Eğitim Bir Sen Uşak Şube Başkanı Mehmet Karaçallık yazılı bir basın açıklaması yaparak 2012-2013 yılı eğitim öğretim yılının ilk dönemini değerlendirdi. Karaçallık bu dönemde yaşanan sorunları da dile getirerek bu sorunların bir an önce çözüme kavuşması gerektiğini kaydetti.
Karaçallık yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"2012-2013 eğitim-öğretim yılı birinci dönemini geride bıraktık. Eğitim sistemi üzerinde uzun vadede önemli etkileri olacak değişikliklerin yaşandığı zaman dilimi olarak anılacak bu dönemde 4+4+4 yeni eğitim sistemi hayata geçirilmiş, okula başlama yaşı aşağı çekilmiş, lise zorunlu eğitim kapsamına alınmış, din eğitimini de içerecek şekilde seçmeli dersler havuzu genişletilmiş, haftalık ders saatlerinde artış yapılmış, yüksek öğretimin yeniden yapılandırılması konusu ve YÖK Yasası tartışmaya açılmış, üniversitedeki öğrencilere uygulanan zorunlu katkı payı, harçlar kaldırılmış, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumlardaki öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliğinde yetersiz ama önemli değişiklikler yapılmıştır. Eğitim sisteminin tek tipçilikten arındırılması adına önemli adımların atıldığı 2012-2013 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde eğitim çalışanlarını mağdur eden sorunlara ise köklü çözümler geliştirilmemiş ve sorunların önümüzdeki döneme devretmesine neden olunmuştur.
Ek Ödeme Mağduriyeti Acilen Çözülmelidir
“Eşit işe eşit ücret” kapsamında 666 sayılı KHK ile farklı kurumlarda aynı unvanda çalışan kamu personelinin ücretlerinde ek ödeme oranları üzerinden eşitleme yapılırken, öğretmen ve öğretim elemanlarının ücretlerinde iyileştirme yapılmamış, öğretmen ve öğretim elemanları KHK mağduru haline getirilmiştir. 2012 yılı toplu sözleşme sürecinin mutabakatsızlıkla sonuçlanması ve devamında bir günlük iş bırakmamıza neden olan “ek ödeme” sorunu hala çözülmemiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin, 666 sayılı KHK’nın iptali istemiyle açılan davada, bazı maddelere yönelik iptal kararı vermesi bir fırsat olarak görülmeli ve iptal kararı sonrası yapılacak yeni düzenlemede öğretmen ve öğretim elemanlarının ek ödeme mağduriyeti de giderilmelidir.
Atılması Gereken Adımlar Ötelenip, Sorunlar Biriktirilmemelidir
Milli Eğitim Bakanlığı, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’da yapılan değişiklik ve 4+4+4 yeni eğitim sistemine ilişkin yasal değişiklikler içeren düzenlemeler sonrası yönetmelikleri güncelleyememiştir. Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği gibi yönetmelikler ivedilikle değiştirilmesi gerekirken, değişiklikler ötelenmiş, uygulamada oluşan çelişkiler nedeniyle yaşanan sorunlar daha da birikmiştir. Başta şube müdürlüğü atamaları olmak üzere eğitim kurumu yöneticilikleri atanma süreci belirsizliğini korumaktadır. Genel idare hizmetleri sınıfı çalışanlarından yardımcı hizmetli, memur, şef gibi personelin görev tanımları, atanma ve yer değişiklikleri hususları yönetmelik çıkarılamadığı için hala muallakta durmaktadır. Bakanlık, Ekim 2012 Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporu gereği, başta yetkili sendika olmak üzere eğitimin paydaşlarının da görüşlerine başvurarak değişiklikleri bir an önce yapmalı ve devam eden belirsizliği ortadan kaldırmalıdır.
Norm Fazlası Öğretmenlerin Resen Atama Süreci Durdurulmalıdır
Okulların normlarının sağlıklı güncellenmemiş olmasına rağmen, norm fazlası öğretmen olarak görülen öğretmenlerin resen atanması yeni mağduriyetlere neden olmaya devam etmektedir. Norm fazlası öğretmenler, norm güncellemesi yapılmadığı için okullarında kendi alanlarında ihtiyaç olmasına ve fiilen derse girmelerine rağmen norm fazlası gösterilmeye ve resen atanmaya çalışılmaktadır. Bu uygulama bir an önce durdurulmalı, normlar güncellendikten sonra norm fazlası öğretmen atamaları gündeme alınmalıdır.
Şubat’ta Özür Grubu Atamaları ve İlk Atama Yapılmalıdır
Özür durumundan yer değişikliği talepleri karşılanmayan öğretmenler eşinden ve çocuklarından ayrı yaşamaya devam etmektedir. Aile içi sorunlara da neden olan bu durum aile bütünlüğünü tehdit etmeye devam etmektedir. Eş durumu, öğrenim durumu ve sağlık durumu özrüne bağlı yer değişiklikleri Şubat ayında yapılmalıdır.
Öğrencilere tek tip kıyafet dayatmasından vazgeçilmiş fakat kamu çalışanlarına kılık ve kıyafet dayatması devam etmektedir. 1982 yılından kalma darbe döneminin iklimini yansıtan kılık ve kıyafet yönetmeliği bir an önce çöpe atılmalıdır. Çalışanların saçı, bıyığı, ayakkabı topuk boyu, giyilen pantolonunun kumaşı, kazağının yakası ve başın açık olup olmaması gibi birçok gereksiz ve gülünç dayatma içeren yönetmelik darbecilerle birlikte tarihteki kirli yerini almalıdır.
Eğitim karman-çorman. Trafik allak bullak... Rahatlayacağına iyice kötüleşiyor.
Geçen senelerde, öğrencilerin ders yükü azaltılacak, daha çok sosyal faaliyet olacak deniyordu, 30 ders saati saatten 36'ya çıktı. Bu ne şimdi?
Öğretmenler asla mağdur olmayacaktı güya.
Seneye SBS olacak mı, kimse bilmiyor. Eminim ODTÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu yeni Milli Eğ. Bakanımız da bilmiyordur! Kim biliyor ki?
Bir veli olarak, tanıdığım birçok öğretmen, bu sene hiç olmadıkları kadar huzursuz ve isteksiz olduklarını söylüyorlar. Tabii ki bir tek bu cümleye bakıp eleştirenler çıkacaktır. O da ayrı mesele! Geçenlerde öğretmenlere MEB’den bir anket gelmiş 4+4+4 nasıl diye. İyi selamı var! Niye şimdi?
Trafik ise tam bir saçmalık haline geldi Uşak'ta. Cadde'ye bakan zaten anlar. Yolun yarısı kapalı, tek şeritten devam. Ufak bir beklemede trafik felç...
Ya merak ediyorum, bunu nasıl düşündünüz. Ne muhteşemsiniz!
Bence kapatın o tek şeridi de, trafik kökten çözülür!