Kadının anlamını, dünyadaki önemini ve tüm topluma nasıl bir etkide bulunduğunu inkar edenlere, bu ikrar gözlerindeki perdeyi açmak ve o perdelerin ardında neler olduğunu anlatmak için kaleme alınmıştır. Kaleme alınmıştır ki yanlışlardan dönmeyi bir türlü güzel huylar arasına almayan, yaşadıklarından ders çıkarmayı başaramayanları bizler Allah rızası için tekrardan uyaralım.
Sizlerde biliyorsunuz ki, döneminin en sapmış toplumlarına Allah tarafından bu kötü huylarını bırakıp kurtuluşa ermeleri için uyarıcı olarak gönderilir peygamberler. Yüce mevlam yarattıklarının ilki, en sevdiğini güzeller güzeli peygamberimiz Hz Muhammed (sav) ‘i göz aydını olsun diye bir uyarıcı olarak dünyaya son din İslamın müjdecisi olarak göndermiştir. Öncelikle bilinmelidir ki merhametli, sabırlı, en güzel ahlaklı, insanların en cömerti, hoşgörülü, en büyük mucize sahibi Allah’ın resulü, uğruna alemlerin yaratıldığı Hz. Muhammed Hz.İbrahim’in soyundandır. Yani Türktür. Arapların son peygamberin kendilerinden biriymiş gibi övünüp her türlü şatafatı kendilerine layık görmesi peygamberi kendi soylarındanmış gibi algı yaratıp yine kendilerini cilalaması nefsani arzularıyla ilgilidir. Ki peygamberimizin vefatından sonra yezide uyup peygamberimizin soyu tertemiz Ehlibeyte kılıç çeken yine onlar olmuştur. İslam, görünüyor ki bu nasipsiz toplumdan ziyade şu dönem bile bozukluk içinde bulunan arapların içinde tertemiz kalması ve bu sapmış topluma rağmen tüm dünyaya İslamı yaymayı başarmış peygamberin başarısını Allah’ın kudretini tekrar ve tekrar belki de kanıtlamak içindir.
Gelin ilk olarak bazılarının çok özendiği, islam dininden olabildiğince uzak, dış mihraklarca Türk kültüründen kurtulmak için dini duyguları suistimal ederek, farklı algı oyunlarıyla bizlere dayatılan yezid (arap kültüründe) kadının toplumdaki yerine bakalım. Türk toplumunda ilk çağlardan beri baş üstünde tutulan kadının neden bunca taarruza uğradığını idrak ederek anlayalım. Anlayalım ve gereken hassasiyeti gösterip Allah’ın emrince kadınlarımıza muamelede bulunalım.
Arapların geleneksel kabile kanunlarına göre baktığımızda kadınlar hemen hemen hiç bir yasal statüye sahip olmayan, mal gibi alınıp satılabilen ailesine külfet olduğuna inanılan bir canlıydı. Kız çocukları utanç sebebi sayıldığı için diri diri gömülüyordu. Öyle bir cahiliye dönemi ki doğan çocuğun müjdesi babaya mutluluk değil, doğan sabinin aşşağılık duygusu içinde ebeveynler tarafından yanında mı tutulması yoksa toprağamı gömülmesi uygun bu tartışılırdı. Araplar günümüzde de kadını hilebaz, intikamcı ve dedikoducu olduğuna kanaat getirmiş bir inançla sözüne itibar edilmeyen, fikri sorulmayan bir statüye koymaları ne yazık ki günümüz yüzyılında hala tartışılıyor. Kadının hala görüş ve aklının tartışıldığı araplarda, ilk yapay zeka kadın robota vatandaşlık vermesi ve başının açık olmasının tartışmalara sebep olması yaşanan zihniyeti gözler önüne zaten sermekte. Arap yarımadasında petrolün gelir kaynağı olmadığı ülkelerin durumu sefaleti içler acısı.
Cehaletin tek korkusu günümüz yüzyılında da bir türlü rahat bırakmadıkları kadındır. Çünkü kadın öğrenirse çocuk öğrenir. Kadın öğrenirse dünya öğrenir, dünya değişir. Bilinmektedir ki kadını cahil bırakmak bir ülkeyi parçalamak için yeterli cahil topluluğunu bir kaç nesil sonra oluşturup, bir milleti kökünden baltalamanın en kesin yoludur. Ve bunu bir savaş tekniği olarak kullanmaktan geri durmayan, elini kılıca silaha atmaya cesareti olmayan, insanlıktan nasibini almamış korkak emperyalist sistem, gözünü diktiği topraklardaki insanlara kıyımı, kadını özgür, hür benliğinden kopararak başlıyor. Türk tarihine ışık olan ve bize ders verir nitelikte o dönemlerde bile kadına Türkün verdiği değeri görebileceğimiz Orhun Abidelerinde kadının övüldüğü , üstün tutulduğu satırlara şahit oluruz. Tarihimizde bir çok hükümdarında karısına verdiği değer pekala bilinmekte hatta ve hatta devlet yönetiminden tutun, kılıç kuşanıp eriyle savaşa giden kadınlarımızın bile olduğu tarihi kalıntılarla gün yüzüne çıkmaktadır. Zira Ehlibeyt Eri Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’te kadınlara hak ettikleri değeri vermekten geri durmamıştır. Gelişmişliğiyle övünen bir çok ülke Atatürk’ün Türk kadınına verdiği seçme seçilme hakkından sonra bir kadın olarak birey olma haklarına kavuşmuştur. Tarihi çok iyi bilen, araştırmacı, aynı zamanda hafız olan Atatürk İslamın kadına verdiği değerden haberdardır. Ve paylaştığı bir çok sözünde Türk kadının cesareti, çalışkanlığı, kahramanlığı ve toplumdaki önemine sıklıkla değinmiştir. Kadınlara iyi davranmak, saygı göstermek, toplumda hak ettiği değerlerine kavuşturmak aynı zamanda peygamber sünnetidir. Peygamberimizin de kadınlar için söylenmiş bir çok güzel sözü, bir çok örnek davranışı kanıtlarla belgelidir. Kuranda erkeklerle aynı statüde tutulan kadın günümüzde gerek arap kültürüyle olmadık sapmış hadiscilerin sözleriyle, gerekse kadına yönelik şiddetin haber yapılır gibi lanse edilerek kadina yönelik şiddetin propagandasını yapan medya yüzünden maalesef ki yine taarruz altındadır. Bu durum bir milletin övünç değil utanç kaynağıdır.
Emperyalist sistemin ülkemiz üzerinde kadına kıyımıyla başlayan ve bunu reklamlaştıran yapının aslında Türklük ilkelerine saldırı olduğunu aklı başında herkesin anlaması lazımdır. Din adı altında istismar edilen kadın, ahlak adı altında istismar edilen kadın, namus adı altında istismar edilen, ekonomik sebeplerle, hukuki yetersizliklerle, toplumsal dayatmalarla istismar edilen yine kadın... Ve hangi akıl ki aynı kadından dört başı mahmur mesut bir yuva istiyor? Hangi akıl ki aynı kadından vatana millete hayırlı, hem bedenen hem aklen sağlıklı evlatlar bekliyor? Hangi akıl ki asimile edilip arap kültürüyle bezemeye çalıştığı kadının rol oynadığı ülkeden muasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı hedef edinebilmekte? Niyeti bozuk emellerle bırak şiddeti kadının saçını bile okşamak çocuk istismarıdır. Kadının içindeki çocuğu öldürmek bir bireyi öldürmekle eşdeğerdir.
Kadın ve erkek birbirini tamamlamak için gelmiş Allah’ın birbirine muhtaç kıldığı birlikte mutlu olursa açtığı saadet kapısıdır. Kadın bulunmaz bir nimettir bilene toprak gibi ektiğini biçtiği. Kadın nefestir bilene şefkatine sığınabildiği. Kadın yuvadır, kadın anadır, kadın aşktır, kadın imanının yarısıdır Allah’ı hakkıyla bilene. Türklerin dünya tarihi boyunca hüküm sahibi olarak günümüze gelmesinde ve yıkılmayışının ardındaki en önemli sebeplerden biri elbette yine Türk kadınına toplumda verilen değerle doğru orantılıdır. Bir gerçek var ki oda erkek adamsa, kadın baş tacıdır bir memlekette.
Tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutlar, daha güzel yarınlara uyanacağımızın müjdesini vermek isterim.
Saygılar,
Sevgiler.