“Rejimin de kendi topraklarında bir terör örgütünü temizlemesi en doğal hakkıdır. PKK terör örgütünü. Ama rejimin de ‘Bu bak bizim hakkımız’ diye de ılımlı muhalefeti terörist gibi görmesi de doğru değil.” Böyle açıklama yapmış Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu çok da doğru demiş. Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğünü herkesten çok desteklediğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Yanı başımızda olan bir ülkenin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü ve barışı bizi doğrudan etkiliyor, olumlu anlamda. Tersine gelişmeler bizi ne kadar etkiledi, görüyoruz. Sonuçta bölücü terör örgütlerine karşı verilecek mücadeleyi de biz her zaman destekleriz.
Sonuçta bizim Suriye topraklarında gözümüz yok” diye de konuşmuş. Nihayet akıl dolu sözler duymaya başladık. Nihayet Devlet aklı siyasilerimizin ağzından konuşur oldu. Kesinlikle katılıyorum her cümlesine. Esad'ın da bir özeleştiriye ihtiyacı olmalı diye düşünüyorum bunca yaşanandan sonra ve gerçekten silahlanmayan muhaliflerini demokratça karşılayıp Esad'ı eleştirmenin suç olabilme ihtimalini ortadan kaldırıp muhaliflerini rahatlatmalı. Demokrat ve adil siyaset adamının yapması gereken de budur, ülkesini ve ulusunu dünya nezdinde temsil eden gerçek Devlet adamına yakışan da budur.
Terör örgütleri ile mücadele teröristi değil terörü yok etme üzerine kurulu olmalı öncelikle. Bir dönem terörist olup dağda kalan sonra ıslah edilip Devlet yararına kullanılan insan örneği çok günümüzde. Tabii ki Devletler kendi yöntemleri ile cezalandırıp ıslah yolunu seçmiş de olabilir. Milleti temsilen oluşturulan Meclislerin çıkardığı kanunlar çerçevesinde kendi iç işlerine kendi karar verme yetisi olmalı ve bu yetiye de; dünya devletlerinin saygı duyması gerekir. Ancak nihayetinde Suriye sınırları içerisindeki terör örgütlerinin varlığı aşikar ve kesinlikle yok edilmeli ve coğrafyamızda sulh sağlanmalı. Neyse rejim demekten de vaz geçsek ve Suriye Cumhuriyeti Devleti desek daha doğru olur diyerek alkışlıyorum bu siyasi hamleleri.
Acele edilmeli ve bir an önce en üst düzey de görüşmeler yapılarak yaraların sarılıp sorunların çözülmesi cihetine gidilmeli. Ötekisi olmayan bir anlayış ile herkesi kucaklayarak, tek bir Suriye'li veya Türkiye'li zarar görmeden herkesi razı ederek ortak meselelerimizi halletme yoluna gitmeliyiz. Ben Esad'a güveniyorum Devlet aklının yolunu seçip sulhu salah için gerekli siyasi kıvraklığı ortaya koyup gerekli politik hamleleri yapacaktır. Türkiye zaten öteden beri inatlaştı Beşar Esad defalarca zeytin dalı uzattı gördüğü onca zulme ve duyduğu onca hakarete rağmen ülkesinin menfaati için. Bizim siyasilerimiz de ülkemizin menfaati gereği herkesle uzlaşabilmeli ve herkesi birbiri ile uzlaştırabilmeli, bu idealist yaklaşımı ortaya koyup uzlaşı için çalışana başarılar dilerim vesselam..