Geçtiğimiz gün Uşak Haber Merkezinde "Uşak'ta uyuşturucu ile mücadele hız kesmeden devam ediyor" manşetli bir emniyet menşeili olduğu anlaşılan sevindirici bir haber yayımlandı. Manşeti okuyunca "düğmeye nihayet basıldı" şeklinde manşet atsanız daha doğru olurdu dedim ve hız kesmeden sürsün inşaalah dedim kendi kendime gerçekten de çok geç kalınmış değil. İki ayrı operasyonla Uşak'ta sentetik uyuşturucu trafiğinin merkezleri denilebilecek adreslerin kalbine inilmiş. Her iki operasyonda 6 Kişi gözaltına alınmış ve 1 kişi tutuklanarak cezaevine gönderilmiş. Ayrıca operasyonlar da çok sayıda sentetik uyuşturucu niteliğinde hapta yakalanmış. Narkotik Suçlarla Mücadele ekibini kutluyorum bu başarılı operasyonlarından dolayı.
Hep eleştirecek değiliz alkış tutmamızı gerektiren operasyonlara alkışta tutarız. Uşak taki sentetik uyuşturucu trafiğini sağlayanlar buna benzer bir kaç darbe daha alırsa emin olun dağılırlar. Yalnız gençleri bilgilendirip bu illete karşı önlem alınmadığı sürece kökünün kazılamayacağı da aşikar. Toplum destekli polis bürosu kurulmuştu bir ara o ne oldu mesela? Hiç işlevini duymadık uyuşturucu ile mücadele de. Oysa polisler öncülük etse halkı aydınlatacak paneller vs düzenlese halktan kişilerin de katıldığı örneğin bu illete müptela olup sonra da kurtulmuş insanların çıkıp konuştuğu etkinlikler yapılsa, yerel basından yardım alınsa hatta milli eğitim ve üniversitenin de dahil edildiği bazı projeler devreye konup gençler aydınlatılıp korunsa çok daha hızlı yol alınabilir. Küçük çarşı da özellikle apartlar civarında kol gezdiği söyleniyor polisler öğrenci ve esnaftan destek alıp istihbarat edinse zaten kolay bulunmasını pekala önleyebilir. Ev sahipleri de en az 6 ay evin mühürlü kalması gibi cezalar ile önüne gelene ev vermekten caydırılabilir mesela.
Zaten suçun büyüğü bana sorarsanız apartları kiraya vermesi için apart sahiplerince yetkilendirilen bazı sözde emlakçılar da. Tabii ki kanunlar da yeterince caydırıcı olmalı ve savcı ve hakimlerimiz de gençliğimiz geleceği ile ilgili bir konu da yargıda bulunduğunu unutmayıp ince eleyip sık dokur ise üstesinden gelebiliriz. Zaten kültürümüzde örfümüzde olmayan şeyler bunlar ve içenleri inancımızdan değer yargılarımızdan uzaklaştıran şeyler. Sonuçta bir gün ya öleceksin aşırı dozdan, ya bir gün hapse gireceksin teminden kullanıcılıktan veyahutta kendini içinden hiç çıkılmaz bir sürü pisliğin için de debelenirken bulacak. Sonuçta akıl ruh ve vücut sağlığını üçünü birden kaybedeceği kesin. Bulaşınca kurtulması zor oluyor gençlerin. Kurtardığımız arkadaşlar da var başladıktan sonra bırakan ama kurtaramadığımız da az değil. Lütfen bulaşmayın bulaştı iseniz de bir şekilde sizi bulaştıranlardan uzak durarak kurtulun. Sonunun çok kötü olacağını baştan bildiğiniz bir maceraya neden giresiniz ki öyle değil mi? Lütfen gözümüzü açalım sandığınızdan çok fazla genç şu anda bu bataklığa saplanmış durumda el verelim kurtaralım bu gençleri ve halk yararına kazanalım. Halk desteğinin ve Devletin diğer kurumlarının desteğinin sağlanmadığı sürece bu uyuşturucunun kökünün kazınamayacağı aşikar. Ahkam kesmek yerine elbirlik Türk Polisine destek olmalı ve gençlerimizi düştükleri yada düşmek üzere oldukları bataklıktan kurtarıp sahip çıkalım. Boşuna demiyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk "bütün ümidim gençliktedir" diye. Kökünün kazındığı huzurlu günlere erişmek umudu ile mücadeleye devam vesselam.....