FETÖ'nün merkez edinmek istediği ve Gülen'in bazı kardinaller ile beraber yerleşme planı yaptığı Uşak'ta siyaset hala Fetö elinde
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının düğmeye basmasıyla İstanbul merkezli 36 ilde bir Fetö PDY operasyonu gerçekleştirildi ve 62 muvazzaf askeri personel gözaltına alınmıştı dün de göz altına alınanların tamamı halen faal olarak Fetö terör örgütü adına sivil ve askeri yapılanma arasında bağlantılar kurup bilgiler sızdırmak gibi suçlamalarla tutuklandı. Bir tanesi yurt dışı çıkış yasağı şartıyla serbest bırakıldı. Açık istihbarat haberlere göre aralarında Albaylar Yarbaylar ve daha alt rütbeli Subay ve Astsubaylar ve Uzman Çavuşlar bulunan askeri personel "örgüt mensubu askerlerden sorumlu sivillerin, askerlerle örgütsel irtibat amacıyla kullandığı büfe, market, fatura ödeme merkezi gibi yerlerde kurulu kontörlü hatlar ile kamuya açık yerlerde kurulu ankesörlü hatlardan haberleştiği" tespit edildi. Yani aktif olarak fetö suçu işlerken suç üstü yakalandılar. Her ne kadar görmezden gelse de Uşak Cumhuriyet Baş savcılığı daha geçen ki köşe yazımda FETÖ'nün benzer taktiklerle halen şehrimizde de faal olduğunu hatta halktaki etkisi bitme noktasına gelmiş ve büyük oranda ifşa oldukları için güç toparlayamasalar da vitrinde hiç olmadığı kadar etkili olduklarını ve yeni Fetövari planlar uygulamaya koyduklarını da açıkça yazmış idim.
Bazı CHP'liler hala kabullenmeyip siyasi bir operasyon dese de aklı selim CHP'lilerin bile son dalgalar ve tutuklanmalar ile artık samimiyetine inandığı İstanbul Cumhuriyet Baş Savcısı bu operasyonla birlikte İmamoğlu konusunda da samimi olduğunu ve gerçekten Cumhuriyet adına bu operasyonları yaptığına dair şahsen beni emin kıldı. Zaten bildiğiniz üzere en baştan beri İmamoğlu'nun yargılanmasının şeffaf yürümesi kaydı şartıyla ve AKP'li belediyelere de aynı şekilde yaklaşılıp şaibe görülen her belediyeye yargı yolu açılması talebiyle beraber doğru olduğunu savunmuştuk ve İmamoğlu'nun hiç de güven vermediğini belirterek Devletimizden yana tavır almıştık. Keza hemen bütün köşe yazarlarımız da İmamoğlu yargılanması meselesi ile ilgili işi yargıya bırakmak gerektiğine şeffaflık ve adil yargılanmak isteğini dile getirmekle beraber Devlete güvenip İmamoğlu'na siyaset ve demagoji değil savunma yapmasını ve aklanmak için mücadele vermesi gerektiğini hatırlatmak gerektiğini belirtmiş ve Devleti karşınıza almaya değmez hiç bir siyasetçi diye de tavsiye de bulunmuştu.
Özellikle Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu'nun İBB Operasyonunun başladığı günler de kaleme aldığı cesur yazıları tekrar okumanızı salık veririm. Bir yazısında bana sorulursa bu operasyonlar Erdoğan'ın da çok istediği ve işine gelen operasyonlar değil zira çok kolay yenebileceği bir rakipti İmamoğlu ve tek aday olarak dayatılabilmesi halinde Erdoğan için en uygun isimdi. Keza kazansa da hesap soramayacak kadar esirdi neden İmamoğlu'nu cezaevinde istesin ki demişti. Zaten İmamoğlu'da cezaevindeki açıklamaları ile bile Erdoğan'a yaranmaya matuf davranmaya devam eder gibiydi. Hele ki sözde terörsüz Türkiye sürecine veya anayasa değişikliği taleplerine ilişkin içeriden İmamoğlu'nun dışarıdan Özgür Özel'in açıklamaları açıkça ortaya koydu ki bu ikilinin muhalefet edebilecek tırnakları olmadığı gibi her tarafları patlak ve AKP iktidarına esirler. Bizi operasyonun başındaki paylaşımlarımız sebebiyle eleştiren CHP'lilerin bile çoğu yine haklı çıktınız diyerek hakkımızı teslim etmişlerdi. Sanırım bu operasyondan sonra Onlar da yani Fetöden nefret eden milliyetçi refleksleri olan veya hala Kuvayi Milliyeci ruhu yaşatmak gerektiğine inanan CHP'liler de İstanbul Cumhuriyet Baş savcısının siyasi saiklerle değil gerçekten de Devlet adına bu operasyonu yapıyor olabileceğini hesaba katacaktır.
Konumuz tabii ki İmamoğlu değil ama malumunuz Samanyolu geçmişi var İmamoğlu'nun ve Süleymancılarla da iyi anılır öteden beri tıpkı CHP'nin Uşak belediye başkanı Özkan Yalım gibi ve belki o da Özkan Yalım gibi oğlunu Fetö okullarından son ana kadar almamış olabilir. Malumunuz halen cezaevinde bulunan Hazim Sesli’ler yargılandığı gün adliyeye gidip onlar iş adamları diye sahip çıkan Ali Erdoğan'ı ziyaret için taa Balıkesir cezaevine giden Özkan Yalım'ın da çocuğu 15 Temmuzda kapatılıncaya değin FETÖ okullarında okudu. Bu küçük hatırlatma sonrası konumuza dönersek Uşak bildiğiniz üzere önce Fetönün sonra Fetöye esir olan Metönün Fetöyle ortaklaşa merkez edinmek istediği bir şehirdi ve son günlerde de Süleymancıların etkin olduğu çok konuşulmakta şehrimizde. Nedir Uşak'ı bu cemaatler için cazip kılan? Neden bütün cemaatlerin başları Uşak'ta yaşamak ister? Bilemiyorum tabi ama biz Uşak Haber Merkezi ekibi olarak Fetullah Gülen'in Vatikan'daki bazı kardinaller ile beraber Uşak'a yerleşmek istediğini tehdit yediğimiz Fetö mütevellilerinden dinlemişliği ve yıllarca merkez edinememeleri için kavga vermiş gazetecileriyiz bu şehrin ve hala dimdik Fetöye karşı savaş vermekteyiz. Belki yıkıp indiremedik ki Devlet desteği olmadan bu mümkün değil ama Fetönün planlarını hep deşifre edip mücadele vererek önledik. FETÖ biz varken merkez edinemedi bu kutlu şehri.
Geçenlerde ofisimize ziyarete gelen İyi Parti Uşak İl Başkanı Ayşegül Sözver Obalı hanım efendiye de açıkça söylemiş Gazeteci Çavuşoğlu kardeşim biz Fetöyü bütün partilerin il başkanları nezdinde ifşa ettik. Size de sorsalar kim Ali Erdoğan vb. tayfayı partiye yamamaya kalktı söyleyebilecek durumdasınız CHP İl Başkanı Sevinç Yazgan'da ve daha geçen yine aynı ekipten bir operasyon atlatan ve görevde kalan MHP Uşak İl Başkanı Ümit Arslan kardeşimiz de sorulsa partisi içinde Fetöye yer açmaya çalışanları tek tek ifşa edebilecek noktaya geldi. Yüzleşmek yeterli. Aynen Çavuşoğlu'nun Ayşegül Obalı'ya söylediği gibi Yalım Ali Erdoğan birlikteliği son olarak Ali Erdoğan'ın sağdıcı Muhammet Gür ismini belediyeye yerleştirir iken ve hemen bu hamleye paralel Ümit Arslan'ı İl başkanlığından devirip şimdi isimlerini vermeyeceğim ama MHP camiasının malumu olan kendilerine yakın isimleri MHP İl ve İlçe Başkanı yapmaya dönük fetövari operasyon ile hepten ifşa oldu.
Zaten hatırlayacağınız üzere biz İyi Partiye üye olmak isteğiyle müracaat ettiğimiz ve fakat tuhaf şekilde kızılca kıyametin kopartıldığı dönemde de “Ali Erdoğan İyi Partiden aday olma planları içinde bu yüzden iyi partiye operasyon yapılmasını önlemek amacıyla oraya gideceğiz” demiş idik. Nitekim haklı çıktık her ne kadar iyi partili bazı arkadaşlar ilk anda bunu kabullenmek istemese de daha sonra Ali Erdoğan ve Gür'ün birlikte hareket ettiği net net ortaya çıktı. Zaman her şeyin ilacı işte ve niyeti halis yolu doğru olanları haklı çıkartan en güzel ilaç gerçekten. Bizim zaten terör savcılığına verdiğimiz ve fakat o dönem dikkate alınmayan dilekçelerimiz de vardı konuya ilişkin ve isim isim vermiştik. Ama Savcılık takipsizlik kararı vermesine rağmen kimse de bize iftira edildi deyip bizi dava edememiş idi. Sükut yolunu seçmişlerdi ki sükut nedendir? Bilirsiniz. Yazıların uzunluğundan şikayet çok geliyor şimdilik son vereceğim ama isim isim buradan deşifre edeceğim partilerdeki yapılanmayı ve planlarını bir sonraki yazımda.
kim inanır bu saçmalığa diye düşünüyorum. Lakin bu ülkenin savcısı hakimi var eğer öyle bir durum varsa neden böyle bekliyorlar.