
Türkiye'de neredeyse hiç PKK'lı terörist kalmamış iken ve alayı Suriye'de konumlanıp ABD emrine girip yine ABD emriyle Şara'nın güçlerine karşı savaşa girişmişler iken biz burada kurucu önder dedikleri bebek katilinin emrinde sanki ordu varmış hatta millet ve Devlet varmış gibi meşru kabul edilmesi gerekliliğini konuşuyoruz. Madem PKK artık ABD'nin ve İsrail'in emrinde olduğunu artık saklamıyor o zaman konu PKK iken muhatabımız neden Amerika değil? İsrail değil? de Vatan hainleri oluyor acaba? Madem biz PKK meselesini Kürt meselesi gibi algılamaya devam etmekten adı belli kurtulalım.
Amerika'nın emrine girmiş bir örgütün Kürtleri temsil yetkisi almış görüntüsü vermesine izin vermemizi icap ettiren bir zorunluluk ile karşı karşıya değiliz nasıl olsa. Nasıl olsa Bahçeli'den başka kurucu önder diyen yok bebek katiline bu gün itibarı ile meşruiyetini tamamen yitirmiş olduğuna inandığım sözde millet meclisindeki hainlerden başka BİJİ APO diye nara atan da yok. Halkın içinde hiç yok zaten APO cezaevinden çıkarılsın diyen sadece siyasette var ne hikmetse? Baştan beri diyoruz Kürt kardeşlerimize haksızlık ediliyor APO'ya Kürtlerin ve Kürt meselesi denilen sözde meselemizin Lideri ve önderi muamelesi yapılarak ama dinleyen kim.
Herkes vites yükseltti malumunuz siyasette Devletin pek sesi çıkmasa da. Tuhaftır en fazla da İmamoğlu, Özgür Özel ikilisi vites yükseltip haddi aştı. Korktuk bunlar da BİJİ APO diyecekler ve kurucu önder ilan edecekler Apo'yu diye. Allah'tan tabandan korkularına o kadar ileri gidemediler. CHP Tabanının zaten komisyon umurunda bile değil ve hiç hayır uman yok komisyondan. Ne Diyarbakır'da bayram havası var Mecliste BİJİ APO dendi diye ne de Mardin yada Trabzon'da? Hep söylüyoruz halk, geçim derdinde gençlerinin geleceğinden endişe içinde savruluyor ve kesinlikle sonuç getirmeyecek, karın doyurmayacak gündemlere ayırmaya vakti yok. HALK PERİŞAN HALDE.
Büyük harflerle yazıyorum özellikle ki siyasetçiler okusun halkın halinden haberdar olsun. Hazır Suriye'de bir karışıklık çıkmış ve yeni bir iç savaşa doğru evrileceğe benziyor, hazır İsrail istediği kafayı yaşatamadığı için ŞARA denen kuklasını terör örgütlerini de kullanarak sürekli sıkıştırıyor biz de kendi rolümüzü ona göre gözden geçirip üstlenelim ve mutlaka bölge ülkeleri ile istişareye yatıralım meseleyi. Özellikle İran ve Rusya ile istişare edip birlikte bir manevra mümkünse ortaya koyup adı belli terör örgütlerinden kurtulmaya dönük siyasi ve askeri hamleler de pekala mümkün olabilmeli.
Devlet askeri gücü ile korkutulmuş ve kıstırılmış terör örgütlerini yola getirmeye ne var? Yola gelmezlerse biraz militan kaybeder gelir belki aklı başına hem barışılacaksa da terörist liderleri ile değil eline silah tutuşturulup savaştıran ve ne uğrunda savaştığını önemsemeksizin salt para için savaşan sözde teröristler ile barışmalıyız onları ıslaha ve Devletle barıştırmaya dönük söylemler ve eylemler gerçekleştirmeliyiz.
Böyle sanki Suriye Devletine yada Türkiye Cumhuriyeti ya da İran Devletine karşı zafer kazanmış bir örgütün meşru talepleri yerine getiriliyor gibi bir eda ile olduğu sürece bu iş tad dökmez ve bu iş ne Yargının içine siner ne ordunun ne de istihbaratın. Çare her zaman için hukukta demokrasi de anlayış ve nezakette var, çare siyaseti bu çerçevelerde millet ve Devlet yararına üretmekte var. Gelin görün ki bizimkiler siyaset üretmiyor siyaseti istihbarat örgütleri üretiyor bizimkiler onların istediği gibi icra ediyor. Ya Milli Egemenlik hani Millet iradesi? Gelecek ve galip gelecek inşallah ve inşallah bu sefer milletin geleceğini gerçekten milletin iradesi tayin edecek...






