O bir Türk Kadını, o bir anne, o bir destanın zuhur bulduğu, Türk milletinin vekalet makamını meydana getirmek için seçilmiş kutlu kul. Ne mutlu Türk milletine ki yüce yaradan bizden olan, Ehlibeyt soyuyla yoğurulan mavi gözlü, sarı saçlı dev bir ADAM nasip etmiş ve bu nasip ettiği kutlu kulu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, yüce önderi olarak yüreğini dağlayan vatan, millet, İMAN aşkı ile bizlere hizmet ettirmiştir.
Hiç şüphe yoktur ki Zübeyde Hanım eli öpülesi, saygı duyulası ve sevilesi örnek bir anne olmuştur Türk Kadınına. Doğurmanın değil de marifetin asıl bir evladı vatana millete göz aydınlığı olsun diye yetiştirmenin usta sanatının can bulmuş halini görürüz Atamızda. Ali Rıza Efendinin vefatından sonra abisinin yanına taşınan ve ömrünü evlatlarına adayan Zübeyde Hanımın eşine bağlılığı da hiç şüphe yoktur ki bir sadakat timsali oluşundandır.
Türk kadının değerini anlamış, başına taç ettiğini göğsünü kabarta kabarta ilan etmiş, ailenin temelini teşkil eden kadını alın akı bilmiş bazı büyüklerimizden örnekler vermek isterim sizlere.
İskitler bir diğer adıyla Sakalar bilinen ilk Türk boyu olarak tarihte yerini almıştır. Bahsi geçen atalarımız ta o dönemden kadın haklarını örnek bir teşkilatlanmayla halkın içinde elif timsali dimdik taşımayı bilmiş ve korumuştur. Erler gibi kadınlarında mezarlarında savaşta kullandıkları kılıç, yay, ok gibi savaş aletlerine arkeolojik kazılarda çokça rastlanmaktadır. Cenk meydanında bile düşmanla eriyle omuz omuza savaşlara katılmış, at sürmüş, özgürlüğü ve latifliğini kaybetmeden Türk tarihine isimlerini altın harflerle kazıtmayı başarmışlardır.
Alemlerin efendisi peygamber efendimiz (sav) kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir dönemde evlatlarını ayrım yapmadan omuzlarında taşımış, birçok hadisinde de kız çocuklarına verilen değer ve kadına verilmesi gereken itibardan bahsetmiştir. Kızı Fatima’yı ayakta karşılar, ellerinden tutar, yanaklarından öper iltifatlarda bulunur onu onurlandırırmış. Hanımı Hatice validemize saygısı ve sevgisini her fırsatta gösterirmiş. Ali Efendimizin Fatima validemize beslediği muhabbetin güzelliği de dillere destandır.
Cengiz Han konuşma yaparken ben sizin hanınızım, bu da benim hanımım diyerek eşini katılan davetlilerin önünde itibar sahibi etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş mücadelesinde Türk kadının cesareti, fedakarlığı ve vatanperver tavrına bir kez daha şahit olmuş ve Türk kadınına tüm sözde gelişmişlikleriyle ve uygarlıklarıyla övünen birçok ülkeden daha önce seçme ve seçilme hakkını tanımıştır. Yüce önder Atatürk ‘’Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.’’ sözüyle Türk kadının toplumdaki yerini vurgulamıştır. Ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşma amacının gerçekleşmesinde bir hakikatin de Türk kadınına hak ettiği değeri ve itibarı kazandırmaktan geçtiğinin inkar edilemez bir gerçek olduğunu vurgulamış, ayrıca ‘’Büyük başarılar, kıymetli anaların yetiştirdikleri seçkin evlatlar sayesinde olmuştur.’’ sözüyle evlat yetiştirmenin toplumun en küçük yapı taşı olan ailede başladığı ve annelik vazifesinin kutsallığını, kutsal bir anne elinde yetişmiş olduğunun bilinciyle topluma aşılamıştır. Büyük önderin Türk kadınının anlam ve önemini anlattığı nice birçok sözüne ve icraatlarına rastlamak mümkündür.
Ruhun Şad Olsun Eli Öpülesi Mübarek Kadın,
Ruhun Şad Olsun Mustafa Kemal Atatürk,
Bu Millet, Bu Dünya Size Çok Şey Borçludur…
Minnettarız.
"Ehlibeyt soyuyla yoğurulan mavi gözlü, sarı saçlı dev bir ADAM nasip etmiş ve bu nasip ettiği kutlu kulu"
"EHLİBEYT" soyu olduğunu ispatlamanız gerekir..
Yoksa 5816 sayılı kanun ile yargılanmanız gerekir..