Bildiğiniz üzere Uşak Haber Merkezi ekibi olarak Devletçiliği ile ön planda olan insanlar olarak tanınır ve öyle yaşarız. Devletin üst düzey Emniyet amirleri müdürlerinden tutun da polisinden bekçisine değin bütün Emniyet Personeli bizi az çok tanıyıp takip ediyorsa yayın politikamızdan anlar hemen her olayda Devletin yanında tavır alışımızdan ve Devleti karşımıza asla almayışımızdan anlar keza Devlet personeline Belediyede çalışsa da milli eğitim yada adliye çalışanı olsa da farketmez asla saygıda kusur etmeyiz. Hak arama iddiamızı da haddince çizgisinde ve kanunlar çerçevesinde sürdürürüz. Ancak bu üzülerek de olsa eksik yada hata gördüğümüz de Devletimizi eleştirmeyeceğimiz anlamına da gelmemeli. Uzun zamandır yakından hatta bizzat takip ettiğim ve haberleştirmekten de utanç duyduğumuz bir olay yaşandı geçtiğimiz aylarda şehrimizde.
Uşak'ın kenar mahallelerinde bir aile dramı yaşandı üstüste. Önce bir aile geçim sıkıntıları sebebiyle dağılıyor. Sonra ne yapsın anne iki çocuğu ile anne babasına sığınıypr. Evde bekar bir şeytan uşağı yaşıyor evin evladı ama sapkınlık edebilecek derecede zehirlenmiş belli ki. Sonradan öğreniliyor ki dayı uzun süre biri erkek diğeri kız iki çocuğa da taciz de bulunuyor. Hatta erkek çocuğa tecavüz ettiğine de raporlar sebebiyle kesin gözü ile bakılıyor. Elbette suçu hakim önünde ispat edilmeden kimseyi suçlu ilan etmeye hakkımız olmamalı ama yargıdan da kaçtığına göre suçunu kabullenmiş oluyor. Keza çocuklarının başına geleni öğrenir öğrenmez anne eline tüfek veya sopa almıyor. Doğru karakolun yolunu tutup eline kalem alıyor ki Devleti gereğini yapsın bu sapık kardeşini derdest edip cezasını cezaevinde çektirsin. Anne ve çocukların şikayetleinin ardından başvurulan bütün uzman görüşleri ve raporlar da çocuklar ve annenin maalesef doğru söylediğine işaret ediyor. Keşke iftira ediyor olsa anne ve keşke öz yeğenine tecavüz eden kişi aramızda yaşayacağına öz kardeşine iftira atan bir kadın aramızda yaşıyor olsa. Elbette iftira da en kötü suçlardan biri ve asla işlenmemeli ama iftiraya da pek benzemiyor olay keşke diyor insan bu çocuklar bu kaderi yaşamamış ve uydurarak dayılarına iftira ediyor olsalar. Sonucu elbette Türk Adaleti belirleyecek ve bizde yardım ederek takip edeceğiz yargı sürecini ve kamuoyunu bilgilendireceğiz gerek gördüğümüzde.
Dağılan ailelerin çocukları perişan kimi uyuşturucu tuzağında kimi de istismar ve tacizin kucağında yaşamak zorunda bırakılıyor ve biliyorsunuz Türkiye olarak çok zor günler yaşıyoruz. Buhran denilecek derece de ekonomik sosyal kültürel her anlamda dip yapmış gibiyiz bana sorarsanız. Elbette karamsar tablo çizmek değil derdim ama kalkınma için insana ihtiyaç var insan ise adaletsizlik görünce bütün enerjisini kaybedebiliyor ve devlete de millete de yararlı olmaktan çıkıyor. Adaletin tesis ve temini çok önemli evet maalesef bu dayıyı cesaretlendiren de zaten adalet korkusunun yeterince olmaması bana sorarsanız. Evet söylediğim gibi maalesef şehrimizde biri kız olan 11 Diğeri 15 yaşlarında iki çocuğuna cinsel istismar ve oğluna da tecavüz de bulunmaktan şikayetçi olan bir anne şimdiler de çaresizlik ve korku içinde hakkında polise suç duyurusunda bulunduğu ve uzaklaştırma kararı aldırdığı ve fakat tehditlerinden nasiplenmekten kurtulamadığı kardeşinin yakalanmasını ve cezaevine konularak yargılanmasını bekliyor.
Geçtiğimiz günlerde Gediz'e bağlı bir köyde bulunan dedelerine ait evde kaldığı yönünde ihbar geliyor ve fakat Jandarma baskını düzenlediğinde şüphelinin çoktan kaçtığı anlaşılıyor. Köyde kaldığı süreçte köylülere kendisinin icra suçundan hapis cezasının bulunduğunu ve kaçak olduğunu söylemiş. Tabi zaten köylü gerçeği bilse hemen arar haber ederdi bu da ayrı bir konu. Ben bu yazımda isim de vermeyeceğim kaçak zanlının fotoğrafını da yayımlamayacağım. Sadece farkındalık yaratmak amaçlıyorum ve eminim bu yazıyı o sapık dayı okur ve belki de korkarak gelir kendi teslim olur yargıya diye onu belki de işlediği insanlık suçu ifşa olunca insan içinde zaten yaşayamayacağı ile cezaevinin ve Devlete teslim olmasının kendisinin de kurtuluşuna vesile olacağı gerçeği ile yüzleştirmek istedim. Tabii ki ben bu sapığı yakalamadan huzurlu uyumayacağım diyen polisimiz (sağolsun) başta olmak üzere sürekli sıkıştırdığını haber aldığımız savcılarımıza ve kolluk kuvvetlerimize de bir gönderme ve hatırlatma olması bakımından bu yazıyı kaleme aldım. Şayet 1 Eylül tarihine dek şahıs teslim olmazsa veya bir biçimde yakalanmazsa ismi ve resmi ile beraber ifşa edeceğim ki halk destek olabilsin arama çalışmalarına. Bu kişinin bu suçu işlediğini bilse bakkal parasıyla ekmek satmaz ona. gerçi duyduğuma göre maalesef bazı aile fertleri sahiplenirmiş sapıklıkla suçlanan ve çocuklarla yüzleşmekten kaçan dayıyı.. Dilerim bir an önce nadim olur ve polisimizi jandarmamızı da çok yormadan gelir teslim olur. İçimizde çocuk tecavüzcüsü bir sapığın yaşadığını bilmek bile tüylerimi ürpertiyor.