Savcılar Hakimler halktan birini görünce mesafe koymasa ve dinleme özürlü gibi davranmasa ve cezalar caydırıcı olsa DOLANDIRCILIK yaygınlaşamayacak. Ama şimdi her yerde
Bildiğiniz üzere dolandırıcılık olayları çok arttı. Bizzat yaşadıklarımız var vereceğim değişik örnekler ve bir yakın arkadaşımın başından geçen bir dolandırıcılık olayı var tarafı da avukat üstelik ve bugün yarın onu da haberleştireceğim. Öyle enteresan yöntemler ile elde ettikleri haksız kazancın dolandırıcılık olduğunu gizliyorlar ki hukuktan ve hukukta çoğunu bile göre kağıt üzerinde her şey tamam olduğu için yutmuş gibi yapıp adalet etmiyor ki hayret edersiniz. Mesela kendi kayın babamın başına geldi bir dolandırıcılık olayı. Adam bir dönem galiba arabuluculuk yapmış ve Adliye personelinin çoğunu bir şekilde tanımış, Biran Topçu isminde birisi benim kayın pederin süren bir mülk davası var yine haksız yere mülküne çökmüş ve amcaoğlundan tarlasını alan biri de dava açmıştı. Nasıl olduysa dolandırıcı Biran Topçu bu davadan haberdar olmuş ve içeriğine de hakim olup gelmiş kayın pederin yanına ben demiş senin tarla davasından haberdarım ve ben Savcıyım senin işini çözeceğim senin haksızlığa uğradığın çok net. Sonra da dava içeriğine dair bilgilerini de paylaşarak kendince bir yol bildiğine ve işini kendi lehine çözeceğine kayın pederi inandırmış. Tabii Bölme’de oturan kayın pederimin defalarca yanına gitmiş bu süreçte ve yakınlık kurup güvenini de kazanmış kayın pederin dolandırıcı. Daha sonra bir gün de paraya ihtiyaç olduğunu söyleyip kendisine para vermeye ikna etmiş. Aynı zaman da ben Ankara’ya senin işini çözmeye gidiyorum deyip boş kağıda imza almış, o zamanın parası 30 bin lira gibi bir para vermiş kayın peder ve tabi adam bir daha görünmemiş ne para gelmiş bir daha ne dolandırıcı, zaten davayı da kaybetti. İmzaladığı kağıtların endişesi ile de olayın üstüne gitmemiş. Bir arkadaşımızın babasına da yakın yaklaşık aynı olaylar gelince olayın üstüne giderken kayın babamın da dolandırıldığını öğrendik. Biran Topçu deyince hemen herkes tanıyor adliye ve emniyet personeli ve bu herifin işi bu önüne geleni dolandırıyor 140 civarı dosyada yargılandığını ancak bir şey çıkmadığını bir şekilde yırttığını öğreniyoruz ve konuştuğumuz herkes boşuna şikayetçi olmayın siz de bir şey çıkartamazsınız borç almıştım ödeyeceğim o bana iftira ediyor der kurtulur sen de ispat edemezsin dolandırıldığını diyerek de konuyu kapatıyor.
Tabii kayın peder son çare konuyu bana açıyor ve ben Avukat arkadaşlarımı da devreye koyarak dava açmasını sağlıyorum, tanıklar huzurunda herifin kendini savcı olarak tanıttığını ispat ediyoruz fakat Biran Topçu çok çok az bir ceza ile ve dolandırdığı ve fakat adını borç koyduğu parayı kayın pedere geri ödeyerek işten yırtıyor. Gerçi kayın peder razı bu durumundan ona göre iyi kötü adalet yerini buldu. Peki ya Biran Topçu denilen dolandırıcıya ders oldu mu? Yarın öbür gün aynı taktiklerle başka insanları da dolandırırsa ya. Keza inanmayacaksınız ama başka bir yakınımızın babasını da yine oğlunun hakkında yürüyen soruşturmalar olduğuna inandırıp korkutarak ve daha sonra kendisini Savcı olarak tanıtıp benim haberim oldu ben oğlunu kurtaracağım sen merak etme diyerek dolandırmış aynı isim. Dolandırıldığını ispat etmek bu kadar zor olmamalı hülasa ve insanlar samimice meramlarını Savcılara hakimlere anlatıp aktarabilmeli. Baş Savcımız sağ olsun savcıların kapısını açtı halka. Lakin Savcıların herhangi bir şikayetini veya halini arza geldiğinde bir dosyasına baktığımız tarafları dinlemiyoruz gidin şikayetiniz varsa dilekçe getirin veya karakola gidin diyorlar. Halk zaten o türden Devlet geleneklerine ve edep ve adabına genel olarak hakim. Karakola gitmesi gereken Savcı görmek istemez ki kolay kolay bilir işinin karakolluk olduğunu. Savcıya hakime gelmek görünmek istemez ki hiç kimse illa mecbur kalmadıkça.
Savcıların adı savıcı olmuş halk arasında genelde başlarından savdıklarına inanıldığı için Avukatların adı Avukap zaten uzun yıllardır ve biz bu durumdan hiç rahatsız olmuyoruz nedense? Bu arada hemen belirteyim kendi kayın pederimin davasındaki savcımız da diğer arkadaşın dolandırılan babasının dosyasını açan Savcımız da üzerilerine düşeni fazlası ile yaptılar ve aslında çok iyi savcı ve hakimler de yetişti bunu da belirtelim ama algılar maalesef bu yönde ve maalesef bir genellemeye doğru da iş gidip gitmekte. Avukatların prestij ve saygınlığı da çok azaldı içlerinde bir sürü iyi ve dürüst arkadaşım var ama onlar da avukatların adını kötüye çıkartan ayrık otlarına yaptığınız ya da yaptıkları ayıp demiyor genelde aman sendecilikleri mesleğin adını kötüye çıkarıyor ki ne kötü lakap avukap herkese av gözü ile bakan bir avukatın avı kapış hikayesini de anlatacağım bir sonraki paragrafta. Ama Savcılar bence bu algıları yıksalar iyi olur merkezi sistem kilidi açmak bu algıyı yıkmaya yetmedi millet adalete kavuşmak ve adaletle hem hallik kurabilmek istiyor ne var bunda? Herkese potansiyel rüşvetçi veya herkese imtiyaz peşinde koşan kendini adam yerine koydurtmaya veya hukukuz işi kendi hatırına isteme cüretine gelebilecek densiz muamelesi etmeye de gerek yok.
Nedir ki Savcı ile müşteki ya da sanık konumundaki bir insanın görüşmesi Adliye binasındaki odasında neden mümkün olamasın ki. Veya neden insanlar derdimizi anlatamayız Savcıdan laf duymakla kalmayıp başımıza iş açabiliriz korkusu ile hukuken hakkını arama yoluna gidemesin ki. Evet çok örnek var Adliyeye git dediğimiz de abi bizi kim dinler? Kime meram anlatabiliriz? Deyip hukukun dışındaki meşru ya da gayri meşru yollarla kendince hak arayan kendi çevremizde. Adam internete ilan veriyor kiralık ev diye arıyorsun anlaşıyorsun telefonda hayırlı olsun ilanı kaldırmadan biraz kaparo atın diyor atıyorsun kaparoyu üç beş sonra bakıyorsun ki dolandırılmışsın. Şikayetçi de olamıyorsun çünkü ispat edemezsin. Oysa telefon görüşmeleri meydanda ise ve alışveriş olmaksızın paranın yattığı kesinse Devletin hiç değilse şikayetçinin mağduriyetini gidermesi gerekiyor dolandırıcılık demese de adını. Ama insanlar adaletten umudu neredeyse kesmiş durumda ve avukatlardan da hakim ve savcılardan da ciddi şikayetler var işleyeceğiz zaman zaman o konuları da.
Ne yani ben şimdi neredeyse hiç alışverişim olmamış hiçbir akraba yada komşu yakınlığım dahi olmamış hatta yeni tanıdığım birisine borç para vermiş olayım ki? Keza borç para verecek kadar yakın hissettiğim ve iyilik ettiğim birisine neden parayı alamayınca dolandırıcı diyeyim ki? Tamam iftira da olabilir ki bu tür yüz kızartıcı suçlamalar ile iftira edenin cezası da kavi olsun sakıncası yok ama dolandırıldıysak da dolandırıldık diyebilmeliyiz hakim önünde ya da değilse icabında hakim bize bunun adının niçin dolandırıcılık olmadığını mantıkla izah edip vicdanımızı rahatlatabilmeli.. Devlet insanların nahak yere itibarına suikast düzenleyene de ağır ceza versin keza dolandırıcıya da. İnsana kendini aptal yerine konmuş gibi hissettirmenin bedeli kaç lira? Ya da kaç ay ceza? Maddi tarafını geçtim de kayın pederimin aylarca yaşadığı stres kaç para? Kimseye de diyememiş uzun zaman ki hala diyemiyor kimseye yazdığımı duysa yazmasa iyiymiş diyebilir. Ağırına gidiyor aldatılmış olmak doğal olarak ama çare yok iyi bir örnekti ismini vermeden anlatsam yazının sürükleyiciliği ve inandırıcılığı azalabilirdi. Savcılar lütfen Cumhuriyet Savcısına yakıştığı gibi halka karşı biraz daha hoşgörülü davransınlar ve gelenin meramını hiç değilse anlasınlar ve insanlara öncelikle anlaşıldığını hissettirsinler. Her giren iyi Savcı beni anladı diyebilsin. Çünkü bize her gelen kimsenin kendisini dinlemediğinden şikayet ederek bize dinlediğimiz için teşekkür ediyor.
Bu yazıyı yazışımın asıl sebebini de inşallah bu paragrafa sığdıracağım. Geçenlerde uzun yıllardır arkadaşımız olan ve çok sevdiğimiz bir öğretmen arkadaş çıktı geldi. Hoşbeşten sonra tabi dedi ki yahu benim size işim düştü bu iş çözsen çözseniz siz çözersiniz dedi. Hayrola dedik, benim baldız ev aldı dedi evi vergi doğmasın diye düşük göstermeyi teklif etmiş annesinin üzerine ev aldığımız avukat senin de ileride vergi yükünü azaltır beni de bu gün ödemem gereken vergi azalır demiş. Tabi bu zaten çok yaygın bir uygulama olup Devletin de görmezden anlamazdan gelmesi ve beyana esas değer belirlemesiyle normalleşen uygulamayı eşimin kız kardeşi de kabul etmiş. Daha sonra paranın bir kısmını elden bir kısmını banka kredisinden tahsil eden avukat krediden arta kalan parayı maalesef baldıza vermemiş ve adeta paranın üstüne çökmüş. Haberini hazırlıyorum anlatacağım detay detay yarın öbür gün ama parayı iade etmeme gerekçesi de çok komik ileride kendisine vergi cezası çıkıp gelme olasılığı. İyi de ceza gelirse o zaman belki konuşabilirsin bunu ki baştan böyle desen biz o evi almazdık deseler de dinlemiyor avukat.
Nasıl olsa iç işleri oluruna bağlı avukatların yargılanması ve nasıl olsa Savcıyı takipsizliğe ikna etmek zor değil diye düşünüyor olsa gerek parayı ödemiyor para da az değil. Peki neden şikayetçi olmadınız hocam siz öğretmen adamsınız dedik. Cevaben dedi ki avukatlara gittim bir şey çıkaramayız dediler. Ben de hocam bence olduğu gibi yaşadıklarını aktar Savcıya varsa ödediğim bedeli Devlete eksik göstermekten cezam razıyım ama yaşanan bu de, mahkemede yüzleştiniz mi çıkar zaten her şey ortaya en azından satış iptal edilir parasını alır ve gider başka ev alır baldızın. Dedi ki savcılar dinlemez diyor Avukatlar bizi bile dinlemiyor Savcılar dediler. Dedim ben de kendisine biz de yardım edelim sen olanı olduğu gibi aktardığın bir dilekçe yaz git Savcılığa biz yine haber yapıp hem mağduriyetini duyuralım hem kamuoyu oluşturalım. Neyse önce araya Avukatlığını üstlendiğini duyduğumuz bir kurumun ita amirini koyduk bu senin başında bulunduğun kuruma zarar veriyor ve biz haber yapmayabiliriz işi çözerlerse zaten şaibeli işi tek bu da değil yazarız sizin kurum da zarar görür az çok. Avukatla bir konuş bakarsın nadim olur çözer dedik kabul görmedi.
Demiş ki yapsınlar abi haber, biz de avukatız boş durmayız. Sonra bir açılışta karşılaştık ve kendisine bizzat sorduk hocanın anlattığı gibi değilse bizi ikna et değilse biz haber yağacağız dedik umuru bile değil gibi davrandı ve bende avukatım gereğini yaparım siz yapın haberinizi konuşacak bir şey yok diyerek bizi başından savuşturdu adeta. Şimdi dolandırılan mağdurenin eniştesi öğretmen arkadaşla birlikte hem haberi hazırlamanın hem de dilekçeyi yazıp suç duyurusunda bulunmanın telaşındayız. Haberi çok yakın da zaten yayına koyacağım okursunuz tam hikayesini yazıyı uzatmış olmamak bakımından isim de vermeden bu kadarını yazdım. Yazının temasına uygundu çünkü bir öğretmen dolandırıldığın da veya bir biçimde hakkı yendiğinde Savcıya çıkmaya çekiniyor ve meramımı anlatamam başıma iş açarım deyip başka yöntemlerle hak arama mücadelesi vermeyi düşünüyor basından yardım istiyorsa varın ötesini siz düşünün. Halk perişan ve Devletinden çekiniyor korkuyor daha da perişan edenleri şikayet dahi edemiyor. Zira dolandıranın cezasının da Millet Meclisince artırılması şart bana göre.