Uşak, bildiğiniz üzere Âşıklar ya da ilkler şehri diye anılmasının yanı sıra, Kuva-yi Milliye'nin şehri diye de anılır. Kurtuluş mücadelesinin başlatılmasında öncü olmuş, Kuva-yi Milliye meşalesinin ilk yakıldığı şehir olarak dünya siyaset tarihine geçmiş bir şehir olan Uşak'ta, Yunan işgali döneminde çok zor günler yaşanmış ve bağımsız ve özgür yaşam uğruna, vatan uğruna çok çetin mücadeleler verilmiştir.
O karışık dönemde, İstanbul hükümetinin pek işine gelmeyen açıklamalar yaparak halkı vatanı korumak üzere ateşlediği için görevden alınan Uşak Müftüsü İbrahim Tahtakılıç'ın yerine Uşak Müftüsü olarak atanan Ali Rıza Bodur, gelir gelmez kendisi de İbrahim Tahtakılıç ile birlikte hareket etti. Türk Ocakları'nda gerçekleşen toplantılar sonrası, Tahtakılıç ve arkadaşlarının vatan kurtarmaya dönük faaliyetlerine, görevli müftü iken destek verdi. Cumhuriyetin kurulmasının ardından, medreseler kapatılana kadar medreselerde; 1925 sonrasında ise imam hatip okullarında fıkıh ve tefsir dersleri veren vatan ve halk kahramanı Ali Rıza Bodur, 1929 senesinde vefat etmiştir.
Kuva-yi Milliye kahramanı olarak anılan ve İstiklal Madalyası'na da sahip olan Ali Rıza Bodur'un, önceden CHP İzmir Milletvekilliği de yapan torunu Ali Rıza Bodur'u da kaybettik. Aslında bir canlı tarihi kaybettik ve belki de bir kültürün önemli bir kısmını kaybettik. Ali Rıza Bodur, son zamanlarda sağlık sorunları sebebiyle hastanede tedavi altındaydı ancak maalesef yaşam savaşını 4 Kasım günü kaybetti ve Hakk'a yürüdü. Cenazesi dün İzmir'de kaldırılan torun Ali Rıza Bodur'a ve ismini taşıdığı kahramanımız Ali Rıza Bodur'a da Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz.
Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü'nde Kent Belleği Proje Sorumlusu da olan ve Uşak kültürü ve tarihine hayli ilgili olduğu bilinen Ömer Aşçı, Ali Rıza Bodur'un vefatını kendi sosyal medya hesabından böyle duyurdu.










