bir çok ilkokul ve ortaokulun eğitim öğretime hazır olmadığı görülmektedir. Dönüştürülen bazı ilkokullarda derslikler boş kalıp öğrenci ve öğretmen sayısı azalırken bazı ortaokullarda öğretmen ve öğrenci sayısı inanılmaz derecede artarak derslik sorunu ikili öğretim yöntemiyle çözülmeye çalışılmaktadır.
Özellikle Ömer Bedrettin Ortaokulundaki durum içler acısıdır, Haziran ayında çevredeki üç okulun (Hasibe Mazhar Gürbüz ,Muzaffer Mert,ve Aybey) ortaokul öğrencileri ve öğretmenleri Ömer Bedrettin Ortaokulu bünyesinde toplanmış, okul öğrenci ve öğretmen sayısı olarak Ege Bölgesinin en büyük ortaokulu veya ortaokullarından biri haline gelmiştir. Bu yetmezmiş gibi derslik ve bahçe sorunu olan okulun diğer binası ve bahçesinin yarısı, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle, binası boşaltılan Malkoçoğlu Ortaokuluna tahsis edilmiştir. 90 civarında öğretmen,2000 bine yakın öğrenci tek binada,küçük bir bahçede ikili öğretim yaparak öğrenimini sürdürecektir.
Okul adeta toplama kampına dönüştürülmüştür. Bazı öğrencilerimiz özellikle Hasibe Mazhar Gürbüz İlkokulundan gelen öğrenciler 5 kilometre civarında yol yürümek zorunda kalacaktır.Özellikle kış şartlarında çocuklarımız okula nasıl ulaşacaklar merak ediyoruz. Bu şartlarda sağlıklı bir eğitim öğretim yapmak mümkün değildir.İleride yaşanabilecek ciddi sorunlar için yetkilileri şimdiden uyarıyor önlem almaya davet ediyoruz.
Yine Fevzi Çakmak YİBO’nun kapatılıp,Güreye taşınmasını doğru bulmuyoruz.Hem öğrencilerimiz hem de öğretmenlerimiz bu uygulamadan mağdur olacaklardır. Öğrenci velileri,idareciler ve öğretmenlerin görüşü alınmadan ben yaptım oldu bitti mantığı ile alınan karar son derece yanlıştır. Sendikamız olayın hukuksal boyutunu araştırmaktadır Bir hukuksuzluk varsa gereken yapılacaktır.
Okul Öncesi ve İlkokul 4+4+4 Eğitim Sisteminin Kurbanı
Zorunlu ilköğretime başlama yaşındaki belirsizlik ve okulöncesi eğitimin zorunlu eğitimin dışına çıkarılması, 2013-2014 eğitim öğretim yılının başlangıcında da eğitimin temel sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmıştır. 2012 yılında ilkokula başlama yaşında yaşanan kaos, etkilerini bu eğitim yılına da yansıtmıştır. Okulların dönüştürülmesine paralel olarak azalan ilkokul sayısı ve bu yıl okula başlayacak öğrenci sayısındaki artış göz önüne alındığında sınıf mevcutları yine Bakanlığın öngördüğü sayının çok üstüne çıkacaktır.Artan öğrenci sayıları göz önünde bulundurulduğunda, okul öncesi, ilk ve ortaokullarda 31.415 dersliğe gereksinim bulunmaktadır. Ancak derslik açığı sorununu hala gideremeyen Bakanlık, kalabalık sınıflarda çocuklarımızı sağlıksız eğitime mahkum etmeye devam edecektir.
Hiçbir bilimsel araştırma ve planlama yapılmadan genel liselerin kapatılarak Anadolu ve Meslek liselerine dönüştürülmesi, yeni sorunları beraberinde getirdi. Bu yıl SBS puanına göre herhangi bir okula yerleşemeyen yaklaşık 600 bin öğrenci, Bakanlık tarafından zorunlu olarak imam hatip ve meslek liseleri ile açık liseye yönlendirilmiştir.“Her öğrencinin istediği alanda eğitim görmesi” fırsatını yaratacağı iddiasıyla 4+4+4 sistemini getiren Bakanlık, çocuklarımızı istemedikleri alanda eğitim görmeye mecbur kılmıştır.
Öte yandan, ortaöğretimde 69 bin 413 olan derslik açığı, Anadolu liselerinde sınıf mevcutları 30’dan 34’e, Fen liselerinde 26’dan 30’a çıkarılarak giderilmeye çalışılmıştır. Bilimsel olarak öğrencilerin 20 kişilik sınıflarda ders görmesi gerekirken sınıf kontenjanlarının artması eğitimde niteliği düşürecektir.
Yine iktidarın siyasi ve ideolojik dayatmalarına paralel olarak Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde değişiklikler yapılmıştır. Yönetmelikten “Atatürk ilke ve devrimleri’’ çıkarılmış, lisede okuyan öğrencilerin evlendikleri zaman açık liseye kayıtlarının yapılacağı belirtilerek çocuk yaşta evlenme bizzat Bakanlık tarafından teşvik edilmiştir.
Yurt dışında okuyan öğrencilere, Türkiye’de sınavla öğrenci alan okullara sınavsız geçiş hakkı verilerek yurt dışındaki cemaat okullarına YÖK’ten sonra MEB da kapılarını sonuna kadar açmıştır. Adında “adalet” olan siyasal iktidarın bu uygulaması ile adaletten sadece cemaaat ve sermaye’yi anladığı anlaşılmaktadır.
Sınav Odaklı Sistem Üzerinde en çok oynanan ve bir türlü çözülemeyen konu da SBS olmuştur. AKP döneminde bu konu hep gündemde olmuş, defalarca değişikliğe uğramıştır. Son olarak Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, SBS’nin tümden kaldırılacağını açıklamış; ancak bir sınav kaldırılırken yerine 12 sınav birden getirilmiştir. sonucu yine bu sınavlar belirleyecek. Bu sınavların nasıl yapılacağı, bölgeler arasındaki, hatta aynı ildeki okullar arasındaki dengesizliğin nasıl giderilip fırsat eşitliğinin sağlanacağı, sınavların sağlıklı olarak nasıl yapılacağı henüz netleşmemiştir.Merkezi sınav yapılacak olan temel dersler arasına Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin de alınması, öğrencilere din eğitiminin dayatılmaya devam edeceğinin göstergesidir. Böylesi dayatmacı bir yaklaşım laik ve bilimsel eğitime aykırıdır. Ortaokula başlayan öğrencilerimizin seçmesi gereken derslerde özellikle belli bölgelerde öğrencilere velilere baskı
yapılmaktadır.
Eğitimde Özelleştirme Tam Gaz
MEB istatistiklerine göre geçtiğimiz yıl 5 bin 942 özel okulda 613 bin 64 öğrenci eğitim görmüştür. 4+4+4 düzenlemesi ile özel okulların ve bu okullardaki öğrencilerin sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 15 oranında artmıştır. Ortaya çıkan tablo, AKP hükümetinin eğitim sistemini sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda nasıl şekillendirdiğini ve eğitim sistemindeki ayrışmayı gözler önüne sermektedir. AKP iktidarı, topluma fırsat eşitliği olarak sunduğu 4+4+4 dayatması ile özel sektöre sunduğu avantaj ve teşviklere bu öğretim yılında da tam gaz devam edecektir.
Eğitim, insan yetiştirme ve ülkenin geleceğini şekillendirme işidir. Eğitim temel bir insan hakkıdır. 11 yıllık AKP iktidarı bilimsel ve parasız eğitimi tasfiye ederek Atatürk ilke ve devrimlerini eğitim sistemimizden çıkararak, adım adım gerici ve ticarileştirilmiş bir eğitim sistemini yaratma çabası içindedir. Bu yüzden eğitim AKP’ye bırakılmayacak kadar önemlidir. Eğitim-İş olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarının takipçisi olacağımızı, haksızlığa uğrayan tüm eğitim çalışanlarının yanında olacağız Atatürk ilke ve devrimlerini sonsuza kadar yaşatmak için mücadelemizi gücümüz yettiğince sürdüreceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm eğitim çalışanlarının ve öğrencilerimizin yeni eğitim-öğretim yılını kutluyor; yeni eğitim-öğretim yılının bütün olumsuzluklara rağmen ülkemize ve ulusumuza güzellikler, başarılar getirmesini diliyoruz.
teşekkürler eğitim iş keşke herkes sizin gibi sorunlarımızı dile getirse ama nerdee