Uşak Ak Parti Milletvekili Mehmet Altay'ın yayımladığı kutlama mesajı şöyle:
Bir toplumda kadına gösterilen saygı, verilen değer, hak ve sorumluluklar, o toplumun çağdaşlık ve gelişmişlik düzeyini belirlemektedir. Toplumun temeli aileye, ailenin temeli ise kadınların varlığına bağlıdır. Gelişmiş ve huzurlu toplumlara baktığımızda, aileyi düzenli ve mutlu bir şekilde idare etmesini bilen kadınları görmekteyiz. Dolayısıyla kadının ihmal edildiği toplumların sağlıklı bir gelişme göstermesi mümkün değildir.
Geçmişte kadınların kamusal alanda erkekler kadar eşit biçimde yer almaması, devleti kadınların çağdaş, üretici ve yenilikçi gücünden yoksun bırakmıştır. Demokrasi ve insan haklarının gelişmesiyle, ırk, dil din, cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin insanların eşit haklara sahip oldukları düşüncesi devlet ve toplum yaşamında yerleşmiş, kadınlar da üretime, yönetime ve yaşamın tüm alanlarına katılmaya başlamıştır. Kadınlara eşit haklar veren toplumlarda, gelişme ve çağdaşlaşma hız kazanmıştır.
Tarihin her devrinde Türk kadını, aile ve toplum yapısının en müstesna mevkisinde bulunarak takdir edilecek fedakârlıklar ortaya koymuştur. Aile ortamında fertlerin rahatı ve huzuru için yorulmadan çalışan Türk kadını, Kurtuluş Savaşı'nda cephe gerisinin kahramanı olmuştur. İstiklal Savaşı'nda üstün gayretini ve canını ortaya koyan kadınlarımız, bu vatan ve millet için canını feda etmeye hazır nesilleri de yetiştirmişlerdir. Bu açıdan inancımızın ve kültürümüzün bir gereği olarak kadınlar bizim baş tacımızdır.
Bizler için hayattaki en güzel örnek Sevgili Peygamberimizdir. O, hanımlara karşı daima sevgi, saygı, hoşgörü ve anlayış göstermiş, hanımlara karşı hiçbir zaman kaba davranmamış, hep güler yüzlü olmuştur. Dolayısıyla Peygamberimizin hanımlara karşı gösterdiği bu tavır, hepimiz için örnek olmalıdır. Dahası “Cennet anaların ayakları altındadır” diyerek en yüce makama ulaşmanın ön şartı olarak analarımızı ve dolayısıyla kadınlarımızın mertebesini ortaya koymuştur.
Kadınlarımızın önündeki her ne sebeple olursa olsun hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı uygulamalara son vererek onların enerjilerinden faydalanmak durumundayız. Türk kadını, eğitimden, sağlığa, yasama, yürütme ve yargıdan iş dünyasına kadar her alanda üstlendikleri görevleri başarıyla yerine getirerek modern Türkiye'nin simgesi ve Cumhuriyetin en büyük teminatı olmuşlardır.
AK Parti Hükümetleri kadınların toplumda hak ettikleri yeri almaları ve onların üretici, yenilikçi gücünden faydalanılabilmesi için “kadınlara pozitif ayrımcılık” maddesini anayasamıza eklemiştir. Bu düzenlemeyi, yasal anlamda sağlanmış olan kadın erkek eşitliğinin uygulamada gerçekleştirilmesini sağlayacak olumlu ayrımcılık olarak değerlendirebiliriz. Böylece yasalar önünde erkeklerle eşit haklara sahip olan ancak toplumsal hayata katılımda doğrudan ya da dolaylı engellerle karşılaşan kadınlarımızın bu engelleri aşmaları sağlanacaktır.
Ayrıca Hükümetimiz, Dünya Kadınlar Günü’nü kutladığımız bu günde, kadınlarımıza karşı yapılan insanlık dışı saldırılara karşı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”u TBMM Genel Kurulu’na getirmiş ve görüşmeler devam etmektedir.
Analarımız, bacılarımız, eşlerimiz ve kızlarımız; yaşamımızın doğumdan ölüme her anında varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren fedakâr kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Bir toplumda kadına gösterilen saygı, verilen değer, hak ve sorumluluklar, o toplumun çağdaşlık ve gelişmişlik düzeyini belirlemektedir. Toplumun temeli aileye, ailenin temeli ise kadınların varlığına bağlıdır. Gelişmiş ve huzurlu toplumlara baktığımızda, aileyi düzenli ve mutlu bir şekilde idare etmesini bilen kadınları görmekteyiz. Dolayısıyla kadının ihmal edildiği toplumların sağlıklı bir gelişme göstermesi mümkün değildir.
Geçmişte kadınların kamusal alanda erkekler kadar eşit biçimde yer almaması, devleti kadınların çağdaş, üretici ve yenilikçi gücünden yoksun bırakmıştır. Demokrasi ve insan haklarının gelişmesiyle, ırk, dil din, cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin insanların eşit haklara sahip oldukları düşüncesi devlet ve toplum yaşamında yerleşmiş, kadınlar da üretime, yönetime ve yaşamın tüm alanlarına katılmaya başlamıştır. Kadınlara eşit haklar veren toplumlarda, gelişme ve çağdaşlaşma hız kazanmıştır.
Tarihin her devrinde Türk kadını, aile ve toplum yapısının en müstesna mevkisinde bulunarak takdir edilecek fedakârlıklar ortaya koymuştur. Aile ortamında fertlerin rahatı ve huzuru için yorulmadan çalışan Türk kadını, Kurtuluş Savaşı'nda cephe gerisinin kahramanı olmuştur. İstiklal Savaşı'nda üstün gayretini ve canını ortaya koyan kadınlarımız, bu vatan ve millet için canını feda etmeye hazır nesilleri de yetiştirmişlerdir. Bu açıdan inancımızın ve kültürümüzün bir gereği olarak kadınlar bizim baş tacımızdır.
Bizler için hayattaki en güzel örnek Sevgili Peygamberimizdir. O, hanımlara karşı daima sevgi, saygı, hoşgörü ve anlayış göstermiş, hanımlara karşı hiçbir zaman kaba davranmamış, hep güler yüzlü olmuştur. Dolayısıyla Peygamberimizin hanımlara karşı gösterdiği bu tavır, hepimiz için örnek olmalıdır. Dahası “Cennet anaların ayakları altındadır” diyerek en yüce makama ulaşmanın ön şartı olarak analarımızı ve dolayısıyla kadınlarımızın mertebesini ortaya koymuştur.
Kadınlarımızın önündeki her ne sebeple olursa olsun hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı uygulamalara son vererek onların enerjilerinden faydalanmak durumundayız. Türk kadını, eğitimden, sağlığa, yasama, yürütme ve yargıdan iş dünyasına kadar her alanda üstlendikleri görevleri başarıyla yerine getirerek modern Türkiye'nin simgesi ve Cumhuriyetin en büyük teminatı olmuşlardır.
AK Parti Hükümetleri kadınların toplumda hak ettikleri yeri almaları ve onların üretici, yenilikçi gücünden faydalanılabilmesi için “kadınlara pozitif ayrımcılık” maddesini anayasamıza eklemiştir. Bu düzenlemeyi, yasal anlamda sağlanmış olan kadın erkek eşitliğinin uygulamada gerçekleştirilmesini sağlayacak olumlu ayrımcılık olarak değerlendirebiliriz. Böylece yasalar önünde erkeklerle eşit haklara sahip olan ancak toplumsal hayata katılımda doğrudan ya da dolaylı engellerle karşılaşan kadınlarımızın bu engelleri aşmaları sağlanacaktır.
Ayrıca Hükümetimiz, Dünya Kadınlar Günü’nü kutladığımız bu günde, kadınlarımıza karşı yapılan insanlık dışı saldırılara karşı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”u TBMM Genel Kurulu’na getirmiş ve görüşmeler devam etmektedir.
Analarımız, bacılarımız, eşlerimiz ve kızlarımız; yaşamımızın doğumdan ölüme her anında varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren fedakâr kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.