Önümüzdeki günlerde ayrı ayrı haberleştirecek Editörümüz Gazeteci Ramazan Yıldız bey ama ben kısaca bahsederek konuya gireyim geçtiğimiz günlerde elimize eski belediye başkanı Nurullah Cahan ve ekibinin İç İşleri Bakanlığında 2015'li 16'lı yıllardan beri bekletildiği bazı soruşturma izni talepleri İç İşleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından uygun görülmüş ve soruşturmaya izin vermiş. Yargılamaların hele ki bariz yolsuzluk olaylarının ve Danıştay Sayıştay Müfettişleri ve hatta Cumhuriyet Savcılarınca suç bulunan iş ve işlemlerin İç İşleri oluruna tabi tutulması kanaatimce çok yanlış ve hem iş ve işleyişi yavaşlatıp geciktiriyor hem de suçun zincirleme işlenmesine zemin hazırlanmış oluyor. Cumhuriyet Savcısı Belediye Başkanına da dava açamayacak ise izinsiz neden adı Cumhuriyet Savcısı bu insanların? Neyse Devletin işine akıl ermez vardır bir bildiği diyelim yine de biz ama Soylu'nun bu bariz yolsuzluk dosyalarını yargıdan kaçırır gibi yıllarca bekletmesi çok manidar tabi bunu da demeden geçemeyeceğim. Cahan ve bazı belediye meclisi üyelerinin yargılanmasının önünü açan kararlara ait dosyalarda neler var neler? Hepsini de tek tek aktaracağız zaten Uşak Haber Merkezi'nde ama imar rantı yolsuzluğu diye bizim haber yapıp duyurduğumuz ne kadar mesele varsa hepsiyle ilgili de ayrı ayrı soruşturma izni çıkmış: Çok tescilli dolandırıcı ve imar rantçısı simsar olduğu biline biline kendini iş adamı diye pazarlayan isim var belgelerde adı geçen ve başı ağrıyacak mahkemeler de.
Benim asıl konum ise Cahan ve ekibinin bize sırf o dönem yaptıkları yolsuzlukları ifşa edip kamuoyuna duyurduk ve eleştirdik diye her yazımızla ilgili şikayette bulundular hiç birinden ceza almadık aldıramadılar ama gayri hukuki yollarla da olsa bize zulmetmeyi başardılar. Atapark'ta başımıza geleni biliyorsunuz hepiniz ki gazetenin kapanması hadisesi de hepinizin malumu derdim mağduriyet ifade etmek değil zaten ama elime geçen evraklardan bir tanesi doğrudan bize düşmanlık maksadı güttüklerini resmeder ve belgeler nitelikte idi. Gerçi evrakta ismim bile geçmiyor ama o dönem Orman Müdürlüğünden kiraladığım 140 dönüm arazinin benim tasarrufum da olduğunu bile bile ve Orman Müdürlüğünün burada kiracımız var olmaz demesine rağmen Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne sen gel buraya sosyal tesis yap diyerek bağışlamak ve bu mümkün olmayınca kurumlar tarafından onaylanmayıp, bu sefer de yine kanuna aykırı biçimde eğitim tesisi alanına çevirmek suçlaması ile iç işlerinden olur istenmiş. İç İşleri Bakanlığı tabi içinde kiracı olduğu belirtilmediği için anlamlandırmamakla beraber Devlet içi bir işlem olduğu ve menfaat oluşması durumu ya da mağduriyet oluşması söz konusu olmadığı gerekçesiyle olsa gerek soruşturmaya olur vermemiş. Oysa mağdur edilen kiracı nasıl olduysa yok varsayılmış her nedense? Sanki kiracısı olmayan bir orman arazisini belediye olarak almaya ve üzerine bina yapmaya zorlamak fiili sebepsiz işlenmiş gibi suç olduğu biline biline ki Cahan malumunuz avukat idi. Mağduriyetin oluştuğu ve mağdurun şehir siyaseti ve kamuoyu açısından önemi belirtilse iş tabi çok değişebilecek.
Tabi içinde kiracı olan bir mülk denmediği için bizim mağduriyetten de İç İşleri Bakanımızın haberi olmamış. Ben Sayın Bakanımızı kutluyorum yeri gelmişken ki geçmişte de az destek omuz atmadık kendisine ve Devlet Adamı ve büyüğü bildik kendisini. Soylu'yla haşa aynı kefeye de hiç koymadık bu ayrı ve takdirle takip ediyoruz uyuşturucu ve yolsuzluk şebekeleri ve terör örgütleri ile mücadelesini ama ben de kendi adıma bu mağduriyetimi ifade etmek istiyorum. Belediye zaten Orman Müdürlüğüne ait olmuş belediyeyle uzaktan yakından alakası olmayan ağaçlandırma ve piknik ve mesire alanını yani benim çok büyük bir dinlence ve eğlence alanı ve hatta içinde yüzme havuzları tenis kortları kır düğün salonları düşlediğim Hacıkadem köyü alanındaki çevre yola kilometrelerce cephesi olan, ihalesine girip kiraladığımız orman arazisini, sırf bana işlettirmemek veya yatırım yapma cesaretimizi kırmak ve bizim itibarımızla da oynayarak bize kendimizi kötü hissettirmek özetle bize düşmanlık etmek siyasi suikast düzenleyip düzenimizi kazanımızı ve kazanımımızı hiç etmek adına Kaldı ki kendi üzerime de almamış idik düşmanlık edeceklerini tahmin ederek ve zaten Cahan bizzat gitmişti öncesinde dönemin Orman Müdürünün yanına Erkan Çuhadar'ın sözleşmesini fesh edin müdürüm diye talimat vermek için. Bana da bunu bizzat dönemin orman müdürü kendisi ifade etmişti benim yüzümden yaşadığı siyasi baskı ve zulmü ifade için ve benden rica etmişti fesh etmemizi sözleşmeyi ama ben kabul etmemiştim. Tabi baskı ve cebirle olmayınca bu sefer baskı ve cebirle Çevre Şehiciliğe siz alın burayı ne yaparsanız yapın biz yapıvereceğiz belediye olarak demişlerdi. Çevre Şehircilik de Orman da kabul etmeyince başka hince yöntemlerle bizim oradaki kiracı meşruiyetimize gölge düşürmüşlerdi. Allah’ın işi işte karşıma çıktı ve aklıma geldi bu mülk bizim kiraladığımız mülk diye. Baktım paftasından vs. bizim ormandan 29 yıllığına kiralamış olduğumuz mülk. Dedim dur yazayım şunu.
Demem o ki İç İşleri Bakanlığı bahse konu usulsüzlüklerin yapılmaya çalışıldığı ve Ormandan mülk gasp edip başkasına bağışlar gibi davranıldığı gelişmeler de mağdur edilen taraftan haberdar olmayınca soruşturmaya değer görmemiş olabilir. Oysa bir kiracı var iken içeride bu iş ve işlemler yapılmış dense hem suçun mahiyeti ve önemi değişecek hem de suç daha ağır bir suç işlenmek için işlenmiş diyecek Bakanlık olur verip soruşturma isteyecek. O Cahan ve tayfası Ormanın kiracısından ne istemişte tüm bu hukuksuz işlere bulaşmış hiç gereği yokken? Nasıl olsa mülk Devletin elinde kalmış ve bir menfaat oluşmamş diye düşünmüş belli Bakanlık ama adamların menfaati siyasi idi ve bizi ekonomik olarak dar boğaza sokup siyasetimizi bitirmek maksatlarına erişmek için çevirmişlerdi tüm bu dalavereyi ki biz kendi düşünce ve fikirlerimizi halka arz edemeyelim ülke ya da şehir siyasetine dair gözlem ve haber paylaşamayalım kimseye. Amaç ortak olunca ve halkı uyutmak yolunda siyaset hep bir ağız olunca çok yapacak bir şey kalmayınca.
Mağdur edilen bir taraf var ve siyasi bir amaç güdülmekte. Mağdur edilen taraf çünkü siyaseten tam karşılarında yaptıkları yolsuzluklar ve usulsüzlükler sebebiyle sadece. Çünkü herkes bilir ki biz yazmasak onlar bizi kuş sütü ile belerlerdi ve yat alıverirlerdi. Keza çok kez çalamadılar erken ifşa ettiğimiz için. İşin siyasi boyutuna da ele alın şehir ve ülke çapında lütfen. Biz bu işletmeleri işletip paramızı kazanıyor olmaya devam etseydik ne olurduk? Şehir siyasetinde bize rağmen dizayn yapacaklarına inanabilirler miydi biz o paraları kazanmaya devam ediyor olsaydık Çektiğimiz çile neyse de bizden çalmadılar ki sadece bütün milletten çaldılar. Hayatın olağan akışında ve adil şartlarda sürseydi yaşamlarımız şimdiye nereye varırdı? Şehir nereye varırdı siz düşünün. Basketbolundan folklorüne canlı müzik kültüründen kuvvai milliye ocakları yaşatmaya pek çok alanda dokunduğumuz sahada şehrin elde ettiği başarılar ortada. Ama sevindirici olanı şu bu arada Cahan ve ekibi mahkeme huzuruna çıkarılacak ve yargılanacak ceza almasalar da kamu vicdanına bu belgeler nezdinde halkın yargılamasına izin verecek besbelli Devlet bu sevindirici o zaman bizde üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz vesselam ve saygıyla Kandiliniz Mübarek olsun. Dosta güven düşmana korku getirdi bu kandil gecesi...