Bahçeli'nin bütün planları çöktüğü gibi Kuzey Kıbrıs'ta mevcut Cumhurbaşkanını 5 Yıl daha görevde tutma planı da çöktü

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yapılan seçimleri Türkiye hükümeti ya da başka deyişle Cumhur İttifakı kaybetti. Kuzey Kıbrıs halkı Erdoğan ve Bahçeli'ye güvenmedi. Ne gösterdikleri adaya ne de kurdukları seçim tiyatrosuna güvenmeyen Milliyetçiler sandığa gitmedi. Zaten milletin yarıya yakınının sandığa bile gitmediği bir seçim ne kadar demokratik ve hukuki olabilir? Başka bir tartışmanın konusu ama sonuçta mevcut yönetimi indirdi Kıbrıs halkı, Türkiye'nin desteğine rağmen. Kıbrıs halkını maalesef kaybetmek üzereyiz işin doğrusu ve maalesef Kıbrıs'ta sadece askeri bölgeler de var gibiyiz. Hal bu iken ve Kıbrıs'a zaten insanımızın bir kısmı kambur gözü ile bakarken ve Kıbrıs adası toptan dünyanın kirli işlerinin döndüğü ve kirli paralara sahip insanların keyif ve sefa sürdüğü bir memlekete dönüşmüş iken acilen Kıbrıs'a ve Kıbrıs halkına dair doğru politikalar belirleyip yeni stratejik hamleler yapmamız lazım.
Bir kere her şeyden önce Kıbrıs halkının Türk'e ve Türk’lüğe olan aidiyetini ve maneviyatını güçlendirmemiz lazım ve Kıbrıs halkının içinde bulundukları nimetlerin farkına varmasını sağlayıp vatan başta olmak üzere mukaddesatın ve ortak değer yargılarımızın kıymetini bildirmeliyiz. Kültür ve dil zaten yaşıyor çok şükür gerisini diriltmek zor olmaz diye düşünüyorum ama oraya dair haberlere göz atınca durum hayli vahim, Acilen müdahale şart. Cumhur İttifakının politikaları her alanda çöktü zaten Kıbrıs Seçimleri de halk nezdindeki itibarlarının kalmadığını da ortaya koydu kanaatimce. Ne Türkiye'de ne Kuzey Kıbrıs başta olmak üzere Türk Dünyasında pek karşılığı kalmadı diyebiliriz Türk siyasetinin.
Sandık koyuyorsunuz neredeyse iki kişiden birisi sandığa gelmeye dahi tenezzül etmiyor düşünün işte. sandığa giden de zaten inanarak isteyerek içinden gele gele rey vermiyor ki? Yarın Türkiye'de seçim olsa benzer bir durum ortaya çıkacak. Millet inanmıyor artık siyasete ve sandığa gönüllü gitmiyor hukuk değilse de demokrasi askıya alınmış gibi ülkemizde. Zaten halktan insanlar siyasetten soğumasa da siyaset yapmalarına izin verilmiyor. Kiminin parti üyeliği dahi kabul edilmiyor düşünün özgüvensizliklerini ve halktan insanlara vitrinde yer vermemek için her türlü ayak oyunu algı operasyonu gerçekleşebiliyor. İtibar suikastı ile vitrinde olmasını önleyemediklerini de suikast ile öldürüyorlar işlenen faili meçhul gazeteci ve siyasetçi cinayetleri malumunuz.
Bir korku imparatorluğu var etmeye kalkıştılar ama bence Türk'ler korkmadı ve bence sosyal medyayı biraz inceler iseniz aslında milletin iktidardan alternatif diye dayatılanlardan da hiç memnun olmadığını pekala görebilirsiniz. Kendi var ettiği muhalefetin itibarsızlığına ve milletin onlara güvenemeyişine yaslanan bir iktidar var ülke de ve halk çaresiz hiç bir sözde siyasi liderin de ardına düşmüyor bekliyor dişini tırnağını yiyerek ve bekliyor bir bayrağın rüzgar beklediği gibi bir doğal liderin ortaya çıkıp halkı bir edip toparlamasını. Kimi dinlesek eskiye özeniyor gençlerimiz bile keşke Doksanlı ve iki binli yıllardan önce doğsaydık diyorlar. Herkes Cumhuriyetin kuruluşu zamanı ve o dönemin etkisi ile o günler ve o insanlar sayesinde yaşanan saadet dolu günleri arıyor. Cumhuriyetin kuruluş felsefesine acilen dönmeli ve saçma sapan sistem arayışlarından vazgeçmeliyiz.
Aramızda hiç kimse Gazi Mustafa Kemal Paşa'dan daha bilgili ve daha büyük değil Devlet işlerinde. Hatta aramızda Conker Paşa ayarında Kazım Karabekir yada Fevzi Çakmak Paşa ayarında bile kimse yok. İsmet İnönü'nün Celal Bayar'ın yerini dolduracak kimse bile yok aramızda hatta bir Demirel ve Ecevit kadar bilge de değiliz hiç birimiz ve hiç birimizin yeni sistem yada düşünce modeli vaaz etme salahiyeti yok gibi görünüyor. Elbette meydanlar içinden ne merdaneler çıkar? Halkın içinde neler var kim bilir? Diyebilirsiniz o zaman da halkın içinden bulup çıkarmalıyız bu değerlerimizi varsa derim size ama ben şahsen vitrinde olanlarda bu birikim ve tecrübeye sahip pek kimse göremiyorum. Anayasa yazmak çözüm değil zaten şu aşama da ayrı konu ama Anayasa yazacak bir birikim de olduğunu düşünmüyorum ben şahsen mevcut Millet Meclisinde ve akademik dünya da.
O yüzden boş ve ham hayaller ile uğraşmak yerine olması gerekeni oldurmayı denemeliyiz ki aslında kendi doğasında olacağı için olması gerekeni oldurmak da emperyalizmi yenip gerçekten milli iradeyi galebe çaldırmak da görünenden daha kolay. Olması gereken belli her alanda öze dönmek ve her alanda özümüze sahip çıkmak. İlk başta Yörüklerimize ve milletin efendisi köylülerimize el vermeliyiz Yörükler ve köyler yaşasın diye ve ilk başta köylü şehirli müşterek aklımız diyebileceğimiz Devlet aklını ortaya koyup asgari müşterekler de birliğimizi sağlamalıyız. Kuzey Kıbrıs'ta ortaya çıkan irade nihayetinde bir sandık iradesi ve bize dersler çıkarmamızı sağlamalı bu sonuç.
Düşünün ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmasa karnını doyurmakta zorlanır denilen Kıbrıs Halkı Türkiye hükümetinin hilafına bir tercih ve irade ortaya koyabiliyor. O yüzden hiç iki devlet masalları ile uyutmaya kalkmayalım Kıbrıs Halkını ve himaye eden değil her alanda bir ve beraber olan gerçek anlamda iki devlet olmalıyız ve Kuzey Kıbrıs halkının Devlet ve Millet egemenliğini gerçekten tanıyıp Kıbrıs'ımızı gerçek bir Devlet olarak muhatap almalıyız. Tatar gider Erhürman gelir bu da gider başkası gelir. Zaten Erhürman'a Rauf Denktaş Rahmetlinin oğlu Serdar Denktaş bile açıktan destek atmıştı malum demem o ki biz kafamıza akıl koyalım bir an önce ve kafamızdakileri halka dayatmak yerine halkın takdirine rıza göstermeyi öğrenelim ve lütfen kafamıza koyduğumuz akıl artık Cumhuriyet aklı olsun, vesselam ve saygılar.







Boş yapma Nurullah yavru vatan Tükiye’dir