Abdi İbahim İlaç Firması sahibi ve yönetim kurulu başkanı Nezih Barut, geçen gün Türkiye’nin en önemli gazetelerinden birine verdiği röportajda, “maliyet baskısının çok fazla olduğundan yakınıyor”. Şimdi ben sayın Nezih Barut’a soruyorum; “ Hangi Maliyet? “
Bahsettiği maliyet, devlete ilaç satışına uygulanan iskonto oranı karının azalmasından kaynaklanan maliyet. Kurduğu ilaç firmasıyla deyim yerindeyse “ paranın dibine vuran “ Nezih Barut’a röportajı yapan gazetecinin sorması gereken çok soru varmış ama sormamış. Nezih Barut resmen devletin kendilerine haksızlık ettiğini bu yüzden de düşük kaliteli ilaç üretmek zorunda kalacaklarını, bu durumunda halkın sağlığına zarar vereceğini söylemiş.
Röportajı yapan gazetecinin sormadıklarını şimdi ben Nezih Barut’a sormak istiyorum;
Ak Parti hükümeti gelmeden önce; Ciro bazında Türkiye’nin en büyük şirketleri bu zamana kadar hep yabancı şirketler olmuştu. Ne oldu da Abdi İbrahim ilaç firması bir anda Türkiye’nin en büyük ilaç firması konumuna geldi. Burada hükümetin yabancı firmalara karşı aldığı tavır ve yerli firmaların üretimine verdiği destek en önemli kriter değil miydi? Şimdi ne oldu da, hükümeti karşınıza alacak şekilde açıklama yapma ihtiyacı hissettiniz?
Kamuya ilacı 2009 dan bu yana 1.9595 euro/Tl üzerinden sattıklarını ve şu an kurun 2.72 Tl olduğunu bu yüzden büyük zarar ettiklerini söyleyen Nezih Barut’a hükümet kanadından Sağlık Bakanı’nın verdiği cevap şu şekilde oldu; Sağlık Bakanı Müezzinoğlu ilacın kalitesi şu nedenle arttı veya standardı düştü demek kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye girer” dedi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise enflasyon farkı verildiğini belirterek “Kusura bakmasınlar bir de kur farkı verecek halimiz yok” diye konuştu. Yani hükümet kanadından Nezih Barut’un yaptığı açıklamalara herhangi bir taviz gelmedi.
Bunda hükümetin haklılık payı olan bir çok durum var. On yıllardır, sağlık sektörü ve ilaç sanayii Türkiye’nin kamburu oldu. İnsanlar kurdukları firmalarla devlet üzerinden milyonlarca TL. paralar kazandılar. Geçmişi bir hatırlayın, Kemal Kılıçdaroğlu zamanında SSK’da verilen açıkları, sürekli olarak belirli dönemlerde zarar içinde olan devletin sağlık kurumlarını. Şu an ki hükümet artık sağlıkta taviz vermek istemiyor. Diyebilirsiniz ki, sağlıkta herşey yolunda mı? Tabi ki değil, devlet kurumlarında verimsiz çalışan bir dünya memur, hala ne olacağı belli olmayan doktorların tam gün yasası, vatandaşın özel sağlık kurumlarından faydalanırken yaşadığı sıkıntılar bunların hepsi hükümetin halledemediği sorunlar olarak karşımızda duruyor.
Biliyorsunuz bir meslek grubu var; “ilaç mümessilliği” . Şıkır şıkır giyinen gencecik yakışıklı çocuklar, güzel kızlar. Hepsinin tek bir amacı var; doktora kendi ilaçlarını yazdırabilmek. Peki sayın Barut, doktorlara mümessiller bu ilaçları yazdırmaya çalışırken sizin yöneticilerinizin mümessiller, reklam çalışmaları, kongreler ve buna benzer bir çok satış/pazarlama tanıtımı için ayırdığı bütçe ne kadar? Röportajınızda keşke bunlardan da bahsetseydiniz? Şimdi diyeceksiniz ki biz tüm çalışmalarımızı eti kurallar üzerine yapıyoruz. Benimde size diyeceğim şu olacak, sizin etik dediğiniz işleri kılıfına uydurmaktan başka bir şey değil.
Bu zamana kadar ilaç firmaları tarafından doktorlara yazdıkları ilaç karşılığında nelerin alındığı, neleri peşkeş çekildiği herkes tarafından malum. Bu durumla ilgili açılan davalar, doktorların aldığı cezalar, cezaevine alınan ilaç mümessillerinin sırf ilaç firmalarının verdikleri satış kotasının üzerine çıkıp prim almak için neleri riske göze aldığı geçmişte yaşanan bir çok olayda gün yüzüne çıktı.
Bu genç mümessillerin hepsini birer canavar haline getiren siz ilaç firmalarının kurduğu vahşi kapitalist sistem değil de nedir? Sırf onlarla aynı dili konuşsun diye, 7 yıldızlı otellerde yaptığınız dönem toplantıları, verdiğiniz lüks arabalar, neredeyse asgari ücrete tekabül eden yemek paralarının tek bir amacı var; oluşturduğunuz çarkta dişlilerin tıkınmaması ve bunu maalesef başardınız.
Düşünün bir kere dünya sağlık örgütleri tarafından çokta önemsenmeyen bir kongre yapılıyor; kongre Rusya’da Türkiye’den katılım sağlayan doktorların tamamına yakını neredeyse erkek. Herkes tarafından malum kongreye ne için gidildiği, amacın ne olduğu. Eminiz hepimiz “ amaç sağlıkta, ilaç sektöründe yeni gelişmeleri takip etmek” Hadi canım sen de? Neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz!
Başlıkta belirttiğim gibi, ilaç sektörü maalesef yalanlar üzerine kurulmuş bir sektör ve her şey kılıfına uyduruluyor. Bağlanan doktorlar, eczaneler, eczane kalfaları halkın sağlığı yerine rantı ön planda tutarak sadece belirlenen hedeflere göre hareket ediyorlar. Bu yazdıklarımdan alınması gerekenler elbet işini dürüstçe yapan sağlık çalışanları değil. Ancak kim inkar edebilir ki; sağlık sektöründeki bu kötü niyetli kişilerin var olmadığını.
Sonuçta yine her şey dönüp dolaşıp insan ahlakına geliyor. Vatanını sevmeyen, vatandaşı düşünmeyen bir takım insanların yaptığı her türlü girişim dönüp dolaşıp yine Türk sağlık sistemini vuracak.
Şimdi sorabilirsiniz bunları nereden biliyorsun diye. İki yabancı ve bir yerli, Dünya’nın en büyük ilaç firmalarında ilaç mümessilliği ve bölge müdürlüğü yapmış biri olarak geçmişte bu çarkın içinde olduğumdan dolayı utanıyorum, işte bu yüzden!
Saygılarımla Efendim
Kerim ÇİBER
Yalanlar Üzerine Kurulmuş Bir Sektör; İlaç Sanayii!
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

x 11 yıl önce
evet,yazdıklarınız doğru.ama geçmişin hataları üzerinden ilaç politikası üretirseniz sonuç felaket olur.belki farkında değilsiniz ama bir çok ilaç piyasadan çekiliyor.yeni ilaç girişi yok.2.sınıf ve eski ilaçlarla tedavi oluyoruz.kısaca hükümet dengeyi bulmalı.enflasyon farki falan da verilmedi.ilaçtan yapilan tasarruf ise 3-5 özel hastane grubuna peşkeş çekildi.devlete kalmadi.
nezih barut ve senin tanıyıp bildiğin firmalar için senin yazın evet doğru olabilir, ama hakkıyla çalışıp emeğinden fazlasında gözü olmayan firmalar,mümessillerde küçümsenmeyecek kadar çoğunlukta. senin canavar dediğin mümessillerden fazla helal süt emmiş vatanını milletini emin olki senden daha fazla seven birçok kişi mevcut. bu yüzden tüm sektöre böyle atıp tutman,herkesi aynı kefeye koyman iftiradan başka birşey değil..yazına üzülmüyorum çünkü yazdıklarının yarısı doğru, senin şuan bana sinirlenmen gibi sadece sinirlendim, halbuki ne ihtişamlı ne düzgün bir isme sahipsin ama bu kafayla onu hak etmiyorsun..