Uşak Belediyesi Ne Zaman Siyasi ve İç Çekişmeleri Bırakıp Halkın Sorunlarını Çözecek?

info@vedatorhan.com.tr

24 Aralık 2012, 09:34

Uşak Belediye Başkanı Ali Erdoğan, bu dönem hizmetlerden daha çok hakkında açılan davalar, Şehir Plancısı olan Eşi ve kendisi ile ilgili bir takım iddialar, belediye personeli iç çekişmelerini önleyemeyişi, Hazim Sesli ve Gülen Cemaatinin işlerini görme hususundaki maharetleri ile gündeme geldi.

Uşak Belediyesi son günlerde, kent trafiğinin adeta İstanbul trafiği gibi tıkanması, İsmet Paşa Caddesin de yapılan yeni yol düzenlemesi ve zabıtaların esnafa karşı izledikleri kaba tutumları ile vatandaş arasında konuşulmakta ve tepki toplamakta.

Uşak Halkı 1999-2004 yılları arasında süpriz bir şekilde MHP'nin adayı olan Ali Erdoğan'a Belediye Başkanlığı makamını teslim etti. 2004 seçimlerinde Ak Parti'nin adayını tercih eden Uşak halkı 2009 seçimlerinde yeniden MHP'den aday olan Ali Erdoğan'a bir şans daha vererek 5 yıllığına belediyeyi emanet etti.

Ancak Uşak halkı Ali Erdoğan'a bir kez daha güvenmekle doğru yapıp yapmadığı hususuna bir türlü karar verememekte diye düşünüyor ve gözlemliyorum. "Ali Erdoğan; Uşak Halkının Arasına Ne Zaman İnecek" başlıklı bir yazım aylar öncesin de yine Uşak Haber Merkezi'nde ve Gündem Gazetesinde yayımlanmıştı. Ali Erdoğan'ın makam odasını Uşak Belediyesinin zemin katına indirmiş olması geçte olsa olumlu bir davranış olarak değerlendirilebilir tabi ki. Ancak halkın arasına inmek için zemin kata inmeye gerek yok ki! Halk Başkan ile görüşmeyi uygun bir zaman ve zeminde gerçekleştirebiliyor derdini aktarabilme imkanı bulabiliyorsa 20. katta da olsa gelir ve Başkan ile usulune uygun şekilde konuşur; çok şükür halkımızın genelinde o adap ve kültür yerleşmiş durumdadır. Eğer Belediye Başkanının halk ile diyaloğu zayıf ise halkı makamına kabul edip görüşmüyor ise akvaryumda balık izler gibi Başkanı izleme imkanı bulmasının çok da manidar olmadığını düşünüyorum. Ayrıca gerek Makam odasının yapımı için ve gerekse yenilenen mobilyalar için ciddi bir bütçe ayrıldığı da halk arasında konuşulmakta ve buna da sessiz çoğunluk tepki göstermekte. Yine de Makam Odasının aşağı kata indirilmiş olmasını nasıl okumamız gerektiğini bize zaman göstercek deyip bu konuyu şimdilik kapatıyorum.

Uşak Belediyesi'nde bir çok daire amirinin sırf yargılandığı için imtiyazlı gibi davrandığı Belediye'de Müdürlük yapan bir çok ismin de bu görevlerle ilgili liyakat ve ehliyet sahibi olmadığı dedikoduları da konuşulmakta. Personel arasındaki uyuşmazlıklar geçtiğimiz günlerde iki müdürün yumruklaşması ardından da Belediye Başkan Yardımcısı Hali İbrahim Buldaş'ın darp edilmesi gibi hadiselerle zaman zaman ciddi derecede su yüzüne çıkmakta ve bu durumda halkı rahatsız edici boyutlara ulaşmaktadır. Uşak'ın özellikle mesai çıkışları çektiği trafik çilesi İstanbul trafiğini hatırlatan görüntülerin ortaya çıkması, İsmet Paşa Caddesine çakılan kazıklar değişik esprilere sebep olmakta ve tepki toplayan bir argüman olarak karşımıza çıkmakta.

Ali Erdoğan'ın Gülen Cemaati ve Hazim Sesli'ye olan zaafı ve aşırı yakınlığı da gerek Ak Parti içerisinde gerekse halk arasında tepkilere sebep olmakta. Temizlik işlerinden tutun da, Ovademirler çöp depone alanına, Karaağaç Mahallesindeki çöpten enerji elde edilmesi işine varana dek bir çok işte Hazim Sesli'nin parmağının olduğu iddiaları ve dedikoduları halk arasında sıkça konuşulmakta.

Bu arada Geçtiğimiz günlerde kentimize Ak Parti Gençlik Kolları tarafından düzenlenen bir programa katılmak üzere gelen Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın ufuk açan sohbetinde, sosyal belediyecilik alanında verdiği hizmetlerden Uşak'ta ne var sorusunu sorgulamayacağımız zannedilmesin.

Tüm bunların yanısıra; daha Ali Erdoğan'ın başını çok ağrıtacağa benzeyen ve başka yazılarımda belgeleri ile beraber gündeme getireceğim farklı iddialar da var elbet. Kimse zannetmesin ki soyadım soyadına benziyor diye, aslında geçersiz olan evrak ile aslı gibidir vurdurtmak sureti ile ihaleye girişinden haberdar olduğum kişilerden kamuoyunu haberdar etmeyeceğim. Kimse zannetmesin ki Belediyeyi çiftliğe dönüştürenleri , personel üzerinde baskı kuranları, Şehir İçi Trafik Düzenlemesi için Belediyenin kasasından para verilip verilmediğini, 50 kişi tarafından bile takip edildiğini sanmadığım basın yayın kuruluşlarına ödenen devasa rakamları tek tek sorma hakkımı saklı tuttuğumu ve bu ve benzeri bir çok konuyu zaman zaman kaleme almayı sürdüreceğimi de deklare ederek yazıma ara veriyorum.